Nestor da savaşları hiç sevmiyordu
Fotoğraf: Envato
Kral Odisseus; katıldığı Troya savaşından yirmi yıl sonra bile, karısı Penelopeya’nın ve büyüyüp delikanlı olmuş oğlu Telemahos’un yanına hâlâ dönemedi... Bu arada onun öldüğünü düşünen asalak egemenler, sözde dul kalan karısıyla evlenebilmek için gelip onun sarayına yerleştiler. Artık Odisseus’un ve halkın birikimi olarak ne var ne yoksa yiyip içiyorlardı!..”
***
Odisseus’un oğlu Telemahos; saraya çöreklenmiş arsız egemenlere söz dinletemeyince, babasını deniz ötelerinde aramaya karar verdi.
Her güçlüğü kendi zeka ve becerisiyle yenmeye ve yaşadığı çevreyi hiç çekinmeden hep daha güzele doğru dönüştürmeye çalıştığı için Odisseus’u çok seven tanrıça Atena, baba dostu Mentor kılığında ona yardımcı ve yoldaş oluyordu...
DADISI, HALKI YALNIZ BIRAKMAMASINI İSTEDİ
Ne var ki Telemahos’u bir ana sevgisiyle büyütüp yetiştiren dadı Eurikleya, onun deniz ötelerine gideceğini öğrenince; “Sen gidersen, zaten konağımıza çöreklenmiş bu soylu keneler hem bizim, hem de halkın birikimlerini; kendi eş ve yakınları arasında bölüşecekler!”diye sızlanmaya başladı. “Bununla da yetinmeyecekler; ülkemizin tarlalarına, limanlarına el koyacakları gibi güzel gençlerimizi de köle olarak yabancılara satacaklar! Dul ananı da elden ele gezdirecekler!.. O yüzden buralardan ayrılma yavrum, Telemahos!..”
TANRIÇA ATENA DA YOLDAŞLIK EDECEKTİ!
Telemahos, çok sevdiği dadısının kaygılarını gidermek için bir süre dil döktü. Zaten bütün amacının bu asalakları temizlemek olduğunu söyledi. Bu yüzden o gece denizlere açılacağını, ama bunu anasına söylememesini istedi... Sonra da baba dostu Mentor kılığındaki tanrıça Atena’yla buluştu ve birlikte koşaraktan sahile ulaştılar. Onları geminin yanında bekleyen iyi yürekli kürekçi yoldaşlarıyla buluşup kucaklaştılar..
Sonra da yolluk olarak hazırladıkları şarap testilerini ve un tulumlarını özene bezene gemiye yerleştirdiler... Kürekçiler yerlerine geçti. Tanrıça Atena itici Zefiros rüzgârını saldı köpüklü denize. Yelkenler de şişince gemi, dalgaları kıra kıra yol almaya başladı. Silme şarap dolu testilerden hemen birini açıp tasları doldurdular ve Olimposlu tanrıları onurlandırmak üzere bardaklarını havaya kaldırdılar. Ama en çok da Baştanrı Zeus’un gök gözlü güzel kızı tanrıça Atena’yı onurlandırmaya çalıştılar... Ne var ki baba dostu Mentor kılığında yanlarında oturan kişinin, haliyle tanrıça Atena’nın ta kendisi olduğunu kimseler bilmiyordu!
KRAL NESTOR SAVAŞLARDAN İĞRENİRDİ...
Gitgide ağaran suların üstünde uzun süre yol aldı gemi... Bu arada bir arabaya koşulu atların gökyüzünde koşturduğu güneş; denizlerin ötesinden Olimpos’taki tanrıların ve de dünyamızdaki bütün insanların üstüne, rengârenk ışıklar yağdırmaya başladı... Tam bu sıralarda da Telemahos’un gemisi, Pilos’taki o güzel sahile yanaştı... Bütün sahil büyük bir kalabalıkla kaynaşıyordu...
