20 Aralık 2013 00:10

‘Bakanlarımı yedirmem’ diye gürleyemedi!

‘Bakanlarımı yedirmem’ diye gürleyemedi!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Nihayet kaleye Başbakan Erdoğan geçti! Başbakanın ilk yaptığı da son zamanlarda sıkça yaptığı gibi, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bir yandan operasyonun yapılış biçimini eleştirirken öte yandan bu operasyondaki Cemaat parmağına dikkat çekenleri de eleştirdiği “ortayı bulma” amaçlı açıklamasını yalanlamak oldu. Konuyla ilgi gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, “Gezi olaylarında istediklerini alamayanların yeni bir adım attığı” ezberini yeniledikten sonra şöyle devam etti: “… Çeteler şu anda devletin içinde devlet olma ve böyle anlayışla süreci istedikleri gibi yönetme, yönlendirme gayreti içine girme olayıdır. Fakat bu örgütlenmeyi kesinlikle meydana çıkaracağız. Ve bu babamızın oğlu olsa dinlemeyiz. Şuymuş buymuş, şucuymuş bucuymuş bizi enterese etmez. 28 Şubat’ın farklı versiyonu uygulanıyor…. Ben bunu karşılıksız da bırakamam!” Anlaşılan Başbakan, yardımcısı Arınç’tan farklı olarak, Fethullah Gülen’den gelen “Operasyonu yapan kişileri tanımam. Bizimle bir ilişkisi yok” açıklamasına inanmamış!
Başbakanın bu tavrı dikkate alındığında ve son haftalarda yandaş basında açıkça dile getirilen “Emniyet-yargı cuntası var. Bunlar hakkında seçimden sonra operasyon yapılacak” haberleriyle birleştirildiğinde, hükümetin bu hamlesinin yolsuzluk operasyonuna karşı hamlesinin “Seçimden sonra yapılacak” denilen çete operasyonu belki de öne alınacağını, önümüzdeki günlerde başlatılacağını söylemek yanlış olmaz.
Başbakanın sözleri sert ve bu sert sözler yandaş basında, arkasında İsrail’in olduğu, “MOSSAD’ın adliyede lobi yaptığı”na varan iddialar uçuşuyor havalarda. Nitekim operasyondan hemen sonra görevden alınan emniyet müdürü sayısı 33’ü bulurken, dün de İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın görevden alındı. Ve bu operasyon nedeniyle bakanların istifasını isteyen Nazlı Ilıcak da Sabah gazetesinden atılarak, operasyona yönelik karşı saldırının ilk “sivil” kurbanı oldu. Ve dün Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, soruşturmanın gizliliğini ihlal edenler için Meclis kürsüsünden, “Başbakan yardımcısı olarak suç duyurusunda bulunduğu”nu açıkladı.
Ancak bu sertliğe karşın Arınç’ın, Erdoğan’ın ve Mecliste konuşan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın söylediklerinden, imalarından, hakkında fezleke hazırlanan dört Bakanın istifa ettirileceğine dair işaretlerin olduğu da bir gerçek. Bu da Başbakan ve Hükümetinin, Bakanlar hakkındaki iddiaların doğrulanacağına, hatta yeni kanıtların da ortaya çakabileceğine inandıkları anlamına geliyor. Aksi halde saçma sapan açıklamalar yapan Adana Valisi için bile “Valimi yedirmem” diye kendisini ortaya atan Başbakan Erdoğan’ın, eğer tutabileceği bir yan bulabilse, “Bakanlarımı yedirmem” diye gürlemesi gerekirdi!
Kısacası Başbakan, Bakanları ve AKP’nin sözcüleri, bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu yürüten savcı ve emniyet yetkililerini “Devlet içinde örgütlenmiş çete” olarak suçluyor ve bunların hakkından geleceğini söylüyorlar. Ama “çete” de belgelerle konuşuyor; bakan oğulları, banka genel müdürleri, bakanların özel kalem müdürleri ve danışmalarının, TOKİ’nin idarecilerinin ve nihayet bakanların yüz milyonlara varan rüşvet ve ihale yolsuzlukları ve kara para aklamaları içindeki ilişkilerinin nasıl birbirinin içine geçtiğinin de şimdiden görüntülerini de medyaya sızdırarak, göstermiş bulunuyorlar.
Hükümet “Soruşturmanın gizliliği ihlal ediliyor” bahanesine sığınarak bu gerçeklerin üstünü örtemez. Çünkü bugün asıl olan bu rüşvet yolsuzluk operasyonunda ortaya çıkan yüz milyonlara varan yolsuzluk ve rüşvetin büyük inşaat firmalarından bakanlara, belediye başkanlarına uzanan zincirin halkın gözleri önüne serilmesi; bu övüle övüle bitirilemeyen düzenin aslında bir rüşvet, yolsuzluk düzeni olduğu gerçeğinin üstünün örtülmemesidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa