Transfer adeta sihirli bir reçete!.. Spekülasyonu bile taraftarları heyecanlandırmaya yetiyor. Gerçekleşmesi halinde ise yöneticisinden teknik adamına, taraftarından medyasına kadar herkesi mutlu ediyor...
Futbolda, devre arasıyla birlikte gündem yine transfer haberlerinin işgaline uğradı. Gazete ve televizyonlar, “Yalanda sınır tanımayız” dercesine, her gün birbiri ardına “bombaları” patlatıyorlar. Tabii yalanın satıcısı olduğu kadar alıcısı da var. Bunu gördükçe, daha bir cüretkarlaşıp üfürdükçe üfürüyorlar!.. Tiraj ve reyting uğruna insanları düpedüz enayi yerine koysalar da bunun karşılığını alıyorlar. Herkes bayıla bayıla okuyor, izliyor palavraları... Rahatsızlık duymak bir yana, insanlar adeta yalanın bağımlısı olmuşlar... Yalan haberler okumadan, izlemeden rahat edemiyorlar sanki. Geldiğimiz noktada, “Yalan, psikolojik doyum hissi veren bir ihtiyaca dönüşmüş durumda” dersek abartmış sayılmayız.
Haftalar boyunca aynı oyuncunun manşetlerde yer aldığına tanık olabiliyoruz mesela. Ronaldinho’nun Beşiktaş’a transferinin gerçekleştiği haberini kim bilir kaç kez manşetlere çıkardılar?..
Tabii kulüp politikaları ile yönetici tavırlarının da medyaya çanak tuttuğu bir gerçek. Transfer düşüncesi ve transfere dayalı yönetim politikaları zaten her zaman yöneticilerin dilinde. Medya, fıtratı gereği böyle fırsatları tepe tepe kullanmaya çalışacaktır elbette.
Yıldız oyuncu transferlerinde ise artık farklı hedefler de söz konusu. İş, oyuncunun takıma yapması beklenen olası teknik katkıyla sınırlı kalmıyor. Yıldız oyuncu transfer edilirken; sponsor, reklam, forma satışı gibi kalemler aracılığıyla kulübe kaynak yaratma imkanları da hesap ediliyor. Takımdaki eksikliği giderme amacından çok, “Bu futbolcuyu alırsak, şu kadar forma satar şu kadar kâr ederiz, dünyada adımız duyulur, prestijimiz artar” gibi düşünceler ön planda yer alıyor.
Yöneticiler, teknik adamlar başarıya ulaşmanın en kısa yolunun transferden geçtiğine inanıyorlar ve “ne kadar transfer, o kadar başarı” anlayışıyla hareket ediyorlar. Sezon başında geniş bir kadro oluşturmalarına karşın takımdaki eksik yanları pahalı transferlerle gidermeye yöneliyorlar. Mevcut kadrodaki onca oyuncu ya da altyapıdaki gençler arasından alternatif yaratma konusunda zaten ne zaman istekli göründüler ki?..
Medyanın transfer haberlerini veriş şekli de dikkate değer!.. Umut verici(!) başlıklarla taraftarların gönlünü okşamaya azami özen gösteriyorlar!.. Bosnalı İzet Hajrovic’in Galatasaray’a transfer haberini, “İşte Cimbom’un Messi’si”, “Galatasaray’ın yeni Hagi’si” gibi başlıklarla süslediler!.. Akıllarınca bu tür söylemlerle taraftarların futbolcuya yönelik ilgisini yoğunlaştırıp bundan nasiplenecekler...
Oysa özellikle ara transfer döneminde alınan oyuncuların takıma uyum sağlama konusunda zorluk çekme ve kendisinden bekleneni verememe ihtimali hiç de az sayılmaz. Geçmişte bunun sayısız örneği yaşanmasına rağmen uyum konusu yeterli ciddiyetle ele alınmıyor. Yüksek bedeller ödenerek transfer edilen pek çok yıldız oyuncudan kimisi beklentilerin çok uzağında kalırken, kimisi ise daha sezonu bile tamamlamadan takımdan ayrılmadı mı?..
Eksikliklerin, sorunların üstesinden pahalı transferlerle gelmeye çalışmak gibi her açıdan yıpratıcı bir alışkanlığımız var. Bu alışkanlık varlığını korudukça paralar havaya savrulmaya devam edecek, takımlar “toplama” görüntüsünden kurtulamayacak. “Başarı yıldız transferlerle gelir” algısını yerle bir etmeden, futbolda gelişim kaydetmek mümkün görünmüyor...
10 Ocak 2014
DİĞER YAZILARI
Dünya derbisiymiş!
27 Şubat 2025
Derbin mi var, derdin var
20 Şubat 2025
Yöneticilere inanılır mı?
13 Şubat 2025
Her şey eskisi gibi!
6 Şubat 2025
İçi yavan, dışı yalan
30 Ocak 2025
Galatasaray yerinde sayıyor
23 Ocak 2025
Transfere koşullanmak
16 Ocak 2025
Oyunu saha dışına taşımak
9 Ocak 2025
Hakemlere takık kafalar
2 Ocak 2025
Sorun oyunda mı, oyuncu da mı?
26 Aralık 2024
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!
Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.
Evrensel'i Takip Et