AB’nin Erdoğan’a bakışı değişti mi?
Fotoğraf: Envato
Başbakan Erdoğan son iki hafta içerisinde, 17 Aralık’tan bu yana içine düştüğü durumu açıklamak, imajını düzeltmek için adeta Avrupa’ya “güven turu”na çıkmış görünüyor.
Önce Brüksel’de AB konseyi, komisyonu ve parlamentosu başkanlarıyla bir araya geldi.
Ardından Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ile Türkiye’de görüştü.
Bu hafta da Berlin’de Almanya Başbakanı Angela Merkel ile buluştu.
Her üç görüşmeye baktığımızda, Erdoğan’ın “savunma pozisyonu”nda olduğu anlaşılıyor. Daha önce, AB’ye üyelik sürecinin uzaması, müzakere başlıklarının açılmaması gibi nedenlerle üst perdeden konuşan, veryansın eden, “Gerekirse AB yerine Şenghay İşbirliği Örgütüne üye oluruz” diyen Erdoğan gitmiş, yerine Die Welt gazetesinin yazdığı gibi “çok uysal” bir politikacı gelmiş...
Bu farklılık elbette Alman basınının da dikkatini çekti. Der Spiegel’in “Erdoğan’ın iki yüzü”, Die Zeit’in “Çifte Erdoğan” başlıkları bu değişimi özetliyor. Yani Erdoğan göründüğü gibi değil...
Halbuki; AB’de Türkiye konusunda en ufak bir değişiklik yok ve görüştüğü temsilciler de aynı mesajları vermeye devam ediyor. Merkel açık bir şekilde “İmtiyazlık Ortaklık”tan yana olduğunu, müzakerelerin “ucu açık” şekilde devam edeceğini bir kez daha tekrarladı.
Ama, Erdoğan’ın tepkisi öncekilerden farklı oldu.
Peki bu değişimin nedeni ne olabilir?
Elbette, bu Erdoğan ve partisinin içine girdiği düşüş ve gerilime süreciyle yakından ilgili.
Düne kadar “En büyük reformcu” ilan edilen Erdoğan, artık Avrupa’da da “otoriter bir lider”. Gezi direnişinden itibaren “güçlü lider karizması”nın çizildiği Berlin ziyareti sırasında bir kez daha görüldü.
İnişe geçen Erdoğan’a AB ve onun motor ülkeleri Almanya ve Fransa da sahip çıkmıyor.
Uluslararası politika ve egemenlik mücadelesi düzleminde baktığımızda, ABD’nin gözden çıkardığı, güçten düşürmeye çalıştığı bir lideri ya da partiyi diğer emperyalist devletlerin kendi çıkarları doğrultusunda kullanması, yedeklemesi mümkün olabiliyor. Erdoğan’ın AB’ye karşı “uzlaşmacı bir profil” çizmesi aslında buna sıcak baktığının bir işareti olarak okunabilir.
Ne var ki, bugüne kadar açıktan kameralar karşısında söylenenlere bakılırsa Almanya ve Fransa, ABD’ye rağmen Erdoğan’la iyi ilişkiler içerisinde olma niyetinde değil. Bu bir yanıyla Batılı güçlerin genel olarak dünya çapındaki yakın ittifakıyla, diğer yanıyla da Erdoğan’ın hiç kimseye güven vermemesiyle ilgili.
Bunda Erdoğan’ın “çifte yüzlü” olması büyük bir rol oynuyor.
Bu nedenle şu anki aşamada, Almanya ve Fransa, Erdoğan konusunda ABD’den pek farklı düşünmüyor.
Ancak; ABD ile yakın irtibat içerisinde olan Gülen Cemaatiyle daha temkinli bir ilişki içerisinde olacağı da söylenebilir. Erdoğan’ın Berlin ziyareti öncesinde Baden-Württemberg Eyaleti istihbarat örgütünün cemaatle ilgili bir inceleme yaptığının basına yansıması tesadüf olmazsa gerek.
Bugüne kadar Avrupa ülkeleri tarafından da, “Ilımlı İslam’ın” temsilcisi görülen Gülen Cemaatine devasa olanaklar yaratıldı, gelişmesine olanak sağlandı. Ama öyle görünüyor ki; AB ülkeleri önümüzdeki dönem Gülen ve adamlarını daha yakından mercek altına alma ihtiyacı duyacak.
Bu nedenle AKP-Cemaat çatışmasının en hayırlı yönlerinden birisi de Cemaatin asıl yüzünün Avrupa’da da açığa çıkmasına yardımcı olmasıdır.
***
Erdoğan’ın Berlin ziyareti nedeniyle Alman basınında en çok “seçim kampanyası” haberleri öne çıktı. Erdoğan’ın taraftarlarına yönelik düzenlediği kapalı salon toplantısının tek başına Türkiye’deki seçimlerle ilgili olmadığı açık. Zira, Erdoğan yıllardır gittiği her Avrupa ülkesinde bu türden toplantılar yapmaya özen gösteriyor. Bununla elbette Avrupa ülkelerinde yaşayan Türkiye kökenli göçmenler arasında siyasi bir güç olmayı hedefliyor.
Ancak Avrupa’da meydan sandığı gibi boş değil. 2012’den bu yana her Almanya ziyareti sırasında binlerce, on binlerce Alevi, Kürt, devrimci ve demokrat tarafından protesto edilmesi bunu gösteriyor. Ve gelecekte de Almanya’da geldikçe protestolarla karşılanmaya devam edecek.
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12
- Trump Pandora’nın kutusunu açtı, Avrupa panikte 08 Kasım 2024 12:17
- 5 maddede ABD seçimlerinin Avrupa’ya etkileri 03 Kasım 2024 04:30