8 Şubat 2014

Yolsuzluk ve rüşvete koruma kalkanı

AKP ve Hükümeti hiç yanıltmıyor!
Meydanlardan Başbakan ve yandaşları, “Yeni demokratikleşme hamleleri yapıyoruz. Özel yetkili mahkemeleri (ÖYM), Terörle Mücadele Kanunu’nu(TMK) kaldırıyoruz. Tutukluluk süresini 10 yıldan beş yıla indiriyoruz. İnternet’e özgürlük getiriyoruz!…” diye bas bas bağırıyor.
Ama 12 yıllık AKP’nin devri iktidarında olup bitenleri izleyenler ve onun zihniyetini az çok anlamış olanlar, bu gürültülü demokratlaşma propagandası karşısında; “Evet demokratikleşme, ülkenin özgürleşmesi güzel de bu Hükümet demokratikleşme yapıyor görünürken ülkeyi daha da geriye götürecek önlemleri araya sıkıştırır!” demekten de kendilerini alamıyorlar.
Nitekim öncekiler bir yana, son birkaç yıl içinde tanık olduğumuz Kürt ve Alevi açılımlarına dair girişimler, Anayasa referandumu, birinci, ikinci, üçüncü yargı paketlerinde aynı şeyler yaşandı.  Hükümetin her bir girişimi “Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir reform ve demokratikleşme hamlesi” diye propaganda edildi. Ama bu paketlerden hep, Hükümetin “muhafazakar toplum”, “dini referanslar ve gelenek görenekleri” toplum hayatına daha derin nüfuz etmesini amaçlayan, bunları toplumsal gelişmenin önüne barikat olarak koyduğu düzenlemeler çıktı. Kısacası AKP demokratikleşme derken sadece kendi dünya görüşüne uygun ve kendi seçmen tabanını hoşnut edecek düzenlemelerini öne çıkardı. Ve sanki bunlar bütün toplumun isteğiymiş, sanki bunlar Türkiye’nin demokratikleşmesinin ihtiyacıymış gibi propaganda edildi.
Şimdi AKP ve Hükümetinin “Yeni bir demokratikleşme hamlesi” yaptığını iddia ettiği bu amaçla hızlı adımlar attığı günlerden geçiyoruz.
Bugünlerin özelliğini belirleyen ise Hükümetin rüşvet ve yolsuzluk skandalıyla ortaya çıkan ve her biri “hükümet devirecek” pek çok olayın arka arkaya gündeme gelmesi. Hükümet de bu rüşvet ve yolsuzlukla ilgili tartışmaları gündemden düşürmek, ortaya çıkan gerçeklerin üstünü örtmek üzere; yasal düzenlemeler getirmektedir. Ama AKP propagandası bütün bunların, AKP ve Hükümetinin marifetlerinin üstünü örtmek için değil de ülkenin demokratikleşmesinin ihtiyacı olduğu için yapıldığını iddia ediyor.
Nitekim Mecliste görüşülmeye başlanan yargıyla ilgili düzenlemeler; bir yanda tutukluluk süresini 5 yıla indirerek, ÖYM’lerin elindeki davaların bir an önce Ağır Ceza Mahkemelerine aktarılmasını sağlayarak, dinlemeleri az çok nesnel kriterlere bağlayarak, nispeten de olsa, olumlu değişiklikler getiriyor. Ama öte yandan bu düzenlemelerle Hükümet, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu gibi soruşturmalarda adli kolluğun harekete geçmesini Adalet Bakanına bağlayarak, “Mala el koymak için BDDK, SKP, MASAK’tan rapor alınmasını” ön şart koşarak Hükümetin, yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun üstünü örtmeye yönelik amacını ortaya koymuş bulunmaktadır. Dahası bu düzenlemeyle Hükümet, “yeniden yargılama” yolunu açmayarak ÖYM’lerin bugüne kadar verdiği kararlara da meşruiyet kazandırmayı amaçlamaktadır.
Hükümetin bu kendine Müslüman tutumu, İnternet’e sansür getiren, önceki gün Meclisten geçen yasayla çok daha açık görülmüştür.
Ulaştırma Bakanı, “Yasayla İnternet’e özgürlük getirildiğini” iddia etmekte, sadece “Özel yaşamı koruma” amaçlı sınırlama getirmeyi amaçladıklarını söylemektedir. Ancak asıl amacın İnternet’e düşebilecek yolsuzluk, rüşvet ve siyaset alanındaki gerçeklerin yayınlanmansın önlenmesine yönelik olduğunu herkes görmektedir.
Kısacası yargı paketinden rüşvet yolsuzluk yapanları koruma ve bundan sonra da bu tür vakaların ortaya çıkmasını önleyecek önlemler çıkıştır. İnternet’le ilgili yasal düzenlemeyle de “Özel hayatı koruma” arkasında aynı amaçlar yatmaktadır.
Doğrusu, yasal düzenlemeleri teklif eden ve Meclisten geçiren AKP çoğunluğu olunca, başka bir şey de beklenemezdi. Bekleyenler de ya AKP Hükümetiyle çıkar ve kader birliği edenler ya da iflah olmaz hayalperestlerdir!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et