06 Şubat 2014 00:42

Fenerbahçe'nin 'Ali İsmail Korkmaz'ı

Fenerbahçe\'nin \'Ali İsmail Korkmaz\'ı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Buruk bir hafta sonuydu Fenerbahçe taraftarları için.
Futbol takımının yenilmesinden dolayı değil, Eskişehir deplasmanıyla,  “Gezi direnişi” sırasında Eskişehir’de hunharca katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın mahkemesinin aynı günlere denk gelmesiydi burukluğu yaratan.
Deplasman otobüslerinde dillerdeydi Ali İsmail.
Eskişehir tribünlerinde yankılandı “daha 19 yaşında düşlerinde özgür dünya”.
Dönüş yolunda kafalarda mağlubiyet değil “yaşasaydı şimdi çubuklu formasını giymiş, senede belki birkaç defa görebileceği tutkun olduğu takımı seyredebilmek için Eskişehir’in deplasman tribününde diğer renktaşlarıyla yerini alacaktı” düşüncesi vardı.
Ali İsmail’i sevdiklerinden, çubuklu sevdasından, özgür dünya düşlerinden, hayattan kopartanları Kayseri’ye kaçırmıştı memleket “yargısı”.
Hani hiçbir yerde oynatmaya cesaret edemedikleri süper kupa finalini, en azından burada protesto olmaz diye, kaçırdıkları Kayseri’ye.
Pazartesi günü binler aktı Kayseri’ye, korkaklara inat.
O gün vicdanı olan herkes kendi sevdalandığı renklerin formasını öptü, tıpkı Ali İsmail’in çubuklunun armasını öptüğü gibi.
Mahkeme heyeti ara karar için salondan çıktığı sırada İstanbul’da Anadolu Efes-Fenerbahçe basketbol maçı oynanıyordu. Salonda taraftarlar bir maç çıkışı bıçaklı saldırı sonunda hayatını kaybeden Burak Yıldırım’ı, Ali İsmail Korkmaz’ı haykırdı.
Konya maçında “hükümet protestolarını ve Gezi sloganlarını” küfür sayarak Fenerbahçe’ye bir maç ceza veren TFF’ye inat Abdi İpekçi salonu dakikalarca inledi:
“Daha 19 yaşında
Düşlerinde özgür dünya
Öptüğü çubuklu forma yaşayacak anısında
Ali İsmail Korkmaz Fenerbahçe yıkılmaz”
Efes taraftarı ayakta alkışladı o anları.
Yediden yetmişe bütün Fenerbahçelilerin sahiplendiği, sadece Fenerbahçelilerin değil rakip takım taraftarlarının bile haykırdığı bu bestenin “sihri” neydi?
Besteyi yapan Vamos Bien taraftar grubunun çıkardığı “Ver Lefter’e” fanzininin geçtiğimiz günlerde çıkan dördüncü sayısının kapak yazısında Ali İsmail renktaşları en güzel kelimelerle anlatmışlar sorunun yanıtını:
“Biz Ali İsmail’i çok sevdik. Tanımadık. Belki tanışacaktık bilemiyoruz. Hayat bizi aynı düşlerde buluşturdu, aynı dünyada buluşturamadı. Aynı takıma sevdalandık. Onun öptüğü arma bizim hayatımız oldu. Aynı sevinçlere ortak olduk, aynı üzüntülere de. Onun o formadaki armayı öptüğü anda eminiz ki bizler de benzer bir hareketi yapıyorduk. O sarhoşluk hepimizde vardı o an. Yediremedik kendimize bir türlü, 19 yaşında, en deli çağında bir gence sokak ortasında yapılanları. Yediremedik bir türlü o yaşta bir hayatın linç ile sonlandırılmasını. Yediremedik. Onun gülen yüzü her karşımıza çıktığında gırtlağımız düğümleniyor. Onun tanımadığımız ama iyi bildiğimiz coşkusu, gençliğinin enerjisi ve hayata umutla bakışı ne kadar da kendimize benziyor. Sokak ortasında acımasızca yapılanlara bakmak ciğerimizi deliyor.
Dedik ya yediremiyoruz bir delikanlının hunharca yok edilmesini.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa