17 Ocak 2014 00:13

Halkın güveninin yitirildiğinin alametleridir

Halkın güveninin yitirildiğinin alametleridir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dövizdeki yükseliş psikolojik sınırları yıkarak ilerliyor. Dolar 2.20, avro 3.00 TL’yi geçti! Sermaye sahipleri de orta sınıftan tasarruf yapma gücü olan kesimler de dolar satın almaya devam ediyor. Üstelik bunlar, henüz sözü edilebilir bir “yabancı çıkışı” olmadan oluyor. Dahası patates fiyatı 5 TL’yi, kuru fasulye 12-15 TL’yi gördü. Mercimek ve pirinç fiyatlarının hızla yükselmesiyle tüm gıda maddelerinin fiyatlarının yüzde 50-100’lere varan artışlarla asgari ücretteki yüzde 5+6’lık, TİS’lerdeki yüzde 5.5’lik zamların, memur maaşlarına seyyanen 125 TL’lik zamla karşılaştırıldığında halkın geçim koşullarının hızla ağırlaştığı bir sürecin işlemeye başladığını gözler önüne seriyor. Ve herkeste tüm gıda maddelerinde ve başlıca tüketim maddelerinde hızla yükseliş beklentisi sürüyor.
Ortaya çıkan tablo, Merkez Bankası ve daha da önemlisi AKP Hükümetinin ekonomik politikasına, yandaş iktisatçıların bütün pembe tablo çizmesine karşın, ne büyük sermaye sahiplerinin ne de halkın güveninin kalmadığını gösteriyor.
İstanbul’da savcılar rüşvet yolsuzluk operasyonun üçüncü dalgası için emniyet güçlerini göreve çağırdı. Ancak emniyet güçleri savcıların emrine uymayı, operasyonu gerçekleştirmeyi reddetti. Ama nerdeyse yurt sathına yayılan her rütbeden binlerle ifade edilen polisin görevden alınıp başka illere ve pasif görevlere verilmesi de devam ediyor. Yargıda ise Hükümet baskıları, bir yandan HSYK’nin yasasını değiştirerek, öte yandan savcılar üstünde baskıyı artırarak yargıyı Hükümete bağlama girişimlerini de etkinleştirmiş bulunmaktadır. Hükümetin, “Biz daha demokratik bir yargı için, emniyetteki ve yargıdaki çetelerle mücadele ediyoruz. Biz masumuz, hatta Cemaatin kurbanıyız” demesine karşın kamuoyu Hükümetin söylediklerine inanmıyor.
Dış politikada ise Hükümetin gelip dayandığı yer daha da vahimdir. Dış politikanın merkezindeki Suriye politikası duvara çarpmış bulunuyor. Öyle ki dün özgürlük ve demokrasi için mücadele eden İslam mücahitleri olarak gördüğü El Kaide ve öteki şeriatçı güçler, artık Hükümetin batılı ortakları için tehdit gücü. Davutoğlu bile bu güçlerin marifetleri karşısında Esad rejiminin ehveni şer olduğunu söylüyor. Ama öte yandan TIR’larla, otobüslerle bu grupların en azından bazılarına MİT ve İHH gibi kuruluşlar üstünden askeri yardımın sürdürüldüğü de ortada. Hükümet Suriye politikasını “insani yardım” arkasına saklayarak sürdürdü, sürdürüyor ama artık halk ve demokratik kamuoyu, bu politikanın Türkiye’yi bölgede gücünü ve etkinliğini artıracağına inanmıyor. Ki, AKP içinde bile azımsanmayacak bir kesim Davutoğlu-Erdoğan önderliğindeki dış politikadan artık Türkiye’ye bir hayır gelmeyeceğini görüyor. Cenevre-2 Türkye’nin sefilliğini bir kez daha gözler önüne serecek görünüyor.
Bugüne kadar tek nefes borusu olan müzakere ve çözüm sürecinde bile Hükümet, laftan başka bir şey söylemediği gibi, hemen alabileceği önlemleri almamakta, ulusalcı çevrelerle ittifakı esas alan bir hatta yönelerek, “çözüm sürecini” seçimler sonrasına, 2015’in sonuna ertelemek için manevralar yapmaktadır. Dolayısıyla bugüne kadar sürece destek veren çoğunluğun hükümetin izlediği politikaya güveni hızla azalmaktadır.
AKP’nin Mecliste hâlâ 320 milletvekili var. Anketler AKP’ye destek verenlerin oranını hâlâ yüksek gösteriyor. Ama politikayı yakından izleyenler AKP Hükümetinin siyasi ömrünü doldurduğunu, iç ve dış politikasının duvara çarptığını, ekonomik programının da duvara çarptı çarpacak bir yolda ilerlediğini görüyorlar.
Bu ise Erdoğan’ı ve Hükümeti, elinde Meclis çoğunluğunu tutmaya devam eden ve hâlâ geniş bir oy desteğine de sahip, ama iktidarını ve itibarını kaybetme yoluna girmiş bir hükümet haline getirmiştir. Bu yüzden de Hükümet, “Hayır ben hâlâ güçlüyüm ve muktedirim” dedikçe de adeta bataklıkta çırpınırcasına itibarını ve iktidarını yitirme yolunda, (HSYK yasasını değiştirme, İnternet’e sansürü ağırlaştırma, polis ve yargıdaki yasa tanımazlık keyfi girişimleri,… gibi), yeni adımlar atmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa