Bir de Sayıştay olmasa!
Sayıştay, bir önceki AKP Hükümeti döneminde, 19 Aralık 2010 tarihinde yayımlanan 6085 sayılı Sayıştay Yasası ile yeniden düzenlendi. Uygulamadan kaldırılan 832 sayılı Sayıştay Yasası, 21 Şubat 1967 tarihinde uygulamaya girmişti. Kırkaltı yılı aşan bir süre sonra Sayıştay Yasası neden değişti? Hiçbirimizin zorlanmayacağı bir yanıtı var. Küresel kapitalizmin gereksinimlerine uygun hale getirilmesi için. Özetle kamu maliyesinin yine kamu tarafından denetimini zayıflatabilmek için. Dönemin hükümetlerinin devlet gelir ve giderlerindeki kararlarının ve sonuçlarının görünür olmasını engellemek için.
Gelin görün ki, söz konusu düzenleme değişikliği gerçekleştiren Hükümet’in hemen sonrasında göreve başlayan yine AKP’nin Hükümeti tarafından yeterli bulunmuyor. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda gerçekleştirilen 2014 yılı bütçe sunumlarında muhalefet partilerinin taleplerine karşın, bakanlıklar ve kamu kurum ve kuruluşları hakkında Sayıştay tarafından hazırlanmış raporlar paylaşılmadı. Hükümet, Sayıştay raporlarını yasama organından saklıyor, adeta kaçırıyor.
Sizler gibi yanılma olasılığımızın düşük olduğu tahminlerimiz var. Ancak henüz elimizde konuyla ilgili belge ve bilgi olmadığı için yorum yapmayacağım. Bununla birlikte, iki kamu kurumu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) tarafından ayrı zamanlarda, aynı kaynaklardan hazırlandığı belirtilerek yayımlanan, SGK toplam sağlık harcamalarını incelememiz gerekiyor.
Bildiğiniz gibi, Türkiye’de 2008 yılından itibaren, sağlık hizmeti sunumu ile sağlık hizmetlerinin finansmanı birbirinden ayrıldı. Sağlık hizmetleri Sağlık Bakanlığı(SB), üniversite ve özel hastaneler tarafından sunulurken bu kurumlardan en büyük hizmet alıcısı SGK oldu. SGK, prim topladığı sigortalılarının tedavi hizmet giderlerini belirli koşullar kapsamında bu kuruluşlara ödüyor. Bunun dışında ilaç giderleri de yine bu kurum tarafından belirli koşullar altında ödeniyor. Devlet memurlarının sağlık giderleri ilgili bakanlıkların bütçelerinden karşılanıyor. Emekli olduktan sonra aktif çalışırken ödedikleri prim karşılığında SGK tarafından karşılanıyor.
SGK İstatistik Yıllığı-2012’nin Mali İstatistikler bölümünde yayımlanan verilere göre (Tablo 5.11), SGK, 2009 yılından 2012 yılına kadar sırasıyla 28 milyar 811milyon, 32milyar 509milyon, 36milyar 500milyon ve 44milyar 111milyon TL’lik toplam sağlık harcaması(özel ve kamudan sağlık hizmeti satın alımı) gerçekleştirdiğini duyuruyor.
Bununla birlikte, TÜİK tarafından 10 Ekim 2013 tarihinde yayımlanan Haber Bülteni’nde sunulan Sağlık Harcamaları İstatistikleri, 2009-2012 verilerine göre ise SGK, aynı yıllarda yine sırasıyla 28milyar 277milyon, 30milyar 695milyon, 34milyar 937milyon ve 41milyar 630milyon TL’lik toplam sağlık harcaması gerçekleştirmiş görünüyor.
İki kamu kurumunun aynı yıl için yayımladığı toplam sağlık harcamalarında, okurken bile dikkatinizi çekecek kadar büyük farklılıklar söz konusu. Yaptığımız hesaplamada, SGK’nin 2012 İstatistik Yıllığında yayımladığı toplam sağlık harcaması, TÜİK tarafından yayımlanana göre 2009 yılı için %1.9, 2010 yılı için %5.9, 2011 yılı için %4.5 ve 2012 yılı için %6.0 daha fazla. Yüzdelik bu değerlerin karşılık geldiği milyar TL’leri tabloda paylaşıyorum.
Tablo. SGK tarafından gerçekleştirilen toplam sağlık harcamasının SGK ve TÜİK kayıtlarındaki sunumu ve aradaki fark (milyon TL)
2009 2010 2011 2012
SGK 28 881 32 509 36 500 44 111
TÜİK 28 277 30 695 34 937 41 630
Fark 537 1814 1563 2 481
Hükümetin iki kurumunun aynı kaynaktan hazırladıklarını belirttikleri ve kamuoyu ile paylaştıkları kamu harcaması arasında dağlar kadar fark varken, Sayıştay’ın değerlendirme raporlarının neden saklandığı konusunda kimsenin kulağının üzerine yatmasına izin vermemek gerekiyor.
Ne dersiniz?
Evrensel'i Takip Et