25 Aralık 2013

Uluslararası ilişkiler ve menfaat kapkaççılığı

Son yolsuzluk ve rüşvet olayının aynı zamanda uluslararası ilişkiler ağında önemli bir düğüm noktasına denk düştüğü görülüyor. Uzun yıllar ağır bir ambargo altında baskılanan İran, nefes alabileceği delikler açmaya çalışırken, gizli ve kural dışı araçlar kullanıyor -ki bu duruma düşürülmüş bütün devletlerin başvurduğu yollardır bunlar- ve bu sırada da Türkiye’deki kimi elemanları devreye sokuyor. Bu noktaya kadar olup bitenler bu türden hareketler içinde olağan ve işin tabiatından kaynaklanan bir gizlilik gerektirir ve hasımların muhtemel bütün hamlelerine karşı yeni hamleler hesaplanarak yapılır. Hareketi örtmek için dolaylı elemanlar ve yollar kullanılır. Ne var ki bütün tarih boyunca bütün gizli servisler hep aynı yolları ve araçları kullandığından karşı karşıya gelen güçler, kimin hangi çizgiden kimlerle geçeceğini az çok önceden kestirebilirler. Bu çerçeve içinde olay, bizi ancak emperyalist sistem içindeki hesaplaşmaların ve savaş biçimlerinin çeşitliliği bakımından ilgilendirir; merakla ve emperyalist güç odaklarının tabiatını öğrenmek bakımından dikkatle izleriz.
Ne var ki, bir iç politika sorunu halini alacak biçimde, hükümetin en etkili bakanlarının ve çocuklarının karıştığı bir menfaat kapışması ve yolsuzluk biçiminde uç verdiği noktada bu “uluslararası olay” iktidarın tabiatını sorgulamak bakımından önem kazanır.
Açıkça görülmektedir ki, İran’ın ambargoyu delme girişimine T.C. hükümeti el altından ve ABD’ye çaktırmadan yardımcı olmaya girişmiş, fakat bundan birkaç kişinin kasalarının doldurulması fırsatı olarak yararlanmayı daha önemli görmüştür. Bu da ABD’nin vuracağı zayıf noktayı altın tepsi içinde sunmuştur.
Kuraldır; bir devlet kendisi için zorunlu bir takım kural dışı işleri resmi olmayan elemanlara yaptıracaksa, önceden “Yakalanırsan beni tanımıyorsun, ben de seni tanımıyorum” diye sımsıkı tembihler. İşi üstlenen eleman da planını ona göre düzenler, ilişkilerini ona göre kurar… Gelgelelim, bizim olayımızda yakayı ele veren elemanlar ve işi verenler birbirlerini tanımadıklarını söyleyebilecek durumda değillerdir. Babalar ve oğullar!
Komedi burada başlıyor... Büyük komisyonların, olağanüstü rüşvetlerin döndüğü bir operasyonda, bundan eloğlu yiyeceğine bizim hayta yesin açgözlülüğü ağır basmıştır ve her noktası özenle örtülmesi gereken iş yapılırken devekuşu gibi mabat açıkta bırakılmıştır.
Burada görünen şey, hükümetin tabiatıdır. Bu; kapkaççı, fırsatçı, hırslı bencillik güdüleriyle iktidar olmanın olanaklarının birleşmesinden doğan bir tabiattır. Her türlü kural dışı yol bu tür ilişkilerin içinde “olağan” kabul edilir. Ama işin içine bireysel çıkar ve rüşvet girince bu, uluslararası bir operasyon karakterini kaybeder ve kişisel suç özelliği öne çıkar.
Hükümet ve suça karışan hiç kimse, yaptıkları işin büyük bir uluslararası operasyon olduğunu öne sürerek aklanma ve mazur görülme talebinde bulunamaz. İster ABD’ye vursun, ister İsrail’i yerlerde süründürsün, bu kişisel menfaat amacıyla yapılmış bir hırsızlıktır ve ahlaksızlıktır.  
Faili yakalayanın ABD, CIA, MOSSAD filan olması suçun mahiyetini değiştirmez, suçluya sempati duymamız, mazur görmemiz için kapı açmaz.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et