Yeşil İstanbul\'a küsecek
İstanbul’da yaşayan milyonlarca insanı çok yakında korkunç günler bekliyor. Bu gidişle Boğaz’a üçüncü köprü yapılacak ve doğa talanı daha da hızlanacak. Doğanın talanı açısından daha kötüsü ise, yeni ve devasa bir havalimanı yapılması olacak. Büyük alanları kaplayan havalimanları aslında bir bölgenin tümüyle ulaşılmaz ve tek işlevli bir mekana dönüştürülmesine neden oluyor. Büyük havalimanları, tıpkı stadyum vb. yapılar gibi, bulundukları bölgeyi ıssızlaştıran, köleleştiren bir etki yapıyor.
Bu etkiler bir yana, yeni havalimanı İstanbul’un doğaya sırt çevirmesi demek. Geçen hafta güncellenen, Kuzey Ormanları Savunması 3. Havalimanı Raporu’nda şu saptama var: “İstanbul’un Anayasası sayılan 2009 tarihli İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda 3. Havalimanı için belirlenen yerin Silivri-Gazitepe olmasına karşın Plan, Başbakan Erdoğan’ın zorlamalarıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yok sayıldı ve projenin yeri Kuzey Ormanları sınırları içindeki Yeniköy-Akpınar köyleri olarak belirlendi. İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım başta olmak üzere yetkililer, uzun süre projenin ormanlık alana değil, eski maden ocakları üzerine yapılacağını açıklayarak kamuoyunu yanılttılar. Oysa ‘İstanbul’un Anayasası’nda bu bölgenin orman alanı, kırsal yerleşim alanı, kıyı rehabilite alanı, jeolojik açıdan yerleşime sakıncalı alan ve tarımsal niteliği korunacak alanlar içinde olduğu belirtiliyor.”
Raporun tümü incelendiğinde, İstanbul’un bir doğa katliamı ile karşı karşıya olduğu ortaya çıkıyor. Bu tam bir felaket...
Bu felaketin İstanbullu çocuklar için ne anlama geleceğini dile getirmek bile beni ürkütüyor. Bu nedenle sözü Kıbrıslı Neriman Cahit’e, onun dizelerine bırakacağım.
***
Bize küstü
Nereye gitti onca kuş,
Onca ağaç?
Balıklar teker teker öldü,
Akdeniz bilaç...
Ay Dede bile küstü
Elleri, sözleri, gözleri sustu
Oynamıyor artık
Bizimle saklambaç...
O da çocukluğunu arıyor,
Her gece bir telaş
Samanyolunda...
Çaresizce...
Ay Dede bile küstü bize,
Elleri, sözleri, gözleri sustu...
***
Körebe
Büyüklerimizle,
Yıllardır sürüyor bu körebe oyunu
Biz yumulunca sizler saklandınız ve
Saklandığınız yerden hiç çıkmadınız...
Ellerimiz sizde, yakanızda
Hade çıkın artık saklandığınız yerden
Çözün gözlerinizdeki bağı...
Biz çocukluğumuzu istiyoruz.
Sokaklarda koşup oynamayı,
Başımızı dayayıp çeşmelerden
Kana kana su içmeyi...
Yaz gecelerinde Ay Dede’yi yatırıp
Sonra uyumayı...
Hade çözün artık
Gözlerinizdeki bağı...
***
Bu gidişle İstanbul en az üç köprü, en az üç havalimanı, en az üç çocuklu aileler ile dolacak. Böyle bir kentin çocuklar için yaşanabilir bir kent olamayacağı ortada. Böyle bir kentin yoksul kitlelerin sırtında yükseleceği de aslında ortada.
Yerel seçimler yaklaşırken bu korkunç körebe oyununa artık son vermek gerek!
Not: Neriman Cahit’in “Araplara Satılan Kızlarımız” başlıklı kitabına daha önce yer vermiştim. 45 yılı aşkın süredir edebiyatın, gazeteciliğin, sendikacılığın, kadın hakları mücadelesinin içinde olan Neriman Cahit’in şiirleri, Kıbrıs ve Türkiye’de çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanmıştır. Neriman Cahit, Kıbrıs Türk ve Rum toplumları arasında 1990 yılında başlatılan, iki toplumlu uzlaşmazlıkların çözümü çalışmalarını başlatan 10 kişi arasında yer almıştır.
Evrensel'i Takip Et