Şili’de bir ‘terörist forma’

Terörist forma! Türkiye’de duysak hiç şaşırmayız öyle değil mi? O yüzden Filistin’e dair böyle bir zırvayı duyunca da aklımıza Türkiye geliyor. Hikayemiz Şili’de geçse de bir Filistin hikayesidir ve bir o kadar da Türkiye-Kürdistan hikayesi.
İçinde Filistin geçen hiçbir hikaye bize uzak değil. Hem Filistin ezilen halkların sembolü olduğu için hem de Filistin’in maruz kaldığı zulüm on yıllardır bizim ülkemizde de yaşandığı için.
İnkar, katliam, mahpus, köy boşaltma, el konulan topraklar, yoksulluk, utanç duvarları, düşman hukuku, yasaklar... Filistin’de İsrail zulmü neler yaşattıysa, Kürdistan’da da aynıları yaşanmıştır. Bu yüzden Türkiye egemenlerinin Filistin’e dair akıttığı her damla gözyaşı bir sahtekarlık nişanesi olmaktan öteye gidememiştir. Bunların, “Filistin’i gören burayı nasıl göremez” sorusuna yanıt verebildikleri de görülmemiştir, dünkü Roboskî baskını dahil.
Her neyse...
‘Yeni kıta’nın güneyi 19. ve 20. yüzyılda Ortadoğu’dan devasa göçler aldı. Pek çoğu Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı olan göçmenler, bu sebepten yeni yurtlarında “Los Turcos” olarak anılıyor(Ali Ferit Camilo Mondragon örneğin). Bu onların hoşuna gitmiyor elbette zira onlar Arap. Çoğu da Hıristiyan.
Filistinlilerin en yoğun şekilde göç ettiği ülkelerden biri Şili. Ülkede 500 bine yakın Filistin göçmeni olduğu tahmin ediliyor ki bu, Arap ülkeleri dışındaki en büyük Filistin nüfusunun burada olduğu anlamına geliyor.
Şili’deki Filistinliler, 20.yüzyılın başlarından itibaren birliklerini kuvvetlendirme yolunda attıkları adımlara sporu da eklemişler. 1920’de kurulan Club Deportivo Palestino, bu adımların en güçlüsü. Başkent Santiago’da kurulan kulüp, Şili futbolunda köklü bir yere sahip. Ülke futbolunun en önemli isimlerinden Elias Figueroa’nın da formasını giydiği ekip 2 Şili şampiyonluğu kazanmış.
Dünyadaki en güzel futbol kulübü ismine sahip olan Palestino’nun logosu da Filistin bayrağının renklerinde. Kulübü son dönemde gündeme getirense formalardaki “1” rakamının Filistin haritası şeklinde dizayn edilmesi. Yeni formalar kimi Filistin düşmanlarını rahatsız etmiş durumda.
ABD merkezli Simon Wiesenthal Merkezi, formanın “Terörist niyetleri kışkırttığını” öne sürüyor. Şili Yahudi Organizasyonu eski Başkanı Gabriel Zaliasnik de formanın düşmanlığı ve şiddeti körüklediğini iddia ederek, yasaklanması için FIFA’ya başvuracaklarını açıkladı.
Filistin kökenli Şilili futbolculardan Robert Bishara ise buna karşılık yaptığı açıklamada “Bir forma için kaygılanacaklarına, Filistin’de her gün öldürülen çocuklar için kaygılansınlar” dedi.
Filistin Milli Takımı’nın eski antrenörü olan Şilili Nicola Hadwa Shahwan ise, “Club Deportivo Palestino’nun formasından yalnızca halkın özgürlüğünü umursamadan Filistin’i işgal altında tutanlar rahatsız olabilir. Barış adalet üstüne kurulmalıdır. Spor, sanat, kültür ve bilim halkın gerçekliğine kayıtsız kalamaz. Aksine, bunlar halkın duygularının ve tarihsel deneyimlerinin yansımasıdır. Dolayısıyla Club Deportivo Palestino, Filistinlilerin en hassas duygularını yansıtmakta ve barış, adalet, özgürlük isteyenlerin bayrağını da dalgalandırmaktadır” diyerek güçlü bir destek açıklaması yaptı.
Dave Zirin de konu üzerine yazdığı bir yazıda İsrail’in Pinochet darbesi sırasında 1973-1980 arası ülkeye silah temin ettiğini ifade ederek bir başka bağlantıyı hatırlattı.
Başta da söyledik, tüm bu bağlantılar, tüm bu açıklamalar bize hiç yabancı değil.
İdeolojik halay, ideolojik ıslık varken ideolojik forma ne ki! Bizimkilerin harita hassasiyeti de malum. Geçtim haritayı sarı-kırmızı-yeşil’li bir kulüp görseler “tek millet-tek bayrak” hezeyanlarıyla donatırlar ortalığı.
O yüzden Club Deportivo Palestino’yu sevelim, bu örneği de hatırda tutalım. Mutlaka bir gün benzeri başımıza gelecek.