15 Şubat 2014

Özel günler ve tüketim çılgınlığı

DİĞER YAZILARI
Bir kuşağın katilleri 21 Haziran 2014
Kapanmasın kirpiklerin 14 Haziran 2014
Şiire saygıyla 7 Haziran 2014
Zinciriye şairleri 31 Mayıs 2014
TÜYAP Diyarbakır 24 Mayıs 2014
Vicdan göçüğü 17 Mayıs 2014
Sanat bir yürüyüştür 10 Mayıs 2014
Dünyanın gülü Mayıs 3 Mayıs 2014
Ortak vicdan 26 Nisan 2014
O gün 19 Nisan 2014
YAZI ARŞİVİ

Kapitalizmin küreselleştiği günümüzde toplumu hızla geleneksel bağlarından koparmış kendi amaçları-tüketim toplumu-doğrultusunda yeniden dizayn için çeşitli projeler geliştirmiştir. Bunun en belirgin örneklerinden biri de hayatımızın neredeyse vazgeçilmezleri haline gelen özel günlerdir. Dün bunlardan biri olan “sevgililer günü”nü geride bıraktık. Son yıllarda,özellikle de 12 Eylül darbesinden sonra duygularımızın kabartılarak önümüze konulan bu özel günlerin-Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü, Öğretmenler Günü ve daha nicelerinin bir tek amacı vardır; daha çok tüketim. Medya ve reklamlar aracılığıyla belleklerimize kazınan bu özel günlerin bir tek amacı var, daha çok tüketmek. Bunun için de bugünlere çeşitli duygusal anlamlar da yüklenerek tüketim kültürünün oluşmasını yaratmak. Süreç içerisinde tüketim kültürü bir toplumsal kültür haline getirilmiştir. Maalesef bugünlerde yapılan alışveriş miktarı ve şirketlerin cirolarına bakıldığında kapitalizmin amacına ulaştığını görmekteyiz.
Oysa sevginin hediyelerle ifade edilmesi ve öyle kabul görmesi bir yanılsamadan başka bir şey değildir. Benim yaşımda olanlar bilirler, okullarda bize öğretilen bir şarkı vardı. Annemize türkü diye, nakaratında bu sözler tekrarlanırdı:
“Gelin çiçek derelim, yollarına serelim
Sevgi dolu türkülerle annemize verelim
Sevgi dolu türkülerle annemize verelim”
Biz de çoğunlukla kırda topladığımız bir demet kır çiçeği ile annemizin elini öper sevgimizi dile getirirdik. Bugün Anneler Günü’nde çiçek yerine değerde pahalı hediyeler almayı bir marifet olarak görüyoruz. Hele mesele “sevgililer günü” olunca daha da pahalı-tek taş pırlanta-hediyeler alınmalıymış gibi kişi kendini zorunlu hissediyor. Hafta boyunca tek taş pırlanta reklamlarının dakika başı yayımlanması, kredi kartlarının kullanılmasını özendirilmesi hatta ödemelerin taksitlendirilmesi, bankaların özel günlere göre kredi vermeleri vb bu anlayışın ürünüdür. Bu da bize gösteriyor ki daha çok kazanç için sevgi bir tüketim nesnesi haline getiriliyor. Tüketici haklarını koruma derneğinin verdiği bilgilere göre geçen yıl bu özel günlerde yapılan alışverişin bir milyon lirayı geçtiğidir. Artık bir hastalık olarak değerlendirebileceğimiz bu tüketim çılgınlığının ekonomik boyutuna baktığımızda geçen yıl sadece Amerika da bir günlük getirisi 5.6 milyon dolarmış.
Oysa bir yıl boyunca kimse yatağına aç girmesin diyorsak 19 milyar dolar, herkesin içilebilir temiz suyu için 10 milyar dolara… Okur-yazar olmayan kalmasın diyorsak 5 milyar dolara ihtiyaç varmış. Sadece makyaj ürünlerine bir yılda harcanan para 18 milyar dolarmış.
Görünen ve gerçek olan o ki bu özel günlere duygusal anlamlar yükleyerek bize sunanların amacı sevgiyi kutsadıklarından değil, daha çok harcama yapmamızı sağlamak ve karlarına kar katmalarıdır.
Bu yüzden siz siz olun sevdiklerinize sevginizi böyle özel günlerde pahalı hediyeler alarak değil, onları her gün ve her saat hatırlayın. Onları ne kadar sevdiğinizi her fırsatta dile getirin. Unutmayın, içten bir dokunuş, bir demet kır çiçeği hele sevgi dolu bir öpücük paha biçilmez en büyük hediyedir.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Kamuda işçiden gizli pazarlık

Türk-İş ve Hak-İş’in üç genel başkan yardımcısı, 600 bin işçiyi kapsayan kamu toplu sözleşme görüşmeleri için önümüzdeki hafta Çalışma Bakanlığına sunmak üzere zam talebini belirledi. Ancak zam oranı açıklanmadı. Pazarlığı yapılacak rakamdan haberi olmayan işçiler tepkili: “Neyi kimden gizliyorsunuz, taslağı açıklayın.”

22 bin 131 TL Türk-İş'in belirlediği açlık sınırı

72 bin TL Türk-İş'in belirlediği yoksulluk sınırı

30 bin TL Kamu işçisinin ortalama ücreti

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in tutukluluğuna yapılan itiraz "kaçma şüphesi" gerekçesiyle reddedildi.

Evrensel'i Takip Et