Bu bir sendikacılık rezaletidir
Fotoğraf: Envato
Emek mücadelesini izleyen okurlarımız hatırlayacaktır; hava iş kolunun Hükümetin torba yasaya koyduğu bir maddeyle grev yasağı olan iş kolları kapsamına alınmasına tepki gösteren THY’de çalışan Hava-İş üyesi işçiler greve çıkmış, bunun üzerine de 305 çalışan THY yönetimi tarafından işten atılmıştı.
Hava-İş Sendikasının yöneticileri, 5 Şubat 2014 günü, bu 305 emekçinin yeniden işe alınacağı müjdesini verdi. Gerçi açıklamada bu işçilerin 259’unun hemen (1 Mart’ta) işe döneceği, 10 kişinin “disiplin suçu işledikleri” için alınmayacağı, geri kalan 39 emekçinin de işe alınması için görüşmelerin devam ettiği duyurulsa da sorunun büyük ölçüde çözülmüş olmasından dolayı, emek cephesinde bu haber “sevinçle” karşılandı. Ama hava iş kolundaki ve Hava-İş Sendikasındaki gelişmeleri yakından izleyenler, THY yönetimiyle iş birliği içinde sendika yönetimine gelen yeni Hava-İş yönetiminin 305 çalışan için başarılı bir “geri dönüş” yapmasını beklemiyorlardı. Bu yüzden de; “Bu işte bir çapanoğlu var!” diye haberi ihtiyatla karşılamışlardı.
Ne yazık ki olup bitenin altında “çapanoğlu” arayanlar haklı çıktı. Çünkü Sendika yönetimi ile THY yönetimi, çalışanların işe dönmesi için;
1- Yeniden işe başlayacak emekçilerin kıdemleri sıfırlanacak (Yani önceki çalışmaları yok sayılacak, yeni işe girer gibi başlayacaklar).
2- THY yönetimi hakkında açtıkları davandan vazgeçecekler.
3- Çalışanlar, hem idarenin masraflarını hem de kendi avukatlık masraflarını kendileri ödeyecek!
7 Şubat’ta Evrensel’de çıkan Gökhan Durmuş’un haberi, bu konudaki ayrıntıları gündeme getirdi.
Haksızlık ortada. Patron sendikayı tümden teslim almış ve çalışanların bütün kazanımlarını yok ettikleri gibi, yarın patron işten atsa, emekçi dava açma hakkını bile kaybetmiş olarak kendini kapı önünde bulacak.
Peki adına layık bir sendika, bütün sorumluluğu çalışanlara yükleyen böyle bir “anlaşmanın” altına imza atabilir mi?
“Ben sendikayım, işçinin hakkını savunuyorum” diyen hiçbir sendika yönetimi böyle bir anlaşmanın altına imza atamaz! Çünkü bu anlaşmayla sendika yöneticileri, işçiler adına patronlara, “Biz grev hakkını savunarak yanlış yaptık. Greve çıktık. Kusura bakmayın. Ne olur bizi işe alın. Biz her mihnete razıyız” demişlerdir. Çünkü bu anlaşmayla patron hiçbir yükümlülük altına girmediği gibi sekiz aydır, direniş yapan emekçilerin hiçbir hakkını da kabul etmiyor.
Aslına bakılırsa, yeni Hava-İş yönetimi, sendikayı teslim almak amacıyla yapılan bir operasyon sonucu iş başına getirildi. Dolayısıyla mevcut yönetimden çok bir şey beklenemezdi. Öyle de oldu. Üstelik bu yönetimin sendikanın başına gelmesini üstünden iki ay geçmişken bu yönetim, hem toplu sözleşmeyi patronların istediği gibi bitirerek, hem de bu 305 direnişçi emekçiyi teslim olmaya zorlayan bir anlaşmanın altına imza atarak, sendika yönetiminin getirilmesinin diyetini de ödemiş oldu!
Ancak sadece Hava-İş yönetimini değil, diğer sendikalar ve konfederasyonların tutumu da ibret vericidir. Onlar da bu 305 hava emekçisinin direniş karşısında gösterdikleri duyarsızlıkla, günü kurtaran kimi ziyaretler ve “direnişe destek konuşmaları” ile geçiştirerek, bu mücadelenin Hava-İş yönetimi tarafından satılmasına göz yumarak kendi rollerini oynamışlardır.
Bu 305 hava emekçisi kendi kişisel çıkarları için greve çıkmadı. Bunu biraz emek mücadelesi kültürü olan herkes bilir. Tersine bu emekçiler bir sınıf hakkını savunmak için greve başvurdukları için işten atıldılar.
O günlerde lafta, sınıf, emek.... filan derken gerçekte, sorunu hava emekçilerinin sorununa indirgeyen Türk-İş ve bağlı sendikalar başta olmak üzere sendika yöneticileri, (burada elbette mücadeleye içten destek vermek isteyen az sayıdaki sendikacıyı bu eleştirinin dışında tutuyoruz), şimdi de 305 işçinin Hava-İş yönetimi aracılığı ile teslim alınmasını da sessizce seyrediyorlar. Böylece de adlarını sendikal mücadelenin kara sayfalarında Hava-İş yöneticilerinin yanına yazdırmış oluyorlar.
Kendilerini kutluyoruz!
- Metal TİS'i ve bir kez daha sendika bürokrasisine karşı mücadele sorunu 08 Şubat 2020 00:08
- Şimdi gözler 5 Şubat’ta başlayacak metal grevinde! 31 Ocak 2020 00:12
- Grev komiteleri etrafında örgütlenme günleri 25 Ocak 2020 00:30
- Örgütsüzlük bir işçi sağlığı sorunudur! 22 Ocak 2020 00:21
- Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır 18 Ocak 2020 00:00
- Din ve milliyetçilik istismarcılığı artık eskisi kadar etkili değil 15 Ocak 2020 00:40
- İşçiler siyasetle uğraşmadan kazanılmış haklarını bile savunamaz! 07 Ocak 2020 23:31
- İşçiler, iki 2020’den birini tercih edebilir! 03 Ocak 2020 00:29
- 2021 asgari ücretinde de aynı oyun sahnelenmesin diyorsak... 28 Aralık 2019 00:45
- "Asgari ücret"te bu yıl da aynı oyun sahnede! 21 Aralık 2019 00:36
- Ya işçiler devreye girerek kazanacak ya da hiçbir şey! 14 Aralık 2019 00:42
- MESS’in TİS’i YHK’ye götürmesi önlenmek isteniyorsa... 11 Aralık 2019 00:45