Telemahos’la Mentor kılığındaki tanrıça Atena gemiden inip sahildeki Pilosluların arasına karıştı. Piloslular o gün mavi yeleli denizler tanrısı Poseydon onuruna düzenledikleri büyük bir şöleni kutluyorlardı... Onun onuruna kurban ettikleri yüz boğanın yağ kokuları tanrılara, eti de kendilerine düşmüştü... Bu yüzden büyük büyük ateşler yakmışlardı... Kalabalığın içinde rastgele ilerleyen Telemahos’la Mentor, bir süre sonra kral Nestor’un konağına ulaştılar. Baba dostu Mentor kılığındaki tanrıça Atena; ”Sakın ha Telemahos, sıkılayım falan deme ihtiyar Nestor’u görünce!“ diye öğüt vermeye başladı. “Baban Odisseus hakkında ondan bilgiler almaya çalış!...”
Pilos kentinin kralı, yaşlı bilge Nestor; tam bir barış adamı olmasına karşın, sırf Troya’ya namus temizleme savaşına çıktığını söyleyen Baş kral Agamemnon’a safça inandığından Troya savaşına katılmıştı... Üstelik iki oğlunu da götürmüştü oraya.Ama biri orada kalmıştı! Kısacası savaşlardan yana çok dertliydi ihtiyar Nestor!
KONUK, DOYURULMADAN KİMLİĞİ SORULMAZDI!
Konağın girişinde Telemahos ve Mentor’la tanışan görevliler, onları hemen Nestor’un yanına götürdüler. Nestor’la Troya savaşından sağ dönen oğlu Trasimedes, konukları büyük bir dostlukla karşılayıp salona oturttular. Biraz hoşbeşten sonra onlara altın bir tas içinde şarap sundular.
”Konuklarımız, hoş geldiniz!” dedi yaşlı Nestor. “Bugün tanrı Poseydon onuruna düzenlediğimiz şölene rastladınız. Bu şarabı ilkin tanrıça Atena’nın onuruna içelim...”
Mentor kılığındaki Tanrıça Atena, altın tastaki şarabın ilkin kendisine sunulmasına çok sevindi. Haliyle gelenek olduğu üzere yüksek sesle tanrı Poseydon’dan Pilos halkı için iyi dileklerde bulundu. Sonra da altın tası Telemahos’a uzattı. O da tanrıça Atena gibi Poseydon’a ricada bulundu. Birlikte kızaran etlerden hep birlikte yediler, içtiler... Karınlarını iyice doyurduktan sonra kral sevimli Nestor; “Bizde gelenektendir,” diye söze başladı. “Ancak şölenin tadını aldıktan sonra konuklara kim oldukları sorulur. Söyleyin bakalım güzel konuklarım, deniz yoluyla böyle nerelerden geliyorsunuz?”
Mentor kılığındaki tanrıça Atena; rahat konuşsun diye bir serinlik saldı Telemahos’un yüreğine. Ve sevecenlikle yüzüne baktı bir süre...
Telemahos, Odisseus’un oğlu olduğunu söyleyince birden yerinden fırlayıp boynuna sarıldı yaşlı kral Nestor... Uzun süre öylece kaldılar...
- Çocuğun kalemi 07 Nisan 2024 03:56
- Gagasındaki bir şiirle 31 Mart 2024 04:00
- Çeker gider yıldızlar 21 Ocak 2024 05:30
- Macar Ozan Illyes’ten bir şiir 29 Ekim 2023 03:08
- Bülbülün olsun şiir 03 Eylül 2023 03:30
- Adonis tıklatır camları 09 Temmuz 2023 03:34
- Kuşlar ve Mozart 21 Mayıs 2023 04:00
- Boyadığımız gökyüzü 12 Mart 2023 03:40
- Bunca güzel olmazdı 15 Ocak 2023 03:04
- Her sabah boyar dünyamızı 27 Kasım 2022 03:21
- Köpek ve hırsız 09 Ekim 2022 03:30
- Kurt ve turna 07 Ağustos 2022 02:55