30 Kasım 2013
DİĞER YAZILARI
Yüzümüzün karası 16 Ağustos 2014
İnsan sevmek 12 Temmuz 2014
Kavel\'de miyiz hâlâ? 28 Haziran 2014
Camın sırrı 21 Haziran 2014
Yasak bölge 14 Haziran 2014
Organik O.C 31 Mayıs 2014
Bir nefes... 24 Mayıs 2014
Soma\'nın iyi insanı 15 Mayıs 2014
YAZI ARŞİVİ

Bizdeki keyif kimsede yok. Koltuklarımıza kurulup çekirdek çitleyerek, “cemaat-Hükümet” kavgasını izlemekteyiz. Özetle ruh halimiz “Yiyin birbirinizi”. Bir gazete manşeti değil bu sadece; “bizim mahalle”nin genel ruh hali... Ezilen çimenler olarak, keyif bizde!
Dershaneler kapatılmalı, elbette. Özel okullar da... Şüphe yok; “parasız, eşit ve bilimsel” eğitimin önünde ne engel varsa yıkılmalı. AKP Hükümetinin de, cemaatin de niyeti bu değil. Öyleyse, “Aman bize ne”, hatta “asıl mesele başka...” deyip sıyrılacak mıyız?
Ortaya saçılması olası belgeler “iktidarın gerçek yüzünü gösterebilir” diye avunacak mıyız? En fenası, “Cemaat tercih değiştirip bizi kurtaracak” rüyasına mı yatacağız? Karşımızdaki kirli rant siyaseti iş birliği de yapsa, kavga da etse; olan bu ülkeye, gençliğe oluyor.
AKP ilk günden beri, “eğitimde özelleştirme furyası” için hazırlık yapıyor. Deniyor, yokluyor, iki adım ileri, bir adım geri... “Açık ajandası” bu. Ve şimdi; sağlıkta yaptığı “dönüşüm”ün benzerini yapmak için seferberlik halinde.
Yaşananlar, hem cemaat-Hükümet geriliminde yeni bir perde; hem de eğitimde özelleştirme için dev bir adım. Nasılsa herkes “seyirlik temaaşa” izliyor. Özel okullarının eğitimde tuttuğu yeri bir anda iki üç katına çıkaracak bir adımdan söz ediyoruz. Sonra var olan teşvikleri “öğrenci bazlı” olarak artıracaklar. Yani, özetle; “bir öğrencinin devlete maliyeti şu kadar bin lira, bunun yarısını özel okullara versek, yarısını veli karşılasa, maarifi ne güzel idare ederiz” hesapları. Uzun zamandır dillerde bu; özel okullar yıllardır lobi yapıyor. Bir ara yasa çıktı, dönemin Cumhurbaşkanı Sezer engelledi.
“3 bin özel okul geliyor” diye atılan manşetleri, 4 bine yakın dershanenin yüzde 70’nin özel okul, kalanının “açık lise” olacağını atlıyoruz sanki. Özel açık lise “kızlı erkekli” tartışmalarının yapıldığı bir ülkede genç kadınlar için ne anlama gelir? Ucuz iş gücü diye çırpınan bir burjuvazinin elinde çocuk işçilere ne ifade eder? Düşünmeli!
Süreç; “sınavsız eğitim”, “dershanesiz eğitim”, “öğrenciler yarış atı olmayacak” teraneleriyle süsleniyor. Evet, öğrenciler “yarış atı” olamayacak. Yarışa alınmayacak milyonlarcası. Bizim çocuklarımız, bu halkın çocukları. Yarış iptal; bizim çocuklar hükmen mağlup...
Dershaneler bu sistemin yarattığı bir kanser ve savunulacak hiçbir tarafı yok. Ama, bugün yapılan da “metastaz”, yani kanserin bütün bünyeye yayılması. Eğitim sistemi, neredeyse beşikten başlayan bir “eleme sistemi”ne dönüşüyor. Hatta, geçişe kapalı açık bir “kast sistemi” bu. Ölçüt annenin, babanın cüzdanı!
Milyonlarca çocuğu, milyonlarca genci; hatta doğacak çocuklarını etkileyecek süreç bugün başlamadı, bitmeyecek de. Devlet destekli özel okul olduktan sonra, dershaneler kapansa ne, kapanmasa ne? Nasılsa cemaat okul sayısını ikiye katlar “ticareten” kaybı olmaz; “örgütlenme” faaliyetini evlere ve okullara taşır “siyaseten” kaybı olmaz. Bir şekilde anlaşırlar; ya da anlaşamazlar yollarına devam ederler. Filler işte...
Yanlış sorulara doğru yanıt aranmaz. Teşbihte hata olmaz; “Ne yani dershaneleri mi savunacağız” sorusu; en az 12 Eylül Referandumu’nda “Hayır” dediğimizde “Ne yani, 12 Eylül Anayasası’nı mı savunacağız” eleştirisi kadar saçma. Bugünkü yaklaşımla dershanelerin kapatılmasını “olumlu” saymak da; bir nevi “Yetmez, ama evet”. Eğitim için bütünlüklü bir karşı çıkışın örgütlenmesi şart.
“Mesele eğitim değil” kayıtsızlığı ise bu ülkenin gençlerine yapılabilecek en büyük ihanet. Eğitim hakkına yönelik kapsamlı özelleştirme saldırısı karşısında ilüzyona kapılıp kayıtsız kalmanın bedeli ağır. Birbirlerini yemiyorlar; aralarında ağız dalaşı yaparken bile, dönüp asıl yumruğu bize sallıyorlar. Sadece seyircinin dayak yediği bir gösteri bu.
Bilelim de; çekirdek çitlemeye öyle devam edelim.
İyi seyirler...

Evrensel'i Takip Et