Dürüstlük ve cadı avı
Fotoğraf: Envato
İtiraf etmem gerekir, Kasımpaşa-Galatasaray maçını izlerken Eboue’nin net bir pozisyonda yere düşüp kurşunlanmış gibi kıvranışını görünce bana da ilk an hiç inandırıcı gelmedi. Tekrarını izlediğimdeyse İlhan Eker’in de maç sonu röportajında açıkladığı üzere Eboue’ye iki kere müdahele ettiğini gördüm. Hal buyken insanın aklına Galatasaray’dan, Eboue’den ya da X bir oyuncudan bağımsız olarak şu soru geliyor ister istemez, acaba biz geçmişe dönük algımızın kurbanı mı oluyoruz? Eboue’nin kendisine faul yapılmışken abartılı bir şe- kilde düşüşü gerçekten siyah ya da beyaz kadar keskin bir yargıyı hak ediyor mu, yoksa epey gri bir mesele hakkında fazla net mi konuşuyoruz?
Geçtiğimiz hafta ülkenin en değerli kalemlerinden Uğur Meleke, 21 Kasım 2013 tarihli Milliyet Gazetesi’nde “Gerçek tektik ve eşsizdir” başlıklı, uluslararası çapta bir yazı kaleme aldı ve özetleyecek olursak UEFA’ya ‘Respect’ kampanyasının yerine artık ‘Honesty’ yani dürüstlük temasının işlenmesi gerektiğini söyledi. (http://bit.ly/IowzTY) Yazıya fazlasıyla katıldığımı söylemem gerek ancak aldatmaya yönelik başlatılacak mücadelenin bir riski de var: Cadı avı.
Özellikle İngiltere ve Türkiye gibi futbolu tepkisel ve anlık yaşayan ülkelerde bir anda ‘dürüstlük’ çatısından çıkıp futbolculara linç kampanyasına dönüşebilecek bu yaklaşımı hayata geçirme fikrinden önce bir de madalyonun diğer yüzüne bakmak gerek, futbolun gerçekliğine… İngiltere’de geçen yıl bu aylarda patlak veren ‘kendini yere atan futbolcular’ tartışmasında eleştirilerin dozu artınca eski milli oyuncu Michael Owen değerli bir açıklama yapmıştı futbolcular cephesinden… Futbolcuların yere düştüğü pozisyonların yüzde 75’inde ayakta kalabileceğini iddia eden Owen, “Kariyerim boyunca haksız penaltı kazanmadım ama bana faul yapıldığında ayakta durabilecek durumda olsam bile faulü göstermek için yere düştüğüm oldu. Dünyanın her yerinde, her liginde bu böyledir. Çok az faul sizin ayaklarınızı yerden kesecek kadar güçlüdür. Bir forvet oyuncusu için savunmacıya yanlış karar aldırıp faul yaptırmak sanattır” diyerek konu hakkındaki fikirlerini beyan ediyor.
Meseleye Owen’ın cephesinden bakınca iş biraz farklılaşıyor. Üstelik hocaların hocası, memleketçe en sevdiğimiz hakemlerden Pierluigi Collina da aynı konu hakkında şu demeci vermişti: “Eğer temas ve faul varsa bir futbolcu yere düşmek için her hakka sahiptir.” Galatasaray’ın ve Türk futbol tarihinin efsanevi golcüsü Hakan Şükür futbolculuk döneminde kendisine faul ya da penaltı yapıldığında düşmeyip ayakta kaldığı için medya tarafından eleştiriliyordu. Öte yandan adı kendini yere atmakla özdeşleşen Arif Erdem ise tam tersi bir imaja sahipti.
Burak, Sow, Oğuzhan, Emenike, Eboue… Bir hücum oyuncusu yere düştüğünde Allah yarattı demeden girişmeden önce bir kriteri aklımıza getirmemiz şart, bu oyuncu kendisine yapılan faulü mü göstermeye çalışıyor, yoksa olmayan bir faulden haksız kazanç mı elde etme peşinde? Birincisini ikincisiyle karıştırmadan, ikinciyi yapanı eleştirip ilkininse ayırdında olmak gerek… Bence işin püf noktası Owen’ın sözlerinin bize anlatmaya çalıştıklarında yatıyor. Mesele ne Hakan Şükür olup faulleri gösterememekte, ne Arif Erdem olup olmayanı oldurmakta, biraz Owen olabilmekte. Ya da Burak Yılmaz’a Trabzonspor maçında swf kliplere konu olan salvosunda kızarken Real Madrid maçında Ramos ayağına basarken düştüğü için arka çıkmakta. Uğur Meleke’nin ‘Dürüstlük’ ilkesinden hareket ederken sapla samanı da karıştırmamak ve empati yapabilmek özellikle memleket futbolunda tabanı olan bu cadı avının önüne geçecektir.
- İbrahim Coşkun ve heyecan 14 Ocak 2014 00:11
- Aralıklar kiminse Mayıslar da onun mu? 24 Aralık 2013 00:06
- Kura değil tombala! 17 Aralık 2013 00:21
- Kendini hatırlayan dev 10 Aralık 2013 00:34
- Fevzi Tuncay'ın gösterdikleri 19 Kasım 2013 07:19
- 'Çile'nin 14. yılı 12 Kasım 2013 07:17
- Çıkan oyuncu Muslera 05 Kasım 2013 07:58
- Başka bir Kıbrıs futbolu mümkün 29 Ekim 2013 07:35
- Kopenhag kriterleri 22 Ekim 2013 09:27