20 Ocak 2014 00:11

‘Çeteler’in ‘paralel’ işleri!..

‘Çeteler’in  ‘paralel’ işleri!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sanki bir elden kurgulanmış gibi üst üste geldi. Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının sözünü etmiyoruz. Onlar da üst üste geldi; ama “milli irade” onları savuşturmanın tedbirlerini anında aldı. İlkinde hazırlıksızdı.. İkincisi durduruldu. Hallaç pamuğu gibi atılan polis.. Başında Başbakan uçağıyla getirilen polis şefi, hukuk mukuk dinlemedi. Savcının emri takılmadı, Bilal’le yandaş müteahhitlerin gözaltı kararları uygulanmadı.. Sonra.. Mallarına konan tedbir kararlarıyla birlikte kaldırıldı. Beyoğlu Belediyesi soruşturması da aynı akıbete uğratıldı. Polis savcı mavcı dinlemedi.. Sanki “yan gelip yatmak için” polis olmuşlardı!
Sonuç; hem ayakkabı kutuları.. İçleri para dolu ortada duruyor.. Hem de “yakınlar”la kime ne yedirdikleri öğrenilemeyen işleri.. Ve yakın belediyenin ihale yolsuzlukları..
Ama.. Üç olay var ki, “çete işi” türünden görünmektedir.
Bir; CHP’li de değiliz, Sarıgül’cü de.. Ama tüm rüşvet ve yolsuzluklar, etrafa saçılan paralar ortada dururken, Sarıgül’ün fi tarihinden kalma kredi borcu nedeniyle mallarına haciz konması bize manidar geldi.. Herhalde herkese öyle gelmiştir ve sanki İstanbul’da CHP ve adayını güçlendirmek için yapılmış gibidir. TMSF yoksa çete midir?. AKP’ye komplo mu kurmaktadır? Darbeci midir?
İki; Fenerli değil, Galatasaraylıyız. Ama el insaf.. Başbakan “o savcı”, “o HSYK” falan der ve yargının öldüğü açıklanırken.. Cümle yargı darbeci ilan edilmiş.. Ve darbeyi önlemenin yolu bağımsızlığı tümden kaldırılarak Bakana bağlanmakta bulunmuşken.. Ve rüşvet paraları ortada dururken.. FB Başkanı Aziz Yıldırım teşvik primi dağıtmış ha! Buna inanılacak! Zinhar komplodur, darbecilerin işidir!
Vicdan diye bir şey var. Şike ya da teşvik.. Yapmayan mı var? İtalya.. Ya da Türkiye.. Ya da başka ülkeler.. Bunca milyon ve milyar dolarların döndüğü bir sektörde rüşvet ve yolsuzluk olmaz mı? Mafya boy göstermez mi? Kim diyebilir ki sadece Fener’in işidir? Galatasaray yapmamış olabilir mi? Ya da şimdi AKP’li mafyöz tavırlı Başkanıyla Yıldırım’ın mahkumiyetine sevinip şampiyonluk kupasını isteyen Trabzonspor şikeden azede olabilir mi? Fener’in ve başkanının “günah keçisi” seçilişinin siyasal olmadığını ve Başbakanın işaret buyurdukları darbecilikle ilişkili bulunmadığını kanıtlayacak babayiğit varsa beri gelsin! Üstelik sıkı durun.. Davayı başlatan savcı Z. Öz’dür.
Üç; Ermeni değiliz. Ama Hrant Dink davasının yüreğini sızlatmadığı kişiye insan denir mi? Lobi mobi değil.. Düpedüz darbecilik! Ayakkabı kutularında para yokmuş.. Komploymuş.. Elçiler Avrupa’da falan, rezil olmak için olmalı, öyle anlatsınlarmış! Eee, ama terör örgütünün körlerin bile görebileceği denli ayan beyan ortada olduğu Dink davasında örgüt yokmuş.. Ya da varmış da “terör örgütü değil”miş.. Falan! Mahkeme kararı öyle. Bu darbeci işi değilse nedir? Ve yine sıkı durun, Davanın savcısı Fikret Seçen’dir; o da “o savcı”lardandır.. Davayı polisin falan katkısı bakımından soruşturan savcıysa, tam da “bildiri okuyan o savcı”dır.. Muammer Akkaş..
Ve bir dördüncüsü: Kürt de değiliz. Ama KCK tutukluluklarına “artık yeter” demeyen herhalde kalmamıştır.
Şimdi, peki, oğluna ve kendine geldiğinde adaleti çalıştırmayıp darbeci diyen Başbakan neden suspustur? Sarıgül ve A. Yıldırım kararlarına.. Hrant’ın katlinin “örgüt işi” olmayışına.. Ve adaletin Kürt oğullarıyla kızlarını durmaksızın doğramasına neden darbeci işi dememektedir?
İşe geldiğinde çete.. darbe.. paralellikler! Gelmediğinde, darbeci dediğinin yaptığını yapmaya devam!.. “Tencere” ve “dibi” meselesi!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa