11 Şubat 2014

Kapitalizmde sanayi ve kanser

Son on, yirmi yıldır yılın neredeyse hemen her günü bir hastalık adıyla anılacak hale geldi. Geçtiğimiz hafta, 4 Şubat’ta da “Dünya Kanser Günü”etkinlikleri düzenlendi. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından hazırlanmış olan Dünya Kanser Raporu 2014’den alınan rakamlar ortalığa saçıldı. Antikapitalist hattıyla bilinen yayın organlarında bile şişmanlık, alkol ve sigara kullanımının ana sorumlular olduğundan ve bunlara dikkat edilirse kanserden korunulabileceğinden bahseden yazılara geniş yer verildi. Fotoğraflarda da şeker, sigara ve içki kadehi başı çeken figürler oldu. Benzer özenle olacak, kimi yayın organlarında “dünya kanserle mücadele günü” adına bile rastladık.
Raporda 2012 yılında 14milyon kişiye yeni kanser tanısının konulduğunun tahmin edildiği, bu durumun yıllar içinde daha da artacağı bilgisi de vardı. Yine 2012 yılı itibariyle tanı konan yüz kanser hastasından 13’ünün akciğer, 12’sinin meme, 10’unun kalın bağırsak, yedisinin mide, altısının karaciğer ve dördünün de rahim ağzı kanseri olduğunu öğrendik. Bu bilgilere baktığımızda, gazetelerde yer verilenlerin aksine, kansere yakalanan kişilerin genetik özellikleri ve kişisel tutum ve davranışlarından, özetle kişisel risk faktörlerinden çok yaşadıkları ortam ve yaşam koşullarının hastalık nedeni olarak ön planda olduğu görülüyor.
Oysa gazeteler kanserden korunmak için “şeker yemeyin”, “alkol içmeyin”, “sigara kullanmayın”, “doğal-işlenmemiş gıdalarla beslenin”, “bol sebze, meyve tüketin” vb. doğrudan kişisel tutum ve davranışları en ön plana çıkartarak gerçekliği gölgelediler. Olasıdır ki bir bölümü bunu bilerek, az bir bölümü de maalesef farkında olmadan, oradan, buradan toplama haber olarak verdi. Üzerinde düşünmeye gerek bile görmediler.
Öncelikle beslenme yönüyle bakalım. Parası olan parası kadar gıdaya ulaşabiliyor. Genellikle malın fiyatı niteliğiyle paralellik taşıyor. Bunların yanı sıra, raf ömrü uzun olsun, bozulmasın diye içinde koruyucu maddeler, albenili olsun diye boyalar ile aromalar kullanılmayan gıdaya ulaşmak neredeyse olanaksız. Tümü kimyasal ve vücudumuzda doğal olarak bulunmayan bu maddeleri beslenirken almak zorunda kalıyoruz. Oysa söz konusu maddelerin vücudumuz için zararlı olmayanı neredeyse yok. Peki neden beslenirken bu maddeleri de vücudumuza alıyoruz? Yanıtı basit. Gıda alanındaki patronlar daha çok kazanabilsin diye. Bugünlerde gıdaların tatlandırılmasında pancardan, kamıştan elde edilen doğal şeker neredeyse kullanılmıyor. Yerine kimyasal olarak üretilen kullanılıyor. Ve zararı yalnızca şeker oluşundan değil, aynı zamanda kimyasal oluşundan. Peki bu konuları kamuoyuna yeterince aktarabiliyor, 4 Şubat gibi günler geldiğinde yaşadığımız sağlık sorunlarının kaynağının kişilerin tutum ve davranışlarının ötesinde olduğunu paylaşabiliyor muyuz? Maalesef hayır. Konuyla ilgili haberler büyük çoğunlukla bütünlüklü bir çerçeve yerine parça, parça ve birbiriyle ilişkisizmiş gibi sunuluyor. Adet yerini buluyor. Söz konusu gün atlanmamış, yayın organı tarafından anılmış oluyor. O kadar. Halbuki sağlık alanındaki egemen ideolojinin sürdürülmesine katkı sunulmuş olunuyor. Çünkü hiçbir kanserin nedeni kişisel tutum ve davranışa daraltılamaz. Buna sigara içimi de dahil. Kimlerin ve neden sigara içiyor oldukları sorgulanmadan, ‘sigara içme, akciğer kanseri olma’ dememek gerekir.
Kaldı ki yukarıda sözünü ettiğimiz IARC, 17 Ekim 2013 tarihinde kanser nedenlerinin sıralandığı bilimsel bilgi ve bulgulara dayalı bir liste açıkladı. O listenin en yeni bilgisi hava kirliliğinin kanser nedeni olduğuydu. Başta akciğer, meme ve mesane kanserlerinden sorumlu olduğu notuyla birlikte. Peki günümüzde hava kirliliğinin temel nedeni ne? Diye sorarak devam edelim. Ve hep birlikte düşünüp yanıtlamaya çalışalım...
Benim yanıtım başlıkta yer alıyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Sivil kanıyla harita çiziyorlar

Sivil kanıyla harita çiziyorlar

Suriye’de aralık ayında yönetimi ele geçiren Batı destekli cihatçıların, ülkedeki farklı etnik ve dini gruplara yönelik katliamları artarken, emperyalist güçler bu kanlı ortamı bölge haritasını yeniden şekillendirmek için bir fırsat olarak görüyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İktidar yoksullaştırdığı halkın imdadına yetişen kent lokantalarından rahatsız. Kent lokantasını öven Vedat Milor’a soruşturma açıldı.

Evrensel'i Takip Et