17 Ocak 2014 00:08

Oksimoron: Dost-modern kazık, paralel ortak

Oksimoron: Dost-modern kazık, paralel ortak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Paralel (ilişkisiz) ortak olur mu? Üç paralellin köşeleri dokununca üçgen olur mu? Mantığı gerçeğin yerine geçiremeyiz ancak mantık olmadan da gerçeği kavrayamayız. “Köşeli daire” biriyle dalga geçmek için kullanılır ancak eşit ve paralel iki düzlemin köşelerini katlayınca olan prizmalar dikkat çekicidir, saydamlığı da görsellik katar. Paraleller kesişir mi, dörtgen, beşgen, yıldız, en çetrefillisi de yamuklar olmak üzere tüm bunların tek bir çizgiden mi yoksa farklı çizgilerden mi oluştuğu tartışılır durur. Sonsuz sayıdaki köşe sonlanarak daire mi olur?
İşin bir de derinlik kısmı var; üçüncü, dördüncü, sonsuz boyut... Sıvı, katı, buhar… Sertlik, renk, koku, anlam… Bugünlerde moda kavramlardan biri “çokboyutlu” eğitim. Çokboyutluluk siyaset için söylenince biraz ahlâksızca mı, o ayrı bir konu.
Eğri ağacın doğru gölgesi olur mu veya doğru denen bir ağaç olur mu? Salınımları ne? İstatistikteki doğru ile matematikteki doğru aynı doğru mu? Ya fizikteki? Sosyal hayata, devlete, kamuya geçince doğru ne? Sosyal hayattaki doğru başka bir şey olan iyi mi? Bireysel yaşantıdaki iyi başka bir şey olan haz mı? Liberalizmin doğrusu mülk mü, para mı? Daha ne?
Oksimoron birbiriyle karşıt veya çelişik kavramların aynı şeymiş gibi veya birlikte kullanımı ki, bir zamanlar “kutsal devlet”, “nasyonal sosyalizm”, “dost kazığı”… aptalca kavramlaştırmalar mı, yoksa akıllıca mı? Einstein, düşünülebilir her şey gerçekleştirilmesi mümkündür gibi bir şeyler söylüyordu. Wittgenstein, dilimin sınırı ajanların sınırı diyordu, felsefenin spekülasyonları Wittgenstein’ı altüst etti.
Bu durumda bütün komplo teorileri mümkün teoriler mi? Askerlikte, siyasette bol bol oyun (komplo) kuramı bulunuyor. Ergenekon gibi kimisi kendini, kimisi karşısındakini avlıyor. Ava çıkanlar da avlanıyor. En çok kol bacak hayat çatışmalarda kaybediliyor. Aptallar oturmuşlar, hâlâ daha çok kayıp nasıl verdirilir hesabı yapıyor.
Zorluk “aptal” (saçma) olanın “mantık” kuralları içinde çözümlenmeye kalkınması. İki durumdan biri diğerini önemli oranda giderir. Veya her şeyin mantığa vurulması aptalca bir durum oluşturur. Aptallığı en iyi aptallık mı ölçer? En iyi erkek çalışmasını ancak erkekler mi yapar? En iyisi Hegel gibi, en baştan hayatta hiçbir şeyin aptalca olmadığını kabul etmek. Bu da mı bir aptallık, o ayrı bir soru.
Aptallık üzerine konuşma da aptalca mı olur?
Kazmanın halinden kazma anlar. Damdan düşenin derdinden dama (mahpushaneye) giren anlar. Bugünlerde Ergenekon ile Erdoğankon arasında bir yakınlaşma var. Dama düşeni en iyi damdaki anlar.
Bu kadar polemik yeter.  Öz var mı, ayrı bir sorun, ama meseleye dönelim. Anadolu’da buna dost-modern-darbe denmez, dost kazığı denir. En çok da iktidarı ele geçirince, başbakan olunca ortaklarını tasfiye edene denir. Tasfiyeci tasfiyeciye dost-kazığı atar.
Buradaki oksimoron “dostluk” kavramının “kazık” ile birlikte kullanılmasıdır. “Dost Kazığı”, hem de modern olanından. Eski bir kavramın “modern” diye kullanılması da bir başka oksimoron.
Kocaeli Üniversitesinde birkaç sene önce “dayanışma” ve “işbirliği” üzerine sempozyum düzenlenmişti de düzenleyicilerin - katılımcıların da tabii ki - işbirliği içinde mi olduğu, yoksa dayanışma içinde mi olduğu baya mesele olmuştu. Aynı dayanışma Onur Hamzaoğlu’yla pek gösterilmedi.
İstisnası da var mıdır, bilemiyorum, ancak sosyal olaylar diyalektiktir, niteliksiz bir varlık da yokluktur. Nitelikli olan, materyal cinsinden olan şeyleri, iyi bir çözümleme yolu diyalektik materyalizmdir.
Ortak doğa, ortak akıl farklı olan için paradoksaldır. Farklılıklarla bir arada yaşamak zor zanaatsa da diyalektik olarak mümkün bir zanaattır.
Dolandırıcının dolandırıcıya güvenip güvenemeyeceği çok daha çetrefil bir sorudur. Dolandırıcının dolandırıcıya yaptığına dost kazığı denir mi, onu bilemiyorum. İktidarın halka yaptığına ne diyeceğiz?
Dolandırmayanına güvenilebilir. Dolandırmayan, kavramsal olarak kazıklamaz da. Dolandırıcı olmayanını nasıl anlarız diyorsanız, seviyesine bakarız. Eşitsizse zaten kazıklayacaktır.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa