Vatan, ayakkabı kutularındaki paralar mıdır?
Eskiden komünistler “vatan haini”ydi! Olur olmaz salaklık ve densizliklerle, utanmadan sıkılmadan, komünistlere, “vatan haini” yaftası asılırdı.
Antikomünist Amerikan propagandasına göre, “Stalin Kars ve Ardahan’la Boğazları istemiş”ti.. Ve SSCB ve Stalin de komünistti, Türkiyeli Komünistler de. Komünistlerin asla vatansever olmadıkları, ama Türkiye’yi pazarlayacak yer aradıkları.. Hele Rusya da komünist olduğuna göre, oraya satacakları anlatılırdı durmadan.
Deniz Gezmiş “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi” deyip ortaya atıldıktan.. Kendisi için beş kuruş istemediği ve satmak bir yana ondan daha yurtseveri olmadığı görüldükten sonra.. Yalanın sonuna gelindi. Artık bir “babayiğit” çıkıp “vatan haini komünistler” diyemedi.
Ve tersinden, komünistlere “vatan haini” diyenler.. Kendi hainliklerini.. Ülkelerini dolarla trampa ettiklerini.. 1947’den itibaren ikili antlaşmalarla Amerikalılara sağlanmış üs olanakları bir yana konsa bile.. Memleketi “küçük Amerika” yapmaya soyunmuş Menderes’ten başlayarak.. Bugüne gelene kadar.. İşbirlikçiliklerini gizleme çabasında olmuşlardı. Yalanları bundandı. Memleketi NATO’ya, ardından Gümrük Birliğine pazarlamışlar.. AB kapısında süründürüyorlardı. Pentagon ve Panama’da eğitimden geçmeyen general yoktu. “Sıcak para” da.. Silah ve teçhizat da, sıkışıldığında Patriot da Amerika’dan gelirdi. ST-31 Talimnamesi ve ona uygun örgütlenmiş Kontrgerilla Amerikan malıydı. “Milli” denen istihbarat nerede başlar, CIA ve FBI nerede biter, belli değildi.
Şimdi Başbakan yeniden “vatan hainliği”ni diline doladı. Adım başı herkese, her önüne gelene “vatan haini” diyor. Eskinin “vatan haini” komünistler şimdi “yırtıyor” gibi görünüyor! CHP, MHP, TÜSİAD ve zaten Cemaat.. ve daha beğenilmeyen laf edip iş tutan kim olursa damga hazır: “Vatan haini”!
İlginci TÜSİAD’ınki! Zatların “vatan” ve “millet”le bir alakaları olmadığı ortadadır. Paraları ve yatırımlarının birazı buradaysa, birazı başka “vatan”lardadır. Çıkarlarını Amerikan çıkarlarından ayırmak olanaksızdır; çünkü çıkarlar “küresel”leşmiştir. Tekeller uluslararasıdırlar. Zaten işbirlikçi tekellere “milli” diyebilecek olanın alnı karışlanmaya değerdir. Ama kırk yıldır Hoca Efendi’yi de onları da el üstünde tutup bir dediklerini iki etmeyen Başbakan.. Şimdi TÜSİAD Başkanı “Hukuk bağımsız ve tarafsız olmazsa yabancı sermaye gelmez” dediği için “hain” deyivermiştir. MİT TIR’larını soruşturan da “hain”dir; çünkü CIA’yla içli dışlı MİT’in “milli”liğine inanmamız şarttır, Başbakana göre!
Kim ki TIR ya da “ayakkabı kutusu” der, haindir!
Hanefi Avcı, çıkar, “iktidarı, muhalefeti, Türk’ü, Kürt’ü, dindarı, dinsizi ve vatanını seven herkes Başbakanın yanında tavır almalı” der; çünkü “Sorun ‘vatan’sa, gerisi teferruattır” diye düşünür gibi yapar. Buradan yeni bir “yetmez ama evet”çilik türemektedir: “AKP ‘kötü’, ama darbeci ve vatan haini Cemaat karşısında, AKP olduğu için değil, ‘seçilmiş hükümet’ olduğu için darbeye karşı desteklenmeli!”
Hatırlamadan edemiyor insan:
“...kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”
Evrensel'i Takip Et