29 Aralık 2013 00:43

Savaş hallerinin maiyet gazeteciliği

Savaş hallerinin maiyet gazeteciliği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Adlı adınca konuşacaksak…
Yönetenlerin yönetemez hale geldiği…
Yönetilenlerin “Valla ne desek… Ben bilmem eşim bilir” şaşkınlığında seyrettiği…
Müzmin örgüt yetmezliği illetinden kurtulamayan devrimcilerin olmadığı devrimci günlerde…
Hayat örgüt… isyan… örgüt… devrim… deyu inlerken…
Memleketin mevcudiyetini tanzim ve geleceğini tayin meselesinde birbirine giren muktedirlerin baş rolde oynadığı…
Dış mihrak içerlek dinamik olduğu iktidar blokundaki parçalanmanın eşiğinde, medyadaki vaziyeteşöölebi’ bakmak elzem zannımca…
Şunun için:
AKP ile Cemaat çatışmasının topluma dönük yüzü daha çok psikolojik harekât merkezli cereyan ediyor…
Propaganda savaşının yalımları gerçeğin orasını burasını yamultuyor…
Kapışan kuvvetlerin hedefine göre şekil veriyor…
Ve bütün bu melanetler yapısı ve görevi gereği medya üzerinden…
Sarayın “Bekçi köpekleri” gazeteciler marifetiyle yapılıyor…
Gördüğüm vaziyet: Biz ahaliyi ayartmak için çemkirmekten bir birinin paçasına saldırma merhalesine geçen efendilerin medyasında, son kavga ile birlikte işleyiş de değişmeye başladı…
Kestirmeden ifade edeyim: Yandaş ve yanaşma medya AKP’yi taşıyamaz hale geldi…
İktidar rakibinin elini boğazında daha sıkı hissettikçe, haber ve habercinin kendi mecrasında hemhal olma…
Oluşma ve yayılma sürecinin nispi özerk”liğinebile tahammül edilemiyor…
“Yeni Türkiye’nin istiklal mücadelesini” yürütecek ‘Savaş Kabinesi’nin emir ve direktiflerine direkman bağlı…
Bi’ nevi seferberlik şartlarında taarruz edecek, kumanda merkezinden yönetilecek medya yapılanması devreye sokuluyor…
Savaş medyası artık yandaş gazeteciliğe değil maiyet gazeteciliğine ihtiyaç duyuyor…
Taraf’ın, 4 gazetenin ABD elçisine aynı gün başlattığı salvo misaliyle desteklediği haberini bu gözle okumalı:
“Yeni yol haritası belirleyen AKP, kendisini destekleyen basında yayımlanması için haber servisine başladı. İlk konu ABD elçisi oldu” (24 Aralık 2013)
Bakmayın AKP haber editörü olarak adı geçen Kültür Bakanı Çelik’in “külliyen yalan”lamasına…
Kuraldır: Savaşın ilk mağlubu gerçek olur…   
Savaş kararhâhlarının medya üretim ve denetim merkezleri olarak iş görmesinin sonuçlarını… Goobbelsvari sentetik üretimi daha sık görmeye başlayacağız…
Muhtemel komplikasyon:
Bununla uyum sağlayamayan yandaş ve yanaşma medyanın bağzı elemanları sürece ayak uyduramayarak çekilebilir.
Gezi süreci gibi toplu haysiyet depreşmesine yol açar mı bilemiyorum…
Ama yolların ayrılması başladı bile… Sabah’tan Nazlı Ilıcak, Bugün’den Ahmet Taşgetiren, Star Gazetesi’nden Berat Özipek’in ayrılmak mecburiyetindekalmaları bunun işareti:
Haber ve yorumcunun “İcabında yanlışa yanlış deyip, eleştirim” martavalı sallamasına neden olan medya menfezi kapatıldı…
Sıkı medya düzeninde şahsi figürlerdeki nüansın bile lüks sayıldığı savaş hali medya düzeninde söz maiyet gazeteciliğinde olacak…


GİZLİ BUZLANMAYA DİKKAT!

