3 Şubat 2014

Darbe yalanından gına geldi!

AK Partiye tuzluklar sızmış!”, “Tespihler, ananaslar gelip gitmiş”, “Vaiz lobisi oluşturmuşlar”, “Emirle istifa etmişler” diye bas bas bağırıyor Başbakan Erdoğan. Sanki “tuzluk dediği”, tespihle haberleşiyorlar”, “Emirle istifa ediyorlar” diye halka şikayet ettiği, istifa eden AKP’li milletvekilleri, AKP’ye girip milletvekili olurken, “tuzluk” değilmiş, “Tespihle haberleşmiyormuş”, “Emirle AKP’ye girip vekil olmamışlar” gibi!
Bunun aynen böyle olduğunu 12 yıldan beri politikayı izleyen herkes biliyor. Üstelik de Erdoğan bunları partisine almak için bizatihi “tespih” gönderen, “emir” veren, “vaiz lobisi oluşturan” zatla, böyle olması için anlaşarak onları milletvekili yaptı.
Çünkü istifa eden vekiller, AKP’ye Meclise Erdoğan-Gülen ittifakının Gülenci kanadının temsilcisi olarak girdiler. Şimdi ise ittifak bozulduğu için AKP’den ayrılıyorlar. Tıpkı, yargıda ve emniyette Gülen’in kadrolaşmasının da Gülen-Erdoğan ittifakının anlaşarak başardıkları bir şey olması gibi!
Yine son günlerde Başbakan Erdoğan; sürekli kendisinin dinlenmesinden yakınıyordu. Şimdi bunu genişletti: “Cumhurbaşkanını da dinlemişler. 550 milletvekilini de dinlemişler. Ailelerimizi de dinlemişler!” diyerek büyük bir sırrı ifşa ediyormuş gibi “hayretler içinde” konuşuyor.
Kim yapmış bu dinlemeyi?
“Paralel devlet” denilen Cemaate bağlı polisler, savcılar!
Ama yıllardır, herkesin dinlendiğini bu ülkede duymayan, bilmeyen kalmadı. Başbakan ucu kendisine değince;”Eyvah dinleniyormuşuz!” diye şikayet ediyor.
Ve Başbakan emniyetin, ÖYM’lerin, bürokrasideki hak hukuk tanımaz uygulamalarını, “paralel devlete” yıkarak, kendisini temize çıkarıyor. Kendisini halk iradesinin savunucusu, özgürlüklerin koruyucusu mevziine çekiyor. Ve elbette “paralel devleti” ve onu inşa eden Cemaati de “Hükümete, Meclise karşı komplo kurmakla” suçluyor. Sonra da herkesi bu “darbeci güçlere” karşı Hükümeti desteklemeye çağırıyor.
Burada açık ki, “darbe” üstüne bu kadar çok gürültü koparılmasının arkasında gerçeklerin çıkarılan gürültü altında kalması amacı var. Gösterilmek istenmeyen gerçek ise, “Hükümete karşı komplo” dedikleri şeylerin tümüyle 12 yıllık en sadık iktidar ortakları Cemaatin eylemleri olduğudur. Bunu Başbakan da biliyor. Ama olanların arkasında da uluslararası karanlık odakların olduğunu iddia ederek, vaziyete vahamet kazandırıyor.
Bu yolsuzlukların ve skandal nitelikli dosyaların gerçek olması bir yana bırakılsa bile, bir hükümetin ortaklarından birisinin ötekine karşı ortaklık koşullarını yeniden görüşmek üzere ya da hükümeti düşürmek ve başka partilerle ya da parti içindeki çeşitli fraksiyonlarla yeni bir hükümet için uzlaşmak üzere girişimler yapması neden darbe olsun ki?
Kullanılan yöntemlerin ahlaki olması, legaliteyi zorlayıp zorlamaması tartışılabilir ama bu esası değiştirmez. Çünkü burjuva parlamentosunda “ahlak”, “hukuk”, “dürüstlük” zaten çok tartışmalıdır! Ve AKP Hükümeti her dönemeçte zaten bu ahlaki ve hukuki ilkeleri paspas yapmaktadır. Tıpkı “darbe iddiasıyla” yarattığı puslu ortamdan yararlanarak bunu yargıda ve emniyette bir Erdoğan kadrolaşması yapma fırsatına dönüştürmesi gibi!
Bütün bunları Erdoğan da biliyor. Ama o, kendisine yönelik her eleştiriyi, her suçlamayı, ortaya çıkarılan her yolsuzluğu, rüşvet olayını kendilerine karşı “komplo” gibi göstererek, dokunulmazlık kazanmak istiyor.
ABD’nin, AB’nin, TÜSİAD’ın da içinde olduğu kimi güç odaklarının Erdoğan’ı “artık istemiyor” olması, süreçteki gelişmelerden yararlanmak istemeleri de olup biteni “darbe” yapmaya yetmez! Çünkü AKP’yi iktidara getirenler de bu güçlerdi ve o gün nasıl Erdoğan onların girişimlerini “darbe görmemişse”, hatta onların programı olan IMF-Derviş programını Hükümet programı yapmışsa, bugün de bu iç ve dış güçlerin kendisine karşı olmasını darbe olarak görmemesi gerekir! Çünkü Türkiye’nin politika alanı bütün bu iç ve dış güçlerin müdahalesiyle biçimlenen bir alandır. Bu yüzden de politikadaki gelişmeler zaten bu güçlerle bağlantıları kurulmadan açıklanamaz.
Yani ortada “darbe”, “hükümete komplo” denecek bir vaka yoktur. Ve bugün Erdoğan ve adamlarının mantığı ile bakılırsa AKP’yi iktidardan düşürmek üzere yapılan, seçim dışında her muhalefet “Komplodur”, “Hükümete karşı darbe girişimi”dir! Gezi direnişinden beri AKP propagandasının diline pelesenk ettiği “darbe”, “komplo” iddialarından artık gına geldi. Ama bu yalana inananlar oldukça, gerçeğin açığa çıkarılması mücadelesi de sürecektir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et