08 Ocak 2014 00:06

ABD’den Tayyip’e El Kadı bombası

ABD’den Tayyip’e  El Kadı bombası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dikkatimi çekti...
Başbakan Dolmabahçe’de maiyeti ile istişare yaparken, güya kurnazlık yaptı…
Esasında kendini fena halde sıkıştıran…Ya da giderek zorlayacak meseleleri hafifsediği mesajını vermeye çalıştı…
Öyle küçümser ifade ve üsluplarla…
Biraz de tebessüm edelim hatırına dercesine…
Sanki eksik kalmasın sıkletinde değiniyorum havasında teğet geçti bazı başlıkları…
Böylece “Akla ziyan iddialarla üstümüze geliyorlar”ın nişanesi…
Kara propaganda misalleri olarak sunmaya… değersizleştirmeye çalıştı bu çetrefilli zokaları…
Şu ironi efektli ‘üç ayaklı örgüt şemasının elebaşı benmişim’ sunuşunu, hafta başı ekstrasındaki Harfiyat’ta anlatmıştım. (6 Ocak 2014)
Bugün El Kadı meselesine değineceğim….

‘EL KAİDE FİNANSÖRÜ EL KADI’ TIRMALAMASI TIRMANACAK GİBİ
Ö[RTF bookmark start: _GoBack][RTF bookmark end: _GoBack]nce hatırlatayım:
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun önümüze attığı görüntülerden birinde Başbakanın mahdumu ile dostunun muhabbetiyle karşılaştık:
Bilal Erdoğan, El Kadı ile otel lobisinde kafa kafaya vermiş hasbihal ediyor.
Haber yeni yılın ilk günü servis kondu ama görüşme eski tarihli…
Hem de öyle böyle değil…
El Kadı’nın, AB, ABD ve BM’nin terörist listesinde yer aldığı…
Türkiye’ye girişinin yasaklandığı…
Mal varlığının dondurulduğu vakitlerden kalma…    
Başbakan, cari yerel ve uluslararası yasalara göre kırmızı bültenle aranan El Kadı ile Bilal Erdoğan’ın bu illegal görüşmesini, iki aile dostunun beş çayında buluşması gibi sundu…
“Keza Yasin El Kadı ile görüşme konu ediliyor. Yasin El Kadı aile dostumuzdur. Ne var bunda. Yasin El Kadı hakkındaki iddialara karşı beraat etti. Seyahat yasakları kaldırıldı. Büyük yatırımlar yapan Suudlu bir iş adamıdır. Keşke Türkiye’ye yatırım yapsa.” (Milliyet’te Fikret Bila, 4 Ocak 2014)
Boğuntuya gelmesin… Başbakan diyor ki:
- El Kadı beraat etti…
- Seyahat yasakları kaldırıldı…

BAŞBAKAN MI YALAN SÖYLÜYOR ABD HAZİNE SÖZCÜSÜ MÜ?
Kim yalan söylüyor bilmiyorum. Ama ABD’liler Başbakanın tam tersini söylüyor.
Ona geleceğim. Önce tekrara düşme pahasına başka bi’ aktarıma bakalım:  
Aynı mesele Akif Beki’nin kaleminden, iaret ettim hava içinde Başbakanın maksadına uygun olarak şöyle yer alıyor:
“Uluslararası mahkemelerde aklanmış aile dostları iş adamı El Kadı’yla oğlunun görüşmesini bile suçmuş gibi lanse ettiklerini… İddiaların abukluğuna örnek verdi”  
Beki’nin yazısının çıktığı Hürriyet nüshasının pazar ekinde ise mesaj başka:
Beki’nin ifadesiyle… Başbakanın  “İddiaların abukluğuna örnek verdi”ği şu “El Kadı’yla oğlunun görüşmesini bile suçmuş gibi lanse ettikleri” meselesi lansman değil gerçekmiş.
Beki’nin gazetesinin Washington Temsilcisi Tolga Danış, danışıp sormuş.
Tolga Danış’tan okuyalım:
“El Kadı’yı halen terör finansmanı kara listesinde tutan Washington da kararından emin.
Bunu hafta içi görüştüğüm Hazine Bakanlığı Sözcüsü John Sullivan da il defa teyid etti.”
Danış sormuş: “Yasin El Kadı ile ilgili son değerlendirmeniz nedir?​”

