Nerede hata yaptım diyecek mi?
Yılın ilk gününde, geçmiş yıla ait hesap dökümü yapmak için geç kalınmış olabilir. Her şey olup bittikten sonra, “Nerede hata yaptım” demenin faydası yok! Yeni bir başlangıç için, daha sağlam adımlar atmak, daha taze güçler toplamak için takvimden bir yaprak daha düşmesini beklemeye de gerek yoktu. Bir şeyler kötü gidiyorsa, hemen o an düşünmeye başlamalı. Sakin kafayla!
Şahsen, kendi hesabıma yaptığım ve gördüğüm bir iki hatayı zaten okuyucuyla paylaştığım için bu yıl itibarıyla yeni bir muhasebeyi bugün yapma ihtiyacında değilim.
Zaten ben hata yapsam ne olur ki? Dünya mı yıkılır? Birilerinin evine ateş mi düşer? Memleketin itibarı mı sarsılır? Borsa mı çöker? Hiçbiri olmaz!
Hayatın “geri al” tuşu yok. Eli bilgisayar klavyesine alışmış olanlar için “undo” birçok yanlışı düzeltebilir ama hayatta akıp giden zamanı geri getirmek, olmuşu olmamışa çevirmek hiç mümkün değil.
Öyle olsa bile, kimileri “ne hatası ulan, benim yaptığım her şey doğru, yanlış olan hayatın kendisi” diyebilir.
Herhalde Başbakan Erdoğan için 2013 baştan başa yanlış bir yıldı. Hangi dalı tuttuysa kırdı. Ortadoğu cehennemine körükle girdi, eli yüzü yanık içinde çıkmaya çalışıyor. Şu anda üç önemli ülkede, Mısır, İsrail ve Suriye’de büyükelçisi olmayan tek Ortadoğu ülkesi Türkiye. can ciğer kuzu sarması olduğu Suudi Arabistan ve Katar dahil, bölgedeki bütün ülkelerle arası gizli-açık bozuk. Büyük patron ABD’yle sıcak bağlar iyice buz kesti.
İmparatorluk hayalinin başlıca dayanağı olarak gördüğü İhvan teşkilatı, Mısır’da “terör örgütü” ilan edildi, bölgedeki hakimiyetini yitirdi ve dağılmaya yüz tuttu.
Avrupa’yı ayarlamakla yükümlü bakanı yolsuzluk iddiasıyla istifaya zorlandı, orası tamamen boşaldı. Bütün dünya, şimdi ekonomisi de frenleri patlamış vaziyette yokuş aşağı giden bu ülkede bir hükümet olup olmadığından kuşku duyuyor.
İçerde, “çılgın projeler” diye büyük reklamlarla sunduğu bütün akçeli işlerin altından yolsuzluk-hırsızlık kokuları geliyor. Pensilvanyalı Hoca’nın bedduası tutmuş gibi evine ateş düştü düşecek. Anayasa, hukuk, devlet kurumları arasındaki koordinasyon, hepsi berhava olmuş durumda.
Peki nerede hata yaptı?
Bu sorunun cevabı yok.
Ünlü sözde söylendiği gibi, “Yanlış hayat doğru yaşanmaz!”. Bu sistem içinde, kapitalizmi kutsayan hangi başbakan olursa olsun, hangi hükümet gelirse gelsin, aynı ilişkiler içinden geçmek, aynı düğmelere basmak, aynı sonuçları almak zorunda kalacaktır. Ana çizgileriyle tablo aynı olacaktır.
Fakat Erdoğan, kendi ihtişamından gözleri kör olmuş vaziyette bulduğu her boşluğa sınırsızca saldırdı. ‘Dünya malı’nın ahret zenginliğinden daha tatlı olduğunu keşfeden yeni yetme zenginler güruhunun doymak bilmez iştahının memleketin kalkınması olduğunu düşünmeye başladı. Onlar kalkınıyorsa, memleket kalkınıyor demektir dedi. İran’a, Irak’a, Suriye’ye, Mısır’a hep yağmalanacak hazinelerle dolu ülkeler gözüyle baktı. Para aktıkça sorun yoktu!
İşte bu noktada diğer kapitalist hükümetlerin göze almakta tereddüt edeceği hamleler yapmaya başladı. Tabloyu kendi sevdiği renklerle boyamaya kalkıştı. Sistemin şablonunun dışına çıkabileceğini sandı. Hem kapitalist ilişkilerin bütün nimetlerini cebe indireceksin, hem de şablonu bozarak gönlünce oynayacaksın; bu kurnazlığı sistemin ağaları yemez!
Şimdi, yaptıklarının tümünü “patronların, emperyalistlerin, Siyonistlerin, oyununu bozmak” olduğuna bizi inandırmak istiyor.
Bunu da biz yemiyoruz!
Çok açık görünüyor ki, 2014 yolun sonudur. Yine çok açıktır ki, aynı şablonu uygulamak üzere başka bir hükümet icat edilecektir. Belki AKP içinden çıkacak, belki CHP-MHP ile bir kısım AKP’linin katıldığı bir model bulunacaktır. Daha önce seyrettiğimiz bir filmi oynatmak isteyecekler.
Ama bu sefer, bu modası geçmiş filmleri hızla çöplüğe göndermeyi başaracak bir halkla karşı karşıya olacaklar.
Neşeli bir yıl başlıyor. Umutla ve heyecanla, mücadeleye devam!
Evrensel'i Takip Et