07 Şubat 2014 00:04

Önemli bir kitap

Önemli bir kitap

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ermeni-Kürt ilişkileri üzerine son derece önemli bir kitabı 90’lı yılların başında yayımlayan Peri Yayınları, son derece önemli bir yapıtı daha Türkiyeli okurlara iletti. Desmond Fernandes’in ‘Ermeni ve Kürt Soykırımları/ Sansür ve İnkardan İkrara’ adli kitabı, bizleri yeniden 90’lı kirli savaş yıllarına götürdü.
Desmond Fernandes’i ilk kez 90’lı yıllarda Armenian Weekly’de çıkan ‘Kürt Soykırımı’ adlı makalesiyle tanıdım. Derginin yazı işleri, Kürt sorunu ile ilgilenmedikleri için öz eleştiri yapıyor ve söz konusu makale ile bir açılım yaptıklarını belirtiyordu. Gerçekten de tam zamanı idi bu makaleyi yayımlamanın. Bosna ve Ruanda’da 20. yüzyılın son soykırımları yaşanmakta idi ve Türkiye’de ise iğrenç bir kirli savaş sürdürülüyor, milyonlarca Kürt köylüsü zorunlu tehcire tabi tutuluyor, köyleri, dağları, yaylaları yakılıp yıkılıyordu.
O uzun makaleyi derhal tercüme ettirdim.
Daha sonra Londra’da birçok panelde birlikte yer alma onuruna sahip oldum, bizzat kendisi ile de tanışarak. Kendisi her zaman Belge’nin en içten dostları arasında yer aldı. ‘Jenosid’ teriminin kullanımı bildiğiniz gibi soykırım araştırmacıları arasında tartışmalıdır. 80’li yıllarda Holokostun tekcil bir örnek olduğunu savunan kimi araştırmacılar bu olayın Ermeni örneğine bile uygulanamayacağını savunuyorlardı. Süryani ve Ponrosluların gündeme gelişinde de aynı güçlükler yaşandı.
Terimi Kürt örneğine uyguladığı için dostum Desmond da birçok eleştiriyle yüz yüze kaldı. Ama o doğru bildiği yolda yürümeye devam etti.
Desmond, Hint kıtasının Portekiz sömürgesi olan Goa’da doğmuş, ismi Latin, dili Portekizce olan İsevi bir sakini. Goa son derece kendine özgü bir küçük ülke, Hindistan’a 1960 sonrası katıldı, o zamana kadar Portekiz’in bir parçası olarak kaldı. Ve burada küçük bir Süryani ve Ermeni toplumunu, hatta Zerdüşti toplumunu bile bulabilirsiniz. Ve bu kozmopolitizmin 500 yıllık bir tarihi var. Neredeyse Osmanlı İstanbul’u ile yaşıt.
Belki de Desmond’un böyle bir ortamdan gelerek Ermenilerle, Kürtlerle, Süryanilerle ilgilenmesi bir tesadüf değil.
Peri Yayınları editörü, dostum Ahmed Önal’a bu kitabı yayımlamasını çıkar çıkmaz önermiştim. Sağ olsun kabul etti. Ama bağımsız yayıncılığın durumu malum. Kısmet bu güneymiş. Bunu sağladıkları için Peri’nin yeni editoryaline ve Çevirmen Attila Tuygan’a teşekkür ederim. (*)
Bu kitabın önemli bir diğer yanı ise bugün neredeyse unutulmaya başlanan 90’lı yılların gerçek ortamını ve kurbanlarını yeniden hatırlatması.
Teşekkürler Desmond ve Attila, elinize sağlık, kaleminize kuvvet.
(*) Size Noam Chomsky ve diğerlerinin kitabı nasıl değerlendirdiğini de aktarmak isterim: “Fernandes, Türkiye ve Kürtler hakkında ve başta ABD olmak üzere dış güçlerin, nitelikli suçların kolaylaştırılmasında ne kadar önemli rol oynadıkları hakkında şaşırtıcı, çoğu zaman şoke edici ve son derece değerli bilgileri gün ışığına çıkartmış. Verdiği bilgiler üzerinde kafa yormalı ve dersler çıkartmalıyız.” (Noam Chomsky)
“Desmond Ferandes gerçekleri söyledikleri için katledilenler için yazıyor. Yıllar önce konuştukları için hâlâ cezaevlerinde yatanlar için yazıyor ve korku ve sessizlik içinde yaşayanlar için yazıyor. O yazdıkça ‘SOYKIRIM’ ‘ETNİK TEMİZLİK’ gibi sözcükler Türk devletinin sessiz kurbanları için bir siren oluyor” (Diamanda Galas)
“Desmond Fernandes sömürgeci bir gücün Anadolu’daki iki kadim halka; Ermenilere ve Kürtlere karşı uyguladığı devlet terörünü anlatıyor. Kitabı bu iki halkın ve ötekilerin... sadece kendilerini düşünmeyip ‘insanlığın manevi kaynaklarının kurumasını’ önlemek için hâlâ mücadele ettiklerine tanıklık ediyor. Daimi Halklar Mahkemesinin ‘... soykırım realitesini su yüzüne çıkartmak konumlarını sürdürmek için gizliliği ilke edinmiş insanlar açısından çok zordur. Mahkeme kurbanların sıkıntılarıyla ilgilenerek çektikleri acıların onuruna katkıda bulunur ve süregiden mücadelelerine destek verir. Gerçekte soykırımla mücadele etmenin ve bir halkın uluslararası hukuktaki hakkını teslim etmenin en temel aracı soykırımı tanımaktır’ dediği şeyi kağıda dökmüş.” (Profesör Khatchatur I. Pilikian)
“Desmond’un kitabını okuduğumda yetilerimi en fazla etkileyen ve hatta meslek seçimimi belirleyen bir başka kitabı hatırladım: Zygmunt Bauman’ın Modernity and the Holocaust’u.”
(Ben Hayes)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa