İspanya’da iktidardaki Halk Partisinin (PP) aralık ayında bakanlar kurulunda kabul edip meclise gönderdiği kürtaj haklarının kısıtlandığı yasa tasarısı dünyanın dört bir yanından kadınların karşı çıkışlarına sahne oluyor. Geçen sene bardağı taşıran damlalar arasında önemli bir yer edinmiş olan Türkiye’deki iktidar söylemi ile geçen hafta Birikim’in İnternet sayfalarında kürtajı tartışan ve beni dehşete düşürmeyi başaran eril dili de görünce yeniden kürtaj üzerine yazmak kaçınılmaz oldu.
Haberi okumayanlar için küçük bir bilgilendirme ile başlamalı. İspanya’da muhalefetteki sol ve komünist görüşlü partilerden büyük tepki alan kürtajla ilgili yasa tasarısı, seçim programında yer almasına rağmen PP içinde de tartışma yaratmış, gelen tepkilerden dolayı bazı küçük değişiklikler yapabileceği belirtilmiş haberde. İspanya’da 2010 yılında, görevde olan sol görüşlü Başbakan Zapatero’nun hükümeti, kürtaj haklarını genişleterek, kadının herhangi bir açıklama yapmadan hamileliğinin 14. haftasına kadar, ceninde ciddi risklerin görülmesi veya annenin sağlığını tehdit eden durumlarda 22. haftaya kadar, bebeğin tedavi edilemeyecek bir hastalığı olduğu durumlarda ise sınırsız sürede kürtaj yapmasına hak tanımıştı. Mevcut yasayı değiştirmek için hükümetin sunduğu yasa tasarında kürtaj bir kadın hakkı olmaktan çıkartılarak, sadece tecavüz ve anne sağlığını tehdit eden durumlarda yasal sayılıyor, tecavüz durumunda hamileliğin 12. haftasına kadar kürtaja izin veriliyormuş.
Oysa biz biliyoruz ki, tecavüz sonrası kadınların gebeliği fark etmesi, dile getirmesi ve yardım arayışı epey gecikiyor. Bilimsel çalışmalarda anlamlı bir çoğunluğun gebeliği fark edip başkalarıyla paylaşması ve yardım arayışının gebeliğin ikinci üç ayına denk geldiği belirtiliyor. Poliklinik başvurularımızda, kürtaja sağlık sistemi içindeki olumsuz bakışın da getirdiği sorunlarla bu sürenin aşıldığı gebeliklerle karşılaştığımızı daha önce de anlatmıştım.
Kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değil, olmamalı da. İstenmeyen gebeliklerin önlenmesi için kullanılan yöntemlerin geliştirilmesi, bu yükün de tümüyle kadınların üzerine bırakılmasının önüne geçilmesi ve tüm bu gebelik önleyici yöntemlerin kolay ulaşılabilir olması bir zorunluluk. Kürtaj her zaman son çare olmalı ama gerektiğinde, mutlaka sağlıklı koşullarda ve herhangi bir olumsuz yaklaşıma hedef olmadan yapılabilmesi sağlanmalı. Kadının özgür iradesi ile gerçekleşmiş bir cinsel ilişki sonucu da olsa değişik sosyal koşulların zorladığı bir ortamda istenmeyen her gebelik, sağlığın en azından sosyal iyilik hali bileşenini etkileyecek, kadının sağlığını bozacaktır. Yönlendirici bir yaklaşım sergilemeyen hekimler ve sosyal çalışmacıların desteğini alacak kadınlar tüm sosyal belirleyiciler de gözetilerek değerlendirilmeli ve kadının sağlığını bozacağı belirlenirse gebeliğin sonlandırılması sağlanmalıdır. Çok erken dönemde dahi gebelik sonlandırma, gebeliğin oluşturduğu hormon ve bedensel değişimler nedeniyle, kadınlar için örseleyici olmaktadır, ancak hiçbir gebelik sonlandırma bakımını üstlenemeyeceği bir bebeği doğurmak zorunda bırakılma, doğduktan sonra bebeğinden ayrılma denli örseleyici olamaz. Elbette çok daha uç örnekler de karşımıza çıkabilir.
Bebeğini evde bırakarak bayram tatili için ailesinin yanına giden kadının iddianamesinin hazırlandığı, 20-25 yıl arası hapis cezası öngörüldüğü haberi bugün İspanya’da kürtajı kısıtlayan haberlerle aynı sayfaları paylaşıyordu. Bebeğini ölüme terk ettiği için topluca lanetlediğimiz bu kadının 2.5 aylık hamile iken kürtaj olmak için hekime başvurduğu, yasal sınırı aştığı için kürtaj olamadığı iddianameden alıntılandığı anlaşılan gazete haberinde yer alıyordu. Bu kadın kürtaj olabilseydi, bir bebeğin ölüme terk edilişine tanıklık etmeyecektik. Kadının bebeğinin ölüsüyle karşılaştığında yaşadığı örselenmişliğin dehşetini tahayyül etmek zorunda kalmayacaktık.
Anne karnındaki bebeğin haklarını savunanların doğmamış bebeğin canlılığı üzerine kurduğu söylemde kadının insan hakları göz ardı edilmektedir. Canlılık üzerine tartışmanın boyutu genişletilirse, spermatozoid haklarından dem vurulup erkeklere mastürbasyonu yasaklamak da mümkün olabilir. Şimdilik yalnız sosyal medyada şakası yapılsa da, pek gerçek dışı sayılmaz…
Bedenini, ruhunu, sosyal koşullarını yerle bir edecek bir gebeliği kadına dayatamayız. Sonlandırma kararı ancak ve ancak kadına ait olabilir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et