“BİLAL’İN OTELDE GÖRÜŞTÜĞÜ EL KADI KARA LİSTEDE KALMAYA DEVAM EDİYOR”
ABD Hazine Bakanlığı Sözcüsü Sullivan, cevap veriyor:
“ABD tarafından belirlenen kara listede kalmaya devam ediyor.”
Başbakan Erdoğan ne demişti: “El Kadı beraat etti…Seyahat yasakları kaldırıldı.”
Hürriyet’in Danış’ı bu tavrın bilgisiyle soruyor:
“Bu konuda Türk Hükümetinin yaklaşımını nasıl karşılıyorsunuz?​”    
ABD Hazine Bakanlığı Sözcüsü:
“Tek söyleyebileceğim biz kararımızdan eminiz.”
Gazeteci devam ediyor:
“Kaygılarınızı Türk Hükümetine ilettiniz mi?​”
ABD Bakanlık Sözcüsü:
“Sadece kara liste hakkında konuşabilirim. Karar ABD vatandaşlarının onunla iş yapmasına yasak getiriyor ve ABD’de sahip olduğu mal varlığı ve hesapların dondurulmasını gerektiriyor.”
Dedim ya… Ya El Kadı’nın dostu AKP’nin Başbakanı yalan söylüyor… Ya da ABD Hazine Bakanlığı Sözcüsü..

HÜRRİYET’İN DANIŞ’I ABD’YE EL KADI’YI NİYE DANIŞTI Kİ?
Ama bu alıntılar bize şunu diyor:
Ortada Akif Beki’nin “lansman”ıyla  “suçmuş gibi lanse edilen abuk bir iddia” yok…
ABD’li Bakanlık Sözcüsünün iddiadan öte “suç” dediği hadise var…
Vaziyet böyleyken böyle… Deyip geçmeyelim…
Hürriyet’in bu meseleyi ABD’ye Danış’masına şimdilik mim koyarak geçelim…
Lakin o kritik soruya pas geçmeyelim:
Erdoğan, 25 Aralık 2006’daki Meclis tutanaklarına göre şöyle demişti:
“Evet, Yasin El Kadı’yı tanıyorum, kendisine inanıyorum, güveniyorum, param kadar da kefilim, kefil olurum.”
O zaman (pek) sorun olmamıştı da… Şimdi neden problem haline geldi?
ABD neden “El Kadı sana diyorum, Tayyip sen anla” mesajı veriyor ‘42. Cadde’ üzerinden?
Tüm nedenleri yatay kesen kestirme cevabım şu:
O zaman AKP ve Erdoğan’ın altının çizildiği dönemdi…
Şimdi (galiba) üstünün çizildiği dönemi yaşıyor ve 42. Cadde’nin tabelasından bunun mesajını okuyoruz…

ALTINI ÇİZEN ÜSTÜNÜ DE ÇİZER AMA ‘KULLAN AT’TAN KAHRAMAN ÇIKMAZ
Altını çizen üstünü de çizme hakkına sahiptir… de… Niye çizildi derseniz:
Türkiye’nin Güney sınırında El Kaide, El Nusra ve türevleri cirit atarken…
El Kaide bağlantılı Irak Şam İslam Devleti örgütü, Irak’ın Felluce ve Ramadi kentlerinde devlet ilan etti. (6 Ocak 2014)
Bütün bu olan bitenleri Washington, Başbakanın ajandasında açılan sayfaların dilindeki farklılığı okuyamamasıyla bağlantılı düşünmüş olabilir…
Ve deliğa süpürme vakti deyip…
Unutmayın: Altını çizerek yükselten gücün elinde, her zaman üstünü çizerek dibe batıracak ‘sır’lı kirli çamaşırlar olur…
Olan da bu…
Olmayacak da şu: Efendilerin kullanıp attıklarından kahraman çıkamaz…
En fazla ayakta kalmak için Saddam vari çete reisi çıkar…
O bile hesap kitap ve biraz da galiba yürek ister…


