Batağa saplanan El Kaide’ye sarılır!

Yılın ilk günü Hatay-Reyhanlı yakınlarında, bir ihbar üzerine Jandarma tarafından durdurulan, içi silah dolu olduğu iddia edilen TIR’ın üstündeki sis perdesi kalkmış değil. İşe MİT’in adı da karıştığına göre, gerçeğin ortaya çıkarılması hayli zor olacaktır.
Olayın bu yanı önemli ama diğer yanı ise şöyle:  
Hatırlayalım; 7 Kasım 2013’te Hatay’da, içi roketatar ve mermileriyle dolu bir TIR yakalanmıştı. Aynı günlerde Ege Denizi’nde silah yüklü, Ukrayna’dan yola çıkan ama Suriye ya da Libya’ya giden bir gemi Yunanistan tarafından ele geçirilmişti.
Bu iki gelişmeyle, o günkü uluslararası gelişmeleri dikkate alanlar, artık Batılıların ve Türkiye’nin Suriye’de ipliği pazara çıkan el Kaide ve benzeri şeriatçı silahlı örgütlere yadımı durdurduğu, bu silah yakalanmalarının bu gelişmeyle ilgili olduğuna dair yorumlar yapmışlardı. O günlerde bu köşeden de benzer bir yorum yapılmıştı.
Ancak önceki gün yine Hatay’da bir TIR dolusu silah ve askeri malzemenin daha ortaya çıkmasıyla öğreniyoruz ki, Türkiye’nin MİT’in marifetiyle Suriye’deki terör guruplarına yardımı sürmektedir.
Nitekim gelen haberlere göre, TIR’ın aranmasının MİT tarafından engellendiği, jandarma ile TIR’daki bir MİT görevlisinin arasındaki tartışma sürerken 15 MİT görevlisi olduğu belirtilen kişinin de olaya müdahale ederek, gerilimi büyüttüğü belirtilmektedir. Ancak sonradan TIR’ın aranmadan yoluna devam etmesinin sağlandığı, (Türkiye’nin sınırları dahilinde resmi bir aramanın yapılamaması, olayın çeşitli haberlerle belirsizliğe sürüklenmesi kendi başına tartışma konusudur.) gibi iddialarla da olay üstündeki sis perdesi daha da koyulaştırılmıştır.
Ancak ister TIR aranarak, bazı görevlilere ya da “sivil kişilere” fatura çıkarılsın isterse aranmadan ve yükü inkar edilerek olayın üstü örtülmeye çalışılsın bu olayın gündem olması bile Türkiye’nin Suriye’deki gruplara silah sevkiyatının devam ettiği gerçeğini gün ışığına çıkaracak bir gelişmedir. Üstelik de Türkiye’nin Suriye’deki el Kaideye ve müttefiklerine yardıma devam ettiği;
1- ÖSO’nun ve Suriye muhalefetinin az çok Suriye’deki sosyal sınıflarla ilişkili bölümünün çökmesi ve “Suriye muhalefeti” denenlerin silahlı şeriatçı guruplardan ibaret kaldığı, Batılıların bunu görerek, Esad’la ilişkiye geçmeye başladığı,
2- Elbette eğer olursa, Cenevre-2’nin hemen arifesinde, diplomaside Türkiye’yi zor duruma sıkacak biçimde,
3- El Kaide’nin Irak’ta terörist saldırısını yoğunlaştırdığı ve Ambar eyaleti ve bazı başka eyaletlerde yönetimi fiilen ele geçirdiğinin haberlerinin gelmeye başladığı koşullarda bu TIR dolusu askeri yardım, bir skandal olarak ortaya çıkmıştır.
Bu yüzden de TIR dolusu silah skandalı, ister MİT’in doğrudan, isterse taşeronluğunu İHH’nin* yaptığı bir marifeti olsun, Türkiye’nin Suriye politikasını hem dış dünya hem de iç politikada yeniden sorgulanmasını getirecek mahiyette bir gelişmedir.
Öte yandan bu “TIR dolusu silah vakası”, Türkiye’nin kendisini Ortadoğu’da batağa saplayan politikada ısrar ettiğini ve bu politikanın tek dayanağı olarak kalan el Kaide ve el Kaideci, şeriatçı gruplara ilişkilerini geliştirmeyi de göze aldığını göstermektedir. Ki, bu Irak’taki son gelişmelerle ve “Suriye muhalefetinin” şeriatçı silahlı guruplara indirgendiği dikkate alındığında Türkiye’nin yakında, el Kaide’nin Irak-Suriye kolu olarak faaliyet gösteren şimdiden adı Irak-Şam Şeriat Devleti olan el Kaide’nin oluşturduğu “devletçikler”le (“Paralel devletler”le demek daha doğru belki de) diplomatik, askeri, ekonomik, kültürel-ideolojik,… ilişki kurmayı da göze alacağını söylemek gerek.
“Denize düşen yılana sarılır” denir ya; Bu sözü biraz değiştirip, “Ortadoğu’da batağa düşen el Kaide’ye sarılır” demek, Türkiye’ye daha uyuyor.
Silah dolu son TIR, hem batağın derinleştiğini hem de Türkiye’nin batağın en derin yerine doğru yüzme hevesini göstermiştir.

(*) Bölgedeki gazeteciler ve halk, İHH’nin “insani yardım” adı altında silahlı guruplara askeri yardımının taşeronluğunu da yaptığını söylüyorlardı. Son TIR skandalında da İHH adının geçmesi bir rastlantı olmasa gerek. İHH, TIR’la ilişkisini “Kayıtlarımızda yok” diye reddetti. Ama bu tür nakliyatların kayıtlarda olması zaten beklenemez. Ancak İHH’nin TIR sorununda adının çıkmasını 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ortaya çıkan saflaşmaya bağlaması da ayrıca dikkat çekicidir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yağma iklimi

Yağma iklimi

Enerji şirketlerinin patronlarının bizzat yönetimine girdiği Saray iktidarı, “iklim değişikliğiyle mücadele” adı altında sermayeye yeni kaynak aktarma hazırlığında. İktidarın Meclise getirdiği tasarıya göre karbon emisyonu ticareti sistemi kurulacak, “atmosferi kirletme hakkı” alınıp satılan bir mala dönüşecek. Sistem karbon ticareti zenginleri yaratırken, halka zehir kalacak.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Dünya bir imtihan yeridir, ekonomik zorluklar gelip geçer.

Evrensel'i Takip Et