Felluce: Yeni bir ağırlık merkezi mi?
Suriye krizinin bir Ortadoğu sorunu olmanın da ötesinde “dünya sorunu” olduğu gerçeğini gazetemizde daha önce yayınlanan pek çok haber ve köşe yazısı farklı yönleriyle ele almıştı. “Irak-Şam İslam Devleti” (IŞİD) merkezli son gelişmeler şimdi bir başka yönüyle bu gerçeği bir kez daha önümüze getiriyor. Özellikle Felluce’de yaşananlar ve IŞİD’e karşı oluşan karşı ittifak Ortadoğu’da yeni bir sayfanın açılmakta olduğuna işaret olarak görülebilir.
ABD işgali öncesinde Felluce, Irak’ın ekonomik ve sosyal bakımdan en gelişmiş bölgelerinden biriydi. Ayrıca kent, Irak’ta Şii ve Sünni halkın ortak yaşam alanlarından birisi olarak önemli bir kültür ve inanç merkeziydi.
2003 yılında işgal başladığında, Amerikan askerlerinin karargah olarak kullandığı okul önünde yapılan protesto gösterileri, bu kentin Irak tarihinde taşıdığı önemi bir kez daha gösterdi. Felluceliler, okulun boşaltılmasını ve eğitimin yeniden başlamasını istiyorlardı, o kadar!
Amerikalılar, protestocu halka önce gaz bombalarıyla cevap verdiler, ardından da ateş açtılar. 17 sivil protestocu öldü. Ardından kitlesel bir gösteriyle önceki gün yaşananlar protesto edilirken, Amerikalıların kentten çıkması da istendi. Halka yeniden ateş edildi ve bu kez üç kişi öldü. Bu andan itibaren Felluce’de Amerika’ya karşı silahlı direniş başladı. Bu, Sünni ve Şii halkın ortak direnişiydi. Amerika ciddi kayıp vererek Felluce’yi terk ettikten sonra, 2004 yılında fosfor ve napalm bombaları kullanarak kentin hemen hemen tamamını yakıp yıkarak direnişi kırdı.
ABD’ye karşı direnişi yürüten, Sünni ve Şii pek çok silahlı grup vardı ama işin belkemiğini el Kaide oluşturuyordu. Gerek silah ve mühimmat bakımından gerekse savaş deneyimi olan militan güç bakımından bu örgüt diğer gruplara oranla direnişin ana gücüydü.
Aradan geçen on yıl içinde ve ABD askeri varlığının Irak’tan çekilmesiyle birlikte Felluce’de Kaideci güçler sağlam mevziler elde ettiler. Bu hem Sünni halk kitlesi içinde kök salmak, hem de askeri bakımdan yerleşmek anlamına geliyordu.
Geçen hafta el Kaide, Felluce’nin tümünü askeri olarak ele geçirdi. Irak ordusundan sağ kalanlar kentten tamamen çekildi, resmi binalara el kondu ve Irak bayrakları indirilip yakılarak yerlerine IŞİD’in siyah bayrakları çekildi. Felluce gibi Anbar Vilayetine bağlı olan Ramadi’de de çatışmalar sürüyor ve Irak resmi güçlerinin oldukça zor durumda olduğu yolunda haberler geliyor. IŞİD’e yakın kaynaklar ve haber siteleri, 5 gün içinde 17 savaş uçağının düşürüldüğünü, Ebu Garib hapishanesinin ele geçirilip mahkumların serbest bırakıldığını iddia ediyor.
Şimdi bölgede yeni ittifaklar ve yeni hedefler doğuyor.
El Kaide’nin Suriye’deki kolu olan Nusra Cephesinin tamamen etkisiz hale getirilmesi için, ÖSO (Özgür Suriye Ordusu), İslam Cephesi, Aharus Şam birlikte hareket ediyor. IŞİD’in sözcüleri, bu koalisyona Hizbullah ve PKK’nin de dahil olduğu yolunda yayın yapıyor. Kuşkusuz bu son ikisi, “IŞİD’e karşı kurulan Şer Cephesi”nin ne kadar “kirli” olduğunu ifade etmek üzere propaganda amacıyla listeye dahil edilmiştir; ama Suudi Arabistan, Katar, ABD ve Türkiye’nin, Suriye’den el Kaide’nin temizlenmesi konusunda anlaşmış oldukları açıktır.
Felluce merkezli Irak el Kaide’si sorununda ise bu koalisyona İran katılmış bulunmaktadır.
ABD Irak’a askeri yardımı arttıracağını açıklarken, İran da Irak ordusuna askeri ve teknik yardımda bulunuyor.
Bütün bunlar, “Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu” adını taşıyan Suriye muhaliflerinin Cenevre-2 Konferansına hazırlık amacıyla İstanbul’da toplandığı sırada oluyor. Toplantıda Suudilerin adamı Ahmed Cabra yeniden başkanlığa seçiliyor. Dağınık, etkisiz, muhalefetten anladıkları yalnızca Suriye dışındaki Esad karşıtı hareketin oyuncağı olmak olan bu grubun morale ihtiyacı var ve bir şeyler yaptığına inandırılması gerekiyor.
Böylece diğer “İslami” örgütler de IŞİD’e karşı birleştirilip ÖSO’nun ve SMDK’nın denetimine sokulmak isteniyor.
Suriye’de Esad’a karşı ciddi bir güç oluşturamayan ABD, Suudi Arabistan, Katar, Türkiye ve diğerleri, şimdi el Kaide korkuluğunun arkasında bölgesel bir ittifakın yeniden inşasına çalışıyor.
Oyun bu kez biraz daha büyüyor. Oyuncaklar değişmeden kalıyor ve oynayanlar yeni bir oyun kurmaya çalışıyor.
ABD, Felluce’nin intikamını almak için de bir fırsat bulmak istiyor olabilir, ama bundan daha önemlisi, Sünni İslami güçler arasında tam bir bölünme ve kan davası yaratmış olması en büyük kazancıdır. Ama bu aynı zamanda İran’ın eski rüyası olan “Şii Hilali” için de kapı aralamaktadır. Ortadoğu gittikçe daha kanlı bir bölge olma yoluna sokuluyor ve Suriye’den başlayan dalga Irak’ı da içine alarak büyüyor.
Evrensel'i Takip Et