09 Aralık 2013 00:13

Sorumluluk AKP Hükümetindedir

Sorumluluk AKP Hükümetindedir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hakkari-Gever’de (Yüksekova), PKK gerillalarının mezarlarının tahrip edilmesinin protesto edilmesi sırasında, polisin müdahalesi sonucu çıkan çatışmada Veysel ve Mehmet Reşit İşbilir hayatını yitirdi. Sürece yönelik provokasyon olarak değerlendirilen cinayete çeşitli eylemlerle tepki gösterilirken, bölgede gerilim de artıyor.
Hakkari Valisi daha baştan “Veysel İşbilir ve M. Reşit İşbilir polisle çatışmaya girdi” deyip, Emniyet ise basına İşbilir kardeşlerin “PKK milis yapılanmasına kayıtlı” olduğu iddiasını öne atıp iki yurttaşın katledilmesinin üstünü örtmeye çalıştılar. Ancak her şeyin gözleri önünde cereyan ettiği Gever halkı ise cinayeti polisin ya da Emniyet içinde örgütlenmiş kontra güçlerin işlediğinden hemfikirler. Nitekim cenaze ile ilgili Van ve Hakkari’de yapılan açıklamalarda da “devlet güçleri içindeki karanlık güç odaklarına” dikkat çekilirken, “cinayetin süreci provoke etmek için tezgahlandığı”nı da hem bölgedeki BDP yöneticileri hem de cenazede konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş özel olarak vurguladılar.
Ancak dün AKP ve Hükümetinin yarı resmî organı Yeni Şafak’ın manşetinden verdiği “Yabancı el Yüksekova’da” haberi, cinayetin daha önce bölgede sıkça gördüğümüz, provokasyon amaçlı, tipik kontra cinayetlerinin bir benzeri olduğunu herkesin gözüne soktu.
Habere göre, bir yabancı istihbarat örgütünün elemanları, Yüksekova’ya gelip önce bazı KCK ve BDP eski yöneticileriyle görüşmüş; sonra tekrar gelip bu sefer PKK’lilere 9 adet kalaşnikof ve bixi marka silahlar vermiş; halkı da “Gerilla mezarlarını polisler tahrip etti” diye kışkırtmış! İşte Gever’de polisle çatışanlar bu silahları kullanmış ve öldürülen iki kişi de bu çatışmada ölmüş! Dahası gazete bu baştan aşağı uydurma olan haberine hem “Çatışmanın Kandil’in inisiyatifi dışında” yapıldığı, hem de örgütün haberleşme yaptığı telefonlarda “intikam” çığlıklar atıldığı iddia etmiş.
Herkes neye inanacaksa ona inansın yani! Yeter ki cinayeti kimin işlediğinin, amacının ve arkasındaki güçlerin üstü örtülsün!
Elbette Yüksekova gibi bir yerde herkesin (devlet resmi güçleri korucular ve PKK) bir çatışmaya girecek kadar silahı olduğu dünya alemin malumudur. Bu yüzden de PKK’lilere yabancı istihbarat elemanlarının silah verip halkı da “Gerilla mezarlarını polis tahrip etti” diye kışkırtması iddiasını ortaya atıp olup biteni böyle de açıklamaya çocuklar bile inanmaz.
Ancak Gever’de olanlar bir yıldan beri bir “ilk”tir ama eğer Hükümetin sürece dair tutumu bugünkü gibi sürdüğü koşullarda da bu tür provokasyonlarının “son olmayacağı” bilinmelidir. Çünkü; halkın taleplerini dile getirdiği en barışçıl tepkiler karşısında bile polisi pervasız biçimde halkın üstüne sürme “çözüm ve müzakere” süreciyle ilgili halkın beklentilerinin karşılanması yerine eski “terörizm” “bölücü örgüt” edebiyatına dönme, sindirme operasyonları ve cezaevlerine insanları doldurmaya devam edilmesi, … bölgede huzursuzluğu artırırken, bu gerilim politikası savaşın sürmesinden yana olan kontra güçler için de uygun bir zemin oluşturmaktadır. Bu yüzden de Yüksekova’da cinayet ister devletin resmi güçleri isterse bu güçler içinde örgütlenmiş kontra güçler tarafından provokasyon amaçlı olarak geçekleştirilmiş olsun, burada siyasi sorumluluk AKP Hükümetindedir.
Bu yüzden de tartışma, “Cinayetleri polis mi kontrgerilla mı işledi?​” sorusuna yanıt aramakla sınırlı kalamaz. Asıl olarak da siyasi sorumluluk hem cinayetin aydınlatılmasında hem de bu tür provokasyonlara fırsat tanımayacak önlemleri derhal alma yükümlülüğünü getirmektedir.
Alınacak önlemlerin neler olduğu aylardır siyaset gündeminde tartılmaktadır. Bu önlemlerin en acillerini de Yüksekova’da cenazede konuşan BDP Eş Genel Başkanı Demirtaş ve HDP Eş Genel Başkanları Kürkçü ve Tuncel son açıklamalarında ifade ettiler.
Tabii ki AKP Hükümetinin barış sürecinin ilerlemesi için adım atmaya niyeti varsa!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa