Asıl tezgâh bu!..
Bizde, kulüp yöneticilerinin temel görevleri arasında, puan yitirilen maçların ardından ya da kötü bir gidişin söz konusu olduğu durumlarda sorumluluğu başkasına yıkacak bahaneler üretmek geniş ve önemli bir yer tutuyor. Ama maalesef yöneticilerin bu konuda pek yaratıcı oldukları söylenemez. Gerek maçlardan sonra sıcağı sıcağına verdikleri demeçlerde, gerek basın toplantılarında, gerekse de yazılı açıklamalarında sürekli olarak aynı ifadeleri kullanıyorlar. “Bize tezgâh kuruyorlar”, “Bizi doğruyorlar”, “Bizi engellemeye çalışıyorlar”, “Önümüzü kesmek istiyorlar”, “Üzerimizde oyunlar oynanıyor” gibi klişelerle, içinde bulundukları durumun “sebeplerini” ortaya koymakla kalmıyor, futbol üzerinde kirli emelleri olan birtakım karanlık güçlere de dikkat çekiyorlar!.. Tabii sadece dikkat çekmekle yetinmiyorlar. Tehditsiz, meydan okumasız açıklama olur mu?.. Nasıl olsa soyut suçlamaları üzerine alınacak kimse yok. Salla gitsin o zaman bol keseden!.. Taraftarlara güven, rakiplere ve hakemlere ise korku vermek lazım!..
Her şey iyi güzel de, yıllardır suçladıkları bu karanlık güçlerin kimliğini niye gizli tuttuklarını anlamak zor. Nedense, karanlığa yumruk sallamayı pek seviyorlar...
Ellerinde bilgi, belge var ki, yöneticiler kendilerinden bu kadar emin konuşabiliyorlar. Peki bu bilgileri, belgeleri ortaya koyup iddialarını kanıtlamak için ne(yi) bekliyorlar?.. Yoksa karanlık güçler bunu yapmalarına da mı engel oluyor?..
Eğer bilgisiz, belgesiz atıp tutuyorlarsa işte asıl o zaman bir tezgâhın varlığından söz edilebilir ki, şu anda görünen durum tam da bunu işaret ediyor...
Yöneticiler, öznesi gizemli iddialar üzerinden, akıllarınca taraftarlara, “Sorun bizde değil, olumsuzlukların sorumlusu dışımızdaki karanlık güçler” mesajı verip kendilerini sağlama almaya çalışıyorlar. Taraftarların dikkatini, tepkisini başka yönlere çekebilmek, yöneticiler açısından elbette çok önemli.
Ancak bu tür iddialar, suçlamalar; sorumluluktan sıyrılmanın yanı sıra taraftarları kışkırtmayı ve gelecek haftalardaki maçları yönetecek hakemler üzerinde baskı oluşturmayı da amaçlıyor.
Hakemlerin böyle açıklamalardan hiç etkilenmedikleri düşünülebilir mi? Komplonun bir parçası suçlamasıyla karşı karşıya kalma korkusu altında maç yönetmek, pek kolay bir iş olmasa gerek.
Bu açıdan bakıldığında, ortada tezgâh olduğu net bir şekilde görülebiliyor. Evet, üstelik bu tezgâhın arkasında kimlerin bulunduğuna dair gizemli laflar etmeye; birtakım hayali, soyut güçlere gönderme yapmaya falan hiç gerek yok. Her şey ayan beyan ortada. Failler kanlı canlı karşımızda...
Yöneticiler; yazılı, sözlü açıklamalarıyla taraftarları kışkırtıp hakemleri de baskı altına alarak gelecekte oynayacakları maçlar için avantaj yaratmaya çalışıyorlar. Bundan daha açık, daha somut bir tezgâh olabilir mi?..
Tezgâhlara isyan eder görüntüsü altında, tezgâhın âlâsını hazırlamak... Yönetici kurnazlığı işte!..
Evrensel'i Takip Et