Stalin, Soçi 2014 için ne düşünürdü?
Milyarlarca insanın takip ettiği Olimpiyatlar ve Dünya Kupaları, 4 yılda bir, tesadüfen dünyanın herhangi bir kentinde düzenlenen bir festival olmaktan çok daha fazlasıdır.
Çağının öne çıkan politik ve ekonomik statükosunu, trendini yansıtır.
Bu “öne çıkanlar”ın şovu, bir nevi rüştünü dünyaya ispat etme gösterisidir.
Örneğin, 1934 Dünya Kupası’nın İtalya’da, 1936 Olimpiyatları’nın Berlin’de düzenlenmesi faşizmin yükselişinin bu rejimler tarafından tüm dünyaya ilan edilmesi anlamına geliyordu.
Neoliberalizmin küresel çapta ilanının gerçekleştirildiği 1984 Los Angeles ise soğuk savaşın sona ermek üzere olduğu yeni dünyanın siyasi-ekonomik projeksiyonu ve bu dünyanın spor organizasyonlarının neye benzeyeceğini haber veriyordu.
Bu temel gerçeği hesaba kattığımızda Rusya’nın 2014 Soçi Kış Olimpiyatları için neden 51 milyar dolar harcadığı da daha anlaşılır oluyor.
51 milyar dolar! Bu denli yüksek bir bütçe bugüne kadar Yaz Olimpiyatlarına dahi nasip olmadı. Ancak Vladimir Putin’in karizmatik liderliği suretinde yükselen yeni Rusya, -ki Putin’in de geçen hafta yakındığı üzere rüşvetin ve yolsuzluğun Rusya’sı- için böylesi bir harcama çılgınlığı anlaşılır. Rusya, diplomasideki hamleleriyle parlattığı yıldızını Kış Olimpiyatları’ndaki performansıyla taçlandırmak istiyor.
Bu “performans” uğruna,
* 150. yılına giren Çerkes soykırımının acılarının üzerine basılmış;
* Kafkasya’nın doğası bakımından eşsiz bir bölgesi şantiyeye çevrilmiş;
* Binlerce işçi(çoğu göçmen) “hızlandırılmış” inşaatlarda kölece çalıştırılmış;
Ne gam!
Bundan öncekilerde olduğu gibi Soçi 2014’te de IOC’nin mirasını yiye yiye bitiremediği o 5 olimpik halka, halkadan ibaret kalacak!
Uluslararası denklemde Rusya’nın karşı kampında yer alan ülkelerden kimi haklı ancak ikiyüzlü eleştiriler(eşcinsel haklarına saldırılması örneğin) duyacağız ancak bu da siyasi bir bilek güreşinden fazlası olmayacak.
Her şey Putin’in istediği gibi giderse, Rusya egemenleri bu oyunlardan büyük bir zaferle çıkacak ve bu iç politikada halk üzerindeki baskıyı artıracak.
Putin pek çoklarınca Stalin’den sonra Rusya’nın gördüğü en önemli lider olarak kabul ediliyor. Peki Stalin, Soçi 2014 için ne düşünürdü?
McKenzie Funk Outdoor dergisine yazdığı kapsamlı bir Soçi değerlendirmesinde, Putin’in bu “zafer”inden geriye kalacaklara ve nihayetinde de bu sorunun yanıtına değinmiş.
Funk, kölece çalıştırılan işçiler, kentsel dönüşümle zorla yerinden edilen yerel sakinler ve doğanın Soçi 2014 örneğinde de “olağan kurban” konumunda olduğunu belirtiyor.
Yazısında Soçi’nin eşsiz doğası ve sağlıklı atmosferi sebebiyle bir dönem Stalin’e tatillerinde ev sahipliği yaptığını hatırlatıyor. Stalin’in kır evindeki (dacha) her detay, Sovyet liderin bir hayli problemli olan sağlık durumunu bir nebze de olsa iyileştirmek için özel olarak düşünülmüş. Soçi’deki temiz havanın Stalin’in ciğerlerine iyi geleceği umuluyormuş.
Funk, başlığa taşıdığımız soruyu, kentte muhasebeci olarak çalışan rehberine soruyor. Yanıt, “Stalin böyle bir şeye asla izin vermezdi. Çünkü tüm bu yapılanlar, Soçi’yi mahvediyor” şeklinde.
Funk, Soçi gezisinde kent sakinlerinden Yulia’ya da Kış Olimpiyatları hakkında ne düşündüğünü soruyor, onun yanıtı daha çarpıcı: “Bir dev olup tüm bu binaları ve kamyonları parçalamak istiyorum. Burada doğa katliamı korkunç seviyede.”
Evrensel'i Takip Et