Satır altından notlar...

BİZİM KÖYÜN İMAMI… ÇATTI BATTI KAÇ ATTI!

Başbakanın, Dolmabahçe’de Gülen’in mektubunu deşifre etmesinden şu intibaı edindim:
Kavgada sanki ‘uzun eşek’ molası verilmiş…
Sağlı sollu girerek RT Erdoğan kliğinin üstüne atlayan Cemaat, muarızının beline abanırken bağırıyor:
Bizim köyün imamı, alttan verir samanı, üstten çıkar dumanı… Çattı battı kaç attı?
Elinde mektup, dişini sıkan alttakiler görürsün sen’ niyetine…
İnleye inleye operasyon… Pazarlık diyerek mecal bulmaya çalışıyor…
Cemaat ise zayıflık alameti saymış olmalı ki, ‘pazarlık’ göndermesini yalanlıyor…
Halbuki Başbakan haklı:
Bal gibi koyun pazarlığı için el uzatıyor Gülen…
Öyle yazmış ki hisli hisli:
- Kanunla yürüyen işler için emir veremem (5 Ocak 2014)
- (Veremezsin de neden operasyonculara dokunmayın diyorsun:) Devlet üzerlerine gidip onları vazifelerinden men etme… tasfiye/kıyıma tabi tutma konusunda kendisi ve seçmenleri suus bile mahşeri vicdan susmayacağı… (Sahi alakanın olmadığı bu görevliler için ne bu telaş!)
- Sohbetlerimde tansiyonun düşürülmesi adına dost, muhip ve sevenlerime (hiyerarşiye bakar mısınız! e.a) itidal tavsiye edeceğim…
Bunlar pazarlık kokan hamleler derken haksız mıyım?

DOLMABAHÇE KALEMLİ ERKAN-I HARP İSTİŞARESİ
Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın Dolmabahçe buluşmasına (4 Ocak 2013) katılan gazetecilere kızmış olmalı ki…”konu mankeni” yakıştırması yaptı.
Oysa davetli performansı fevkaladeymiş:
Ali Bulaç: Dolmabahçe’de gazeteciler Başbakanı tahrik eden şahin bir dil kullandı (Zaman, 5 Ocak 2014)
Sevilay Yükselir: Bol eleştirinin ve buna mukabil bol özeleştirinin yapıldığı bir toplantıydı. Bir basın toplantısı şeklinde değil elbette. Daha çok sohbet havasında geçti (Sabah, 5 Ocak 2014)
Basın orada ama basın toplantısı değil… Sohbet havasında…
Bulaç’ın tespitiyle birleştirince olan şuydu galiba:
Teşkilatın Cemaate çekeceği operasyon öncesi medya ayağıyla yaptığı istişare toplantısı…
Maksat da bi’nevi hazırlıkların gözden geçirilmesi ve motivasyonun tesisi…
Ali Bulaç da operasyonun ayak seslerini yerinde yansıtsın hesabıyla… Mesaj yollama kaygısıyla çağrılmış zahir…

MAİYET GAZETECİLİĞİNİN ANDI
Biatsa biat!..
İtaatse itaat!
Arkasındayız ölümüne Erdoğan’ın!
(5 Ocak 2014, Mehmet Metiner, Yeni Şafak Yazarı, AKP’li Vekil ve Dava adamı)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa