Pinokyo seçime hazırlanıyor
Seçim havasına çoktan girildi. Ortalıkta öylesine çok aday ve aday adayı var ki... Neredeyse metrekareye üç-dört aday adayı düşecek.
Bu havayı gören bizim Pinokyo, “Benim onlardan ne farkım var? Ben de onlar gibi vaatlerde bulunabilirim, sonra da nanik yapabilirim,” deyip, attı kendini meydana...
Pinokyo’nun ilk yaptığı iş, gidip, mahalle arkadaşlarını bulmak oldu. “Hemen oklarınızı alın, yanıma gelin. Tabii kırmızı biber, kara biber, yeşil biber gazlarını da unutmayın. Beni çok seven halkımdan koruyacaksınız, seçim alanlarında propaganda yaparken. Ben konuşarak kasideler yazacağım, sizler de beni koruyarak destanlar yazacaksınız.”
Tüm arkadaşları geldi Pinokyo’nun. Çevresini sardılar. Mahallenin “Kaktüs Birliği” onun yanında olacaklardı, tüm seçim propagandaları sırasında. Onu düşmanlardan koruyacaklardı.
“Kaktüs Birliği”nin hem kahraman, hem de asil ve necip olan mümtaz SS’leri Pinokyo’nun sağında, solunda, önünde, arkasında onu korumak için öylesine kenetlenmişlerdi ki... Tabii bir yandan da fırıl fırıl dönüyordu gözleri...
Pinokyo’nun konuşma yapacağı alana geldiler. “Kaktüs Birliği”nin SS’leri sevgili Pinokyo’larını alkışlamayan ya da isteksizce alkışlayan tüm yurttaşları gözaltına aldılar.
Pinokyo kürsüye çıktı ve konuşmasına başladı:
“Sevgili yurttaşları... Yakında önünüze sandıklar gelecek. Sakın ‘Ortada sandık öpe öpe usandık’ demeyin. Çünkü yakında bunlara oylarınızı atacaksınız... Neyse... Duyduğuma göre bazı fitneciler, benim burnumun yalan söylememden dolayı uzun olduğunu söylüyorlarmış. Yalan efendim, yalan. Bu uzun burunluluk bizim ailede ırsi. Bana, padişah, halife, peygamber efendimiz (Daha ‘Tanrı’ olmadı, kader utansın) babamdan geçti. O, üzerinize afiyet biraz fazla palavracı olduğu için durmaksızın uzar burnu, ben de ondan alışmışım. Marangozlar hergün rendelerler ve hergün de uzar... Neyse... Sizin huzurlarınıza toplu açılışlar için geldim. Tüm bu kentteki, çevre kentlerdeki ve onların köylerindeki bahçeli evlerin, gecekonduların bahçe kapısını toplu olarak açacağım… Açıyorum… Açtıııım… Tam ikimilyonbeşyüzelliüç bin açılış yaptım. Vatana, millete hayırlı olsun…”
Toplu Açılış Töreni’nden sonra bir başka mitinge katıldı, Pinkyo: “Sevgili yurttaşlarım, birkaç saat önce bir başka kentimizde aynı anda milyonlarca açılış yaptım. Eminim o açtığım yerlerin sahiplerinden bana oy gelir… Şimdi sizlerin önünüzde başka bir sorunumuzu halletmek için söz vereceğim: Bundan böyle ülkemizde tek bir işsiz kalmayacak. Çünkü tüm yurttaşlarıma iş ayarladım… ‘Nasıl olacak bu?’ diye meraklı gözlerle bana bakıyorsunuz. Babam, Muhterem Efendim bunu halledememiş, ama ben hallediyorum… Evet, herkese ‘Sinekten yağ çıkarma’ görevi ve işi veriyorum. Herkes çoluğuyla, çocuğuyla hiç yorulmadan sinekleri yakalayacak, onların yağlarını çıkaracak, sonra da devlete satacak. Hem siz, hem de devletimiz kazanacak… Onun için size boşuna söylemedim, üç çocuk, beş çocuk, on çocuk yapın diye. Ne kadar çok çocuk, o kadar çok sinek yağı…”
Pinokyo’nun seçim konuşması bittiği zaman yer-gök inliyordu alkıştan.
Bu seçimi de acaba Pinokyogiller mi kazanacaktı, yeniden?
Evrensel'i Takip Et