Medya üstünden sürdürülen psikolojik savaşın tabi neticesi:
Algı ve zihniyet dünyamızı besleyen idrak yollarımızda gizli buzlanmaya yol açar…
Haber ve yorum taarruzu altında olan biteni anlamak ve anlamlandırmak… Sağlıklı sonuçlara ulaşmak için…
Medya mahallesinin yollarında güvenli seyir için kural ve işaretlere uymak şart…
Aksi halde psikolojik savaş metotlarının yol açacağı sinsi buzlanma zihinşakülünü kaydırır…
Aman sol duyumuza mukayyet olalım, şu ayazda kurda kuşa yem olmayalım niyetine AKP-Cemaat kapışmasının yol işaretini hazırladım…
Buyurun… 
17 Aralık sürecinin ortaya döktüğü yolsuzluk ve rüşvetin belgeleri üzerinden şekillenen hamlelerininamacı:
Kamuoyunu kendi lehine ikna etmek… Yanına çekmek ve haklılığını onaylatmak için rıza üretmek…
Hedef net: Düşmanı (karşı tarafı) mümkün mertebe izole edip etrafını boşaltmak, yalnızlaştırmak…
Yandaş, yancı, destek ve sempatizan kesimleri artırmak…
Temel yöntem: Psikolojik harekât… Toplumsal algı yönetimi...
AKP’nin de Cemaat’in de muradı:
Süreci kendi hükmü şahsiyetleri etrafında domine etmeye devam etmek…
İki cephe arasında toplumu saflaştırmak… İktidar blokunun iki ucu arkasındaki “mecburi istikamet” haline sokulan hizalanmayı bozacak soldan yeni cephenin açılmasına izin vermemek…
Yeni bağımsız aktörlerin ortaya çıkması değil, yedeklenen (en azından) tarafsızlaştırılan kesimler yaratmak…
Çünkü: ‘Savaş’ın muzafferi, yeni dönemin tartışmasız meşru kuvveti olacak…
Misal. CHP, bu hadiselerin sonunda yancılığını yaptığı Cemaat’in meşruiyetini sorgulayabilir mi?
Devam edeyim…
Göstermeye çalıştığımın savaş oyunu gibi göründüğünün farkındayım…
İtirazım, ‘görünme’ ve ‘oyun’ kısmınaolur…
Zira ortada sahiden bir savaş var…Hem de çatışmanın saray içinden sokağa taşma potansiyeli taşıyan…
Ucu ‘cephe savaşına’ (da) açık…Şakası olmayan savaş…
İktidar bloku içi çatışmaya yem olmadan…
Doğru zeminde konumlanmak…
Bağımsız pozisyon almak için önce bu vaziyetin anadan üryan halini görüp… Hakikatin idrakinde olmak… Lazım… 


MUHALEFETİ TAVLAMA ZANAATI

AKP ile Cemaat medya vasıtasıyla akıl, vicdan ve duygularımızı işgal etmek için fetih seferleri düzenliyor.
Kızışan propaganda savaşının yalımları gerçeğin orasını burasını yamultuyor…
Kapışan kuvvetlerin hedefine göre şekil veriyor…
Taraflar… Bilhassa (AKP/Cemaat koalisyonu) iktidarın(ın) teşhir olduğu…
İler tutar yanının kalmadığı mevzularda, suç ortakları topu karşı tarafa atarak kendini temize çekmek için tarihe çalım atmaya kalkıyor…
Amaçları şu:
Muarızına karşı…
AKP,çözüm süreci üzerinden Kürt hareketini… Yeni Türkiye’ye karşı dış komplo demogojisi üzerinden “Milli güçleri mobilize etmeye çalışıyor…
F Tipi Cemaat ise Hükümet karşıtlığını arkalamaya çalışıyor… CHP biçilen rolü üstlendi ve yancılık beratını boynuna taktı…
Şimdi hedefte başka kesimler de var..
Bunu için kendilerini yalanlama pahasına olmadık taklalar atıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa