31 Aralık 2013 23:16

Yeni yıl kutlu olsun!

Yeni yıl kutlu olsun!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Barış ve Müzakere” görüşmeleriyle başlayan, görkemli Gezi direnişini “ortasına” alıp, işçilerin ve emekçilerin hak mücadelesini de bütün yıl içine yayarken, büyük rüşvet ve yolsuzluk skandalı ile 2014’e bağlanan 2013, bir yandan demokrasi mücadelesine sunduğu görülmemiş imkanlarla öte yandan çürüyen sistemin etrafı kaplayan iğrenç kokusu ve lime lime dökülmesiyle hafızalarımıza kazınan bir yıl oldu.
Sadece Türkiye’de değil 2013 bölge ülkelerinde de son derece önemli gelişmelere sahne oldu.
Arap isyanlarının merkez ülkesi olan Mısır’da Müslüman Kardeşler bir darbeyle devrilirken, aynı zamanda Ortadoğu ülkeleri için Müslüman Kardeşlerin bir özgürleşme hareketi değil de ama halkları Orta Çağa götürmenin dayanağı olan bir hareket olduğu gerçeği de tüm dünyanın gözleri önüne serildi. Yine Suriye’de el Kaideci ve İhvancı güçlerin Suriye halkının özgürlük talebine yanıt vermek yerine Şeriatçı bir Suriye için savaşmaları da bölge ve dünya halklarının gözünü açtı.
Bütün bir 2013’ü kapsayan, bölgede binlerce cana mal olan, milyonlarca kişiyi göçe zorlayan sayısız çatışma, darbeler, suikastlar, sabotajlarla beslenen gelişmeler, aynı zamanda Türkiye’nin bölge politikasını, yeni Osmanlıcı hezeyanların Suriye, Irak, Mısır, Tunus, Libya ve öteki bölge ülkelerinde duvara çarpmasının da yansıması oldu.
Evet 2013’te dünyanın pek çok ülkesinde de önemli gelişmeler oldu. ABD ve Rusya’nın itişi kakışlı karşılıklı hamleleri, ısınan Güneydoğu Asya, Çin-Japon gerginliği, Fransa’nın Orta Afrika’da giriştiği yeni sömürgeci askeri müdahaleler,  Almanya, Şili ve İran’da seçimler, pek çok ülkede kadınların gençlerin özgürlük talepleri, işçilerin kendi talepleriyle sokaklara dökülmesi de 2013’ün sözü edilecek önemde gelişmeleriydi elbette. Ancak “Dünyadaki gelişmeler içinde Türkiye’nin halkı ile bir biçimde bağlantılı en önemli gelişmenin, Gezi direnişinin hemen arkasından Brezilya’da milyonların sokaklara dökülerek, Gezi’ye de selam gönderen slogan ve talepleriyle ayağa kalkmasıydı” dersek bir abartı yapmamış oluruz.
Yeniden Türkiye’ye dönüp siyasete daha yakından bakarsak, 2013’ün, 2002’de bir iktidar bloku şeklinde örgütlenerek AKP’yi iktidara getiren güçlerin, artık en azından Tayyip Erdoğan’ın başında olduğu bir AKP ile gidemeyeceklerini görüp yeni seçenekler için somut girişimler yaptıkları bir yıl olduğunu da söyleyebiliriz. Bunu fark ettiği için de Erdoğan, Gezi direnişinden başlayarak, kendisine ve partisine karşı her muhalefeti, her protestoyu, “Hükümete karşı dış ve iç karanlık güçlerin komplosu” olarak tarif etmektedir.
Ancak bütün icraatını “Halkın seçtiği iktidara karşı komplo var”a indirgeyen Erdoğan ve Hükümeti, yılın başında her kesimde umutlar uyandıran “Barış ve Müzakere” sürecinde bile hiçbir adım atmayarak, aslında her tür değiştirme ve dönüştürme potansiyelini tükettiğini de gösterdi. Tersine Hükümetin, Türkiye’nin büyük iç ve dış politika sorunlarını ülkeyi demokratikleştirerek değil geriye doğru, “muhafazakar bir toplum”, “dindar nesiller yetiştiren bir Türkiye”, “dini referaslarla yönetilen bir Ortadoğu ülkesi” hattına sokmak için tüm imkanlarını seferber ettiğini gördük.
Bu çözümsüzlük, ülkeyi geriye götürmek için yapılan zorlamalar, AKP’nin içinde de bunalıma yol açtı; bunalım, rüşvet yolsuzluk soruşturmasıyla da zirveye çıkarak, parti içindeki çatlakların yarılmaya doru seyrettiği bir sürece evrildi.
Kısacası 2014, 2013’ün sorunlarını devralan ve Türkiye’de siyasetin büyük ölçüde yeniden biçimlendiği bir yıl olacak gibi görünmektedir. 2014’tek iki seçimin bu biçimlenişinin nasıl olacağını da önemli ölçüde belirleyeceğini söylemek yanlış olmaz.
12 yıllık AKP’nin resmen değilse bile siyasi bakımdan ömrünü tamamlamış bir iktidarın çöküş alametlerinin olağanüstü artacağı bir yıl olarak 2014, iç politikada da dış politikada da yeni arayışların sert çatışmaların yılı olacaktır. Bütün göstergeler bunu gösteriyor.
Türkiye’nin demokrasi güçleri ortaya çıkan ve çıkacak büyük imkanları iyi kullandıkları ölçüde 2014 Türkiye’nin demokratikleşmesinde devasa ileri adımların atılacağı bir yıl olma potansiyelini taşımaktadır.
2014’e henüz girerken şunu söyleyebiliriz ki, 2013, “Ne 2013’müş be!” dedirten gelişmeleri 2014’e devrederken aynı zamanda 2014’ü kutlanacak bir yıl yapan mücadele ve ilerleme unsurlarını da devretmektedir.
Bu inançla, Evrensel çalışanları olarak, Türkiye’nin ve dünyanın tüm özgürlük mücadelesi veren halkları, işçi sınıfı ve emekçilerinin yeni yıllarını kutuluyoruz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa