Moliere’den Engin Alkan’a Huysuz Müzikali
Fotoğraf: Envato
Engin Alkan, mütevazı kişiliği, iyimser hali ve sanat pratiğinde üretkenliği ile tiyatronun en çalışkan sanatçısı o. Sahnede kendi tarzını oluşturma arayışında sürekli yeni biçim ve tarzlar denemekten kaçınmayan, inandığı değerleri özgürce sahnelere taşıyan ve bu alanda tutarlı bir seyir çizgisi oluşturan Alkan, hayatı anlamak ve anlamlandırmak için samimiyetle oynuyor, yönetiyor, oyun yazıyor, şarkı sözü yazıyor, besteler yaparak kendi sözünü oluşturuyor. Kısacası mesleği ile bireysel edimlerini buluşturarak duyarlılıkla toplumsallaştıran sahne aşığı bir adem oğlu olarak, sanat üzerine kurduğu kendi varoluşunu, hayatı anlamaya ve insanı tanımaya çalışarak yoluna devam ediyor.
Sahneye taşıdığı her bir oyunda hayatı ve insanı bir yönüyle aktarma ve anlatma çabasında seyirlik bir gösteri hazırlayan Alkan, her defasında hayatın aksayan bir yönüne ve insanın başka bir özelliğine kendi üslubunca dikkat çekerek sanatı hayata, hayatı sanata taşıyor.
Engin Alkan İstanbul Şehir Tiyatroları’ndaki oyunculuk ve yönetmenlik çalışmalarının yanı sıra (Üç farklı oyunda oyuncu ve yönetmen olarak çalışıyor) kendine zaman yaratarak özel tiyatrolarda da üretimine devam ediyor. Alkan şu sıralar metnini kendi oluşturduğu iki farklı müzikalle tiyatro ortamında sözünü söylemeye devam ediyor.
Oyunlarda ilki Amerikalı Yazar Carson Mc Cullers’in “The Balad of Sad Cafe” adlı öyküsüne Küskün Müzikal adıyla oyunlaştırarak Kadıköy Emek Sahnesi’ne el veriyor. Sahneye taşıdığı insanlar her haliyle yanı başımızdaki sıradan insanlar. Bar işletmecisi bir kadın ve onun etrafında kümelenen orta sınıf, sıradan insanların dramını aşkları, tutku ve hasretleri, sevinç ve kederlerini Emek Sahnesi’nin meydan sahnesine yayarak müzikal formunda açık biçim bir gösteriye imza atıyor.
Engin Alkan’ın sahnelediği ikinci oyun ise yine metnini kendisinin oluşturduğu, Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu tarafından sahnelen Huysuz adlı müzikal komedi.
Alkan’ın yönettiği ve aynı zamanda oyuncu olarak görev üstlendiği Huysuz, Moliere’in Zoraki Nikah, Cimri, Hastalık Hastası, George Dandin ve Teodor Kasap’ın yazardan Türkçe adaptasyonu İşkilli Memo oyunlarının kimi olay ve kahramanlarından tematik bütünlük gözeterek oluşturulmuş aşk, entrika ve kumpasla şenlikli ve eğlenceli bir komedi. Canlı orkestra ile sahneye taşınan müzikalde şarkı sözleri Engin Alkan’a besteler ise deneyimli Müzisyen Selim Atakan’a ait.
Dramaturjisini Sinem Özlek, koreografini Senem Oluz’un yaptığı müzikalde, hastalık hastası, cimri ve huysuz bir ihtiyarın huzur evine konulması ve burada geçmişte yaşadığı sahne olaylarını huzurevi çalışanları ile yeniden canlandırması oyun içinde oyun kurgusu ve açık biçim bir üslupla müzikli danslı bir şölen havasında sahneye taşınıyor. Engin Alkan oyun kurgusunda ve sahne yorumunda öncelikle gösterimin bir Moliere klasiğine dönüşmesi için özel bir çaba sarf ediyor.
Dekor ve ışık tasarımını Cem Yılmazer’in, kostüm tasarımını Tomris Kuzu’nun yaptığı oyunun bütün sahne unsurları özenle düşünülmüş, özellikle oyunculuk tarzları açık biçim bir anlatım tekniğine uygun olarak çalışılarak nitelikli bir anlatım biçimi ortaya çıkmış. Bu anlatım biçimi hem metni canlı kılıyor hem de öykünün açık ve berrak bir anlatımına olanak sağlıyor. Yerel unsurlarında ustaca kullanıldığı oyunda Yunus Emre’nin bir şiirinin bestelenerek söylenmesi metne ve gösteriye özel bir anlam katıyor. Müzikalde danslar özenli, şarkılar şenlikli, kostümler göz doldurucu, oyunculuklar ise abartısız, ölçülü ve olağanüstü. Güçlü mizansenlerle desteklenen görsel anlatım, müzikalin seyirlik özelliğini boyutlandırırken aynı zamanda oyundaki kişilerin renkli kişiliklerini de ortaya koyuyor. Alkan metnin komik yanına ayrıca yaşadığımız güncel politik olaylardan süzdüğü esprileri de katarak mizah ve komediyi üst seviyede tutarak seyircinin dikkatini tazeleyerek oyuna bağlıyor.
Oyunda Engin Alkan, Büşra Pekin, Deniz Uğur, Haki Biçici, Gülhan Tekin, Umut Temizaş ve Esra Akbaş görev alıyorlar. Oyuncular anlatıma odaklanan performanslarıyla hem eğleniyor hem de eğlendiriyorlar. Oyuncular ses, tavır ve hareket bütünlüğü içinde uyumlu düzenekle anlatımı güçlendirerek göz dolduruyorlar. Sezonda görülmesi gereken bir eğlence. Emeği geçenlere teşekkürler.
- Bir üslup, bir tavır: Ferhan Şensoy 02 Eylül 2021 00:09
- Osman Kavala 26 Temmuz 2020 00:06
- Sanatçıların işsizliği 18 Temmuz 2020 22:59
- Rıfat Ilgaz ile Asım Bezirci; iki koca çınar 04 Temmuz 2020 23:54
- Bir Güney Cihangir Hikayesi; Der Flamingo 20 Haziran 2020 23:33
- Karanlık Hikâye 07 Haziran 2020 00:05
- Kanayan coğrafyanın imgesi 10 Mayıs 2020 00:01
- Hayatı karşılayan şiirler 12 Nisan 2020 00:02
- Ferhan Şensoy’dan Gecedeste 29 Mart 2020 00:15
- Sağanak adımlarla düşlere, ütopyaya 14 Mart 2020 20:52
- Ağaçlar ayakta ölür 07 Mart 2020 22:00
- Muzaffer İlhan Erdost’a saygı 29 Şubat 2020 23:38