25 Kasım 2013

İki hemşerimden hep söz ettim:
Biri babamın arkadaşıydı: Kasap Ali Amca…
Onun kulağıma küpe olmuş sözleri vardı… Size de aktardıklarım olmuştur…
En etkililerinden biri şuydu:

       “Biz bu doğruyu yarın ahrette mi söylecez ?​”

Öyle ya, bu gün söylemeniz gereken doğruları söylemeyip de ne zaman söyleyeceksiniz?

Şu günlerde üniversiteden üniversiteye, mimarlar odasından mimarlar odasına koşturup duruyorum.Konuşma isteniyor benden. Çoğu kez Ali Amca’ nın sözüyle başlıyorum konuşmama,

        “Biz bu doğruyu yarın ahrette mi söylecez ?​”
 
Sonra da söylemediğimi bırakmıyorum…

Arada bir dinleyenlerime bir soru soruyorum.
 Nelerin bilinmediği beni bile şaşırtıyor…
Örneğin, 1927 yılında yapılan ilk sayıma göre ülkemizdeki okuma yazma yüzdesini soruyorum.
Hiç yanıt alamıyorum…
Ya da öyle yanıtlar alıyorum ki, nasıl yorumlayacağımı bilemiyorum…
İstanbul’da, o yılda, okuma –yazma bilenlerin yüzdesini sorduğumda yüzde kırk, yüzde altmış diyenler çıkıyor örneğin.( Oysa yalnızca yüzde yedi… Bursa’ da yüzde dört, Hakkaride binde dört…)
1927 de yüzde doksan sekiz köyümüzde okul olmadığını söylediğimde inanmaz inanmaz bakıyorlar.
Gelin de siz bu durumda, Köy Enstitülerinin yaşamsal öneminden söz edin.
Doğruları söylediğimde de ‘politika’ yaptığımı sanıyorlar.

İkinci hemşerim oldukça yaşlı, Epiktetos.( MS 55-135).
Epiktetos bir köleymiş… Kölelikten kurtulduktan sonra Roma’ da felsefe dersleri vermiş. Düşüncelerinden ötürü daha sonra sürülmüş Roma’ dan.
Doğru söyleyeni dokuz köyden  kovarlar ya…
O da diyesiymiş ki,

  “ Bilgi insan yaşamında değişiklik yapmadığı sürece değersizdir.”

Ben Epiktetos’un bu sözünü bilmeden önce derdim ki,

           “ Eyleme geçmeyen bilgi, bilgi değildir.”

(Hani derler ya , ya huyundan ya suyundan… Bir yanım çekmiş işte…)
Sayılır mı? Siz söyleyin…
Durmadan kamudan çalan biri, “Hırsızlık etik değildir” dese inanır mısınız?

Birkaç gün önce  yitirdiğimiz bir mimar dost, Prof:Dr. Hakkı Önel de dermiş ki,

“Edindiğimiz bilgileri, kimseyle paylaşmadan, ölürken birlikte mi götüreceğiz?
Paylaşmayacak olduktan sonra neden edindik o bilgileri?​”

Kasap Ali Amcanın sözünün bir başka türlüsü işte…

Ayrıca, ben şuna da inanıyorum:

            “İki şey vardır ki paylaşmassanız çoğalmazlar. Biri sevgi, biri bilgi…”

Biz bu doğruları yarın ahrette mi söylecez?

Evrensel'i Takip Et