Yıl 2018: zekat mı sosyal güvenlik mi?

Beş yıl sonrasına dair sağlık ortamını bugünden kendi üzerinizden sınamaya hazır mısınız?
  Yıl 2018, diyelim ki sigortalı olmanıza karşın hastalandınız. O an kimi tedavi ve ameliyatların SGK kapsamı dışına alındığını hatırlayacaksınız. Kendinizi genç ve hasta olmaz sayıp bugünden özel sigorta şirketlerine ek teminat paketli sağlık sigortası yaptırmamış biriyseniz vay halinize. Hastalık bu; kime ve ne zaman uğrayacağı belli olmaz; öyle değil mi?
Yeni sağlık ortamında hastalığınız çok ciddi ise ne yapacaksınız şimdi?
  Evet, hükümet nihayet baklayı ağzından çıkardı. Özel sigorta şirketleri kapsamı daraltılmış Genel Sağlık sigortası (SGK) için devreye sokuldu. Reklamlarda “ek teminat paketi” olarak koca bir ülke için görücüye çıktılar bile. Diyorlar ki “Özel hastanelerde alınan farkları ödemek istemiyorsanız ek teminat paketi satın alın.” Hükümetin gözden kaçırdığı, kamu hastanelerinden de fark ücreti alındığı gerçeği. Misal eğitim hastaneleri her muayene başına 8 TL almakta.
  Yakında kimi sağlık bakanlığı ve üniversite hastaneleri de özel hastaneler gibi daha yaygın ek ücret alacaklar. Aslında tıp fakültesi hastanelerinde hocaların ücretli / prim vakaları, özü itibarı ile özel
hastane misali vatandaşın cebinden alınan ücrete dayanmaktadır.
  Peyderpey kimi hastalıkların kapsam dışına alındığını göreceğiz önümüzdeki yıllarda. Bu böbrek nakli de olabilir, kanser tedavisi de!
Sıralamayı yaşarken göreceğiz. Gerekçe olarak da SGK’nin mevcut harcamalarla çökmekte olduğunu ileri süreceklerdir. On yıllar öncesinin çokça dillendirilen “devletin sırtında kambur” söyleminin hedefindeki kurumları yeniden hatırlamakta yarar var. Kimi zaman SSK, kimi zaman da Emekli Sandığı ve Bağ-Kur için dillendirilirdi o yafta. Şimdi onların yerini Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) almış oldu.
  Özelleştirme sürecinde ülkenin yeni zenginleri sağlık alanından türedi. Yakında büyük hastane ve eczane zincirleri ile tanışacağız muhtemelen. Türemiş zenginler en zenginlerini çıkartacaklar içlerinden. Sağlığın metalaştırıldığı mevcut piyasacı sağlık ortamının iktidar için birinci meyvesi kendine yakınlar arasında çıkan bu (yandaş) sermaye birikimiydi.
  Şimdi SGK dara düşüp iflasın eşiğine geldiğinde ikinci hasat başlayacak muhtemelen. Sanılanın aksine çökmüş bir SGK sonrası iktidarlarından olmayacaklarını düşlüyorlar. GSS kapsamında sağlık hakkı sınırlandırıldığında yoksullar, güvencesizler, emekliler, öğrenciler başta olmak üzere cebinde parası olmayanlar özel sigorta şirketlerine ek teminat sigortası yaptıramayacak yani herhangi bir hastalık halinde açıkta kalmış olacaklar. İşte o zaman cemaat eksenli vakıflar devreye girecekler. Bunun alt yapısı torba yasalarla hazırlandı bile.
 Halkın geniş kesimlerinin ücretsiz sağlık organizasyonları kapsamında dini cemaat vakıflarından medet umma dönemi karşılığını yeni seçmen profili olarak bulacaktır muhtemelen. Ne demişti Başbakan bir defasında: “Obama’ya da söyledim. Bizde zekat kültürü var”
  Ama halk bu, ne yapacağı belli olmaz. Hayal kuranları zekata muhtaç bırakabilir.
  Sağlıcakla kalın...