‘Karma’ karışık eğitim durumları...
Fotoğraf: Envato
Karma eğitim de masaya yatırıldı. Masadan kalkabilecek mi, kalkamayacak mı, göreceğiz. AKP’li meclis başkan vekili Sadık Yakut’un karma eğitimi yanlış bulduğu ve bu yanlışı düzelteceklerine ilişkin açıklamasıyla başlayan tartışmalar devam ediyor. Sadık Yakut’un bu açıklamasının kişisel olduğuna ve partiyi bağlamadığına ilişkin başka açıklamalar da geldi ancak yine de karma eğitim konusu tartışılmaya başlandı.
Karma eğitimin bilimsel temelden uzak politik temelde tartışılmaya açılması çok da şaşılacak bir durum değil, aslında. Çünkü Paulo Freire’nin eğitim görüşlerine dayanarak her zaman yazmış olduğum gibi eğitim siyasi bir olgudur.
Eğitimin bilimsel temelde şekillendirilmesini savunanlar bile aslında eğitimi siyasal bir süreç olarak ele alıyorlardır ve bilim maskesiyle kendi siyasal hedefleri doğrultusunda eğitime müdahale etme arzusu taşıyorlardır ve öyle bilimsel çalışmalar yapabilirler ki isterlerse kendi eğitim anlayışlarını haklı çıkarabilirler.
Bu yüzden, aslında eğitim süreçlerine ilişkin belirli bir görüşü, yaklaşımı, kuramı, uygulamayı savunmanın gerisinde hiç de öyle masumca etkenler bulunmaz. Ama bu duruma başka bir bakış açısından yaklaşmak gerekir.Şu sorularla devam edeyim. Eğitimde neyi savunacağız? Savunmamız gerekir mi? Buna benim yanıtım, belirli bir yaklaşımı savunmamız gerektiği şeklinde olacaktır. Peki, nasıl bir yaklaşımı savunmamız gerekir? Eğitimin siyasi bir olgu olduğunu yukarıda belirttim. Ama bundan anlaşılması gereken, filanca siyasi görüşe sahip olan ya da falanca siyasi kanattan olan kesimin, kişilerin, partilerin ve siyasi yapıların kendi hedefleri doğrultusunda eğitim süreçlerini yapılandırma hakkına sahip olduğu değil, elbette. Böyle bir görüş, dar olarak bile nitelendirilemeyecek kadar kısıtlı hareket alanına imkân bırakan bir siyasi (!) görüşün yansımasıdır. Çünkü siyaset ya da siyaset yapmak denilen şeyden anlaşılması gereken aslında bireylerin ve toplumun kendi yaşam alanları hakkında karar alma ve uygulama hakkına sahip olmalarıdır; kendi yaşam alanları üzerinde özgür diyalog kurma imkânını sağlayacak bir ortamda adaletli ve eşitlikçi bir yaşam sürmek iradesi göstermeleridir. Bu diyalog ortamını sınırlandıracak her türlü etken de bireylerin ve toplumun siyaset yapmasının önünde bir başka engel oluşturur.
Bu bağlamda, eğitim süreçlerinin de bu diyalog ortamını zenginleştirecek dinamiklere sahip olması gerekir.
Bu diyalog ortamının oluşmasını sağlayacak etkenlerden biri de insan denilen varlığın bütün cinslerinin (cinsiyet/cinsel yönelim, ırk, etnisite, vs.) öğrenme ve eğitim süreçleri içinde bir arada, yüz yüze, karşılıklı, yan yana bulunması ve birbirinden öğrenmesidir. İnsan denilen zengin varlığı çeşitli nedenlerden dolayı birbirinden ayırmaya ve aralarına duvarlar koymaya kalkarsanız bu diyaloğun gelişmesi de mümkün olmaz. Dolayısıyla toplumsal ve siyasal bir varlık olarak kabul ettiğimiz insanın toplumsal ve siyasal kimlik oluşturma sürecini de zedelemiş hatta bu sürece telafisi imkânsız zararlar vermiş olursunuz.
Karma eğitimi ya da ayrı eğitimi, sözde bilimsel verilere dayanarak zararları ve yararları açısından değerlendirdiğinizde bile metodolojik olarak feci bir yanılgıya düşme olasılığı çok fazla çünkü bu şekilde tek bir değişkene (karma/ayrı) bakmış olursunuz. Araştırmalara bakıldığında, karma eğitimin özellikle akademik başarı açısından zararları için söylenenlerin temelinde eğitim sisteminin başka değişkenlerinin rolünün çok daha fazla olduğu görülecektir.
Bir de üstelik kadının ve erkeğin farklı beyin yapılarına ve dolayısıyla farklı öğrenme stratejilerine sahip olduğundan hareketle eğitimin ayrı bir şekilde yapılması (karma yapılmaması) gerektiği savunulduğunda da büyük bir hataya düşülmüş olacaktır çünkü öğrenme ortamlarında diyaloğun anlamı aynı zamanda farklılıkların bir arada, yan yana, karşılıklı, yüz yüze, kol kola olması gerektiğidir.
Tabii ki, bununla baş edecek öğretmen yetiştiremezseniz, eğitim süreçlerini buna uygun bir şekilde yapılandıramazsanız, eğitim koşullarını buna uygun hale getiremezseniz, eğitim süreçlerini kapitalizmin dişlilerine terk ederseniz ortaya çıkan sorunların kaynağı da karma eğitimmiş gibi görünür.
“Karma”karışık bir durum, öyle değil mi? Bu “karma”karışıklığın üstesinden de ancak, diyalog ile gelebilirsiniz. Çünkü “karma”şıklıkta derin bir şeyler vardır. Derinlikler de karşılıklı diyalog ile keşfedilebilir.
- Eğitimde reform… Kim için ve ne için? 15 Ekim 2016 00:26
- İhtisaslaşmış kölelik 17 Eylül 2016 00:11
- Meslek liselerinin devri? 10 Eylül 2016 00:56
- Mültecilik, kölelik midir? 03 Eylül 2016 00:54
- Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir 06 Ağustos 2016 00:51
- İnsan olmak, demokrasi ve yabancılaşma 30 Temmuz 2016 01:00
- Demokrasi eğitimi ve demokrasinin neresindeyiz? 23 Temmuz 2016 00:51
- Vatandaş mı, yandaş mı, düşman mı? yoksa insan mı? 16 Temmuz 2016 00:51
- Yabancı öğretmen yetiştirme düzeni 09 Temmuz 2016 01:00
- Performans kaygısı 02 Temmuz 2016 01:00
- Maarif Vakfı Kanunu 25 Haziran 2016 00:51
- Başka bir seçenek hakkı için: ‘Yeter Artık’ 18 Haziran 2016 00:13