Sorun dershane değil hâlâ anlaşılmadı mı?
Fotoğraf: Envato
Özel olarak dershaneler genel olarak eğitim sistemi ciddi bir sorun elbette. Ancak tıpkı Gezi ya da ODTÜ eylemlerinde sorunun birkaç ağaçtan ibaret olmadığı gibi, son gerilimde de sorun dershanelerden ibaret değildir.
En temel sorun egemenlik sorunudur. İktidar paylaşımı, karar alma süreçlerine katılım, hatta yeni anayasa yapma mevzusu bile dönüp dolaşıp egemenlik tartışmasına kilitlenir.
Bu nedenle son Bakanlar Kurulu toplantısında atılan geri adım Cemaat cephesinde karşılık bulmamış ve nihayet Başbakan “Geri adım atılmayacağı” yönünde bir karşı hamle daha yapmak zorunda kalmıştır.
İktidar içi gerilimlerin yerel seçim öncesine çekilip erken doğum yolu ile zayıflatılması ise planlanan, muhatapları bu oyunu yutacağa benzememektedir.
Eşeğini kaybettirip sonra buldurarak sevindirme ve yeni bir uzlaşmaya mecbur etme stratejisi, pek sonuç doğuracak gibi gözükmemektedir. Kürt sorununda da defalarca denenen söz konusu yöntemin, bu sefer iktidar ortağı bir partner üzerinde test edilmesi elbette dikkat çekicidir.
Bu işin sonunun tüm ülke siyasetini şekillendirmeye gelip dayanacağı ortadadır. Nitekim, Gülen’in dershaneleri devretmeye hazır oldukları yönündeki açıklaması önemli bir sinyaldir.
Bu vakitten sonra önümüzde iki yol gözükmektedir. Ya Erdoğan bir an önce cumhurbaşkanlığına çıkarak iktidar kaynaklarının dağıtılması ile ilgili yetkilerini devretmeyi göze alacak ya da bunu bile zorlaştıracak yeni hamleleri göğüslemeyi göze alacak bir atraksiyon içine girecektir. Geri adım atmak zorunda kalacak tarafın Erdoğan olacağı kesin olmakla birlikte bunun hangi dozda olacağını önümüzdeki günler gösterecektir.
Erdoğan’ın gücü ile Cemaatin gücü farklı dinamiklere dayanmaktadır. Aradaki fitneciler suçlaması ile üstü örtülemeyecek bir güç kullanma sorunundan bahsediyoruz.Yani egemenlik ve iktidar etme meselesinden.
Başbakan bütün cephelerde birden savaşmakta kararlı komutan edasından bir an önce çıkmazsa beklenenin ötesinde kırılmalar kaçınılmaz hale gelecektir. Tek ortak paydası Erdoğan’ı indirmek olan o kadar geniş bir cephenin ancak kendi tutumu yüzünden kolayca kuruluyor olmasından bile ders çıkarılamıyor olması hayret vericidir.
Bir aşamadan sonra taviz verme, geri adım atma ve uzlaşmacı davranmanın bile anlamsızlaşacağını bildiği için olsa gerek, sonuna kadar kavgayı göze alıyor gibi görünmenin daha fazla sürdürülebilir bir tarafı yoktur.
- Yazılı olmayan kurallar 11 Nisan 2015 01:00
- Muhalefetin gücü ve farkındalık 04 Nisan 2015 00:57
- Katırlar da ağlar 28 Mart 2015 01:00
- Halife efendimiz aldatılmış hükümsüzdür 21 Mart 2015 00:52
- Ben aday olmazsam kim olmalı? 14 Mart 2015 01:00
- Erdoğan’ın faizci arkadaşları ? 07 Mart 2015 00:54
- Türkmenistan modeli dururken ne Meksika'sı? 28 Şubat 2015 01:00
- Kavganın büyüğü 21 Şubat 2015 00:52
- En yeni Türkiye 14 Şubat 2015 01:00
- İşlevsiz parlamento, tutarsız başkanlık 07 Şubat 2015 00:52
- Herkes radikal solmuş meğer 31 Ocak 2015 00:53
- Deli deliyi görünce 17 Ocak 2015 01:00