18 Aralık 2013 00:09

Dünya kabuğunu zorluyor

Dünya kabuğunu  zorluyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şili’de, Sosyalist, Hıristiyan Demokrat ve Komünistlerin ittifakıyla seçmenlerin yüzde 65’inin oyunu alan Bachelet seçimi kazandı. Şili’de Faşist Diktatör Pinochet döneminin izleri hâlâ anayasa hükmünde devam ederken kazanılan bu başarı, halkın acılı tarihinin umutlu dönüm noktalarından biri olarak değerlendirilebilir. Bachelet’nin babasının işkencede öldürülmüş bir muhalif olması, seçim sonucunun simgesel değerini yükseltiyor.
Yakın zamana kadar büyük öğrenci isyanıyla bizim haziran ayaklanmamıza eşlik eden güçlü ve direngen halk muhalefeti, toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliğe karşı mücadele çağrısı yapan bir kadını başkan seçmekle bütün dünyada çok farklı biçimlerde kendisini gösteren “Artık yeter” haykırışına yeni bir ses katmıştır.
Hiç kuşku yok ki, Bachelet’nin programı ve politikası, bu güçlü talebe cevap vermekten çok uzaktır ve Şili halkının, bütün dünya halklarıyla ortak olan beklentileri büyük ölçüde boşa çıkacaktır. Şili’de muhalefetin görünen yüzü öğrenci ayaklanmasıdır ve “paralı eğitim” sorunundan kaynaklanmıştır. Fakat bu görünüşün arkasında bütün bir “küreselleşme” programına karşı derin öfke ve direniş yatmaktadır.
Şili’de yalnızca orta öğretim gören öğrencilerin yüzde 60’ına yakını özel okullarda okuyor.  Üniversitelerin büyük çoğunluğu özel okul...  Üniversite çağındaki öğrenci sayısının artmasına karşılık 1989’dan bu yana ülkede yeni kamu üniversitesi açılmadı ve özel üniversiteler büyük bir kâr kapısı haline geldi. Şili Üniversitesi Öğrenci Birliği Başkanı ; “4 yıl önce ücretsiz eğitimden bahsetmek bile kulağa çılgınca geliyordu. Şimdi ise ne kadar gerekli olduğu anlaşıldı. Biz daha önce sanayinin tüm insan faaliyetlerde motor rolü oynadığına devletin ise ikinci sırada yer alması gerektiğine inandırılmıştık. Yıllar sonra bunun böyle olmadığını gördük.” diyor. Bu sözlerde bizim yabancı olduğumuz hiçbir şey yoktur. Fransız, Hintli ya da İngiliz öğrencileri için de yabancı değildir bu sözler.
Bachelet de, bütün seçim kampanyası sırasında öğrenci ayaklanmasının gerekçelerini ve gücünü arkasına alarak “paralı eğitim” sorununa yüklenmiştir. Ama Şili’de de, dünyanın herhangi bir diğer ülkesinde de sorun bundan ibaret değildir. Sağlıktan çevre sorunlarına, işçi haklarından siyasal özgürlüklere, çalışma koşullarından ağır sömürü mekanizmalarının kurulmuş olmasına, derin yoksullaşmadan, savaş ve kriz politikalarına kadar her bela, ortaktır ve derinleşen yaranın ağır kanamalı hal alması bütün dünya halklarının ortak derdidir.  Bu yüzden Bachelet iktidarı, söylediklerinin tümünü (Ki bu devede kulaktır) yapsa bile bir pansuman iktidarı olmanın ötesine geçemeyecektir.
“Sosyal Devlet”  uygulamalarına dönüş demek, Şili’de ve tüm dünyada otuz yıldır yapılan özelleştirmeleri silmek, çalışma koşullarını değiştirmek, ağır emperyalist sömürü mekanizmalarını sil baştan ele almak anlamına geliyorsa eğer, bunun bile ne kadar zorlu bir mücadeleye ihtiyaç duyduğu açıktır. Dünyanın geri kalan bölümünü bir yana bırakalım; yalnızca Latin Amerika kıtasındaki emperyalist ağın bir düğüm noktası olan Şili’nin bunu tek başına başarabilme şansı çok tartışmalıdır.
Bununla birlikte, özellikle kıtanın tümünü düşündüğümüzde, halkların büyük muhalefeti ve mücadele birikimi, tarihsel kökleri derinlere uzanan geleneksel devrimci ruhu, kalıcı ve gerçek bir çözüme giden yolları bulmayı başaracaktır.
Şili seçimleri, halk muhalefetinin bunu başarabileceği umudunu veren işaretlerden biridir. Dünyanın kendisine giydirilen cendereyi zorladığını gösteren güzel bir işaret. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa