İbrahim Coşkun ve heyecan
Yılın 11 ayı futbolun merkezi İstanbul olabilir ama özellikle Ocak ayında bu sporun kalbinin Antalya’da attığını söylemek yanlış olmayacak. Adeta bir geçit töreni gibi… Avrupa’da devre arası yapan liglerden takımlar, Süper Lig hazırlıkları, gazeteciler ve bolca röportaj ve bilgi akışı. Zaten bu maçsız dönem de başka türlü geçmez diyebiliriz. Ha bir de hazırlık maçı ve hazırlık maçlarının bizlere anlattıkları elbette…
Galatasaray’ın Ajax, Celtic ve Trabzonspor’un katılıdığı Antalya Cup’ı kazanması sosyal medya üstünde atışma sebebi olsa da bence bu turnuvaya dair konuşulması gereken şey başka, daha doğrusu konuşulması gereken kişi. Türkiye U-19 milli takımı forması da giyen İbrahim Coşkun’un Ajax’a attığı ve takımına galibiyeti getirdiği gol ve bu golün ardından insanların duyduğu heyecan bence futbolun en güzel duygularından biri ve içinde bulunduğumuz kaotik ortamdan belki de en uzaklaştığımız, futbolun özüne de en yakınlaştığımız anların yareni.
Galatasaray’ın altyapısının durumu malum, uzun yıllar çok bir şey beklenmemesi gerektiğini gazetede olmasa da çeşitli defalar internette yazdım. Bu konuda benzer düşündüğü verdiği demeçlerde defalarca gördüğümüz eski Galatasaray teknik direktörü Fatih Terim döneminde yapılan operasyon kapsamında altyapıda birçok transfer gerçekleştirildi ve bu transferler arasında A takım ihtimali bulunan oyuncuların başında da İbrahim Coşkun geliyordu. Fransa’nın Auxerre takımında altyapı eğitimini alan ve bu yaz Galatasaray kadrosuna katılan İbrahim’i U-19 Avrupa Şampiyonası’nda da Türkiye forması giyerken hatırlayanlar olacaktır. Bir genç oyuncunun kendine nasıl fırsat yaratacağının bir dersi gibiydi adeta İbrahim’in performansı. Önüne gelen şansı değerlendirmek ve yeteneklerini sergilemek. Düne kadar böyle bir oyuncunun dahi varlığından habersiz medyaya ‘İbrahim’in yetiştirme bedeli yatırılmamış’ diye haber yaptırıp Galatasaray’ı eleştirmesine sebep olan da bu performansıydı. Daha Galatasaray A takımı için kat edeceği bir mesafe var, bazı özellikleri üst düzeye yatkın olsa da henüz tam anlamıyla hazır olduğu söylemek hayalcilik olacaktır ancak kendi futbolculuk kariyeri adına önemli bir gol attığını da söylememiz mümkün. Hoş, konumuz zaten İbrahim’in Galatasaray geleceği değil, daha çok hissettirdikleri…
İstediğiniz kadar milyon avrolar dökün, istediğiniz futbolcuyu getirin, bir akşam ansızın gelip ‘Kim bu çocuk’ dedirten A takıma yükselmiş o gençlerin yerini tutmuyor gibi. Belki de tek çocuk olmamdan dolayıdır, bilemiyorum ama bu anlarda insanların gözüne baktığımda da aynı şeyi görüyorum. ‘Aferin çocuk’ diyor herkes, kardeşi gibi sahipleniyor. Hatta bir adım öteye gidip kendi takımının rakiplerinde gördükleri genç oyunculara dahi ‘Helal’ dedirten bir duygu bu. Dedim ya, galiba futbolun özüne yaklaşmamızı sağlayan anlar bu anlar ve İbrahim’e bu anlardan birini daha bizlere hediye ettiği için teşekkür etmek gerek.
İbrahim ilk adımı attı, bundan sonra ona düşen adımlarını devam ettirmek, çalışmak ve kendine yer açmak için mücadele vermek. Galatasaray olmaz, başka bir yer olur, o mühim değil. Önemli olan bu acımasız ortamda var olmak adına bir adım atmış olması. Bunu yaparsa ve çizgisini korursa o beklenmedik heyecanı yaratan herkes gibi o da insanlarda bir iz bırakacaktır. Bir futbolcu ya da bir insan daha ne ister ki zaten…
Evrensel'i Takip Et