Cumhurbaşkanının büyük sıkıntısı
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İnternet’e sansür getiren yasayı “inceliyor”! “Bir iki sıkıntılı konu var üstünde çalışıyoruz” diyor Cumhurbaşkanı.
Ama buradaki “sıkıntı”, sıkıntı sözcüğünün sözlükteki anlamından daha fazla bir şey ifade ediyor. Çünkü Meclisteki muhalefet partilerinden barolara, gazeteci örgütlerinden sosyal medyadaki çeşitli odaklara, bilim çevrelerinden AB ülkelerinin sözcülerine, ABD’den çeşitli batılı ülkelerden etkili-yetkili makamlarına kadar çok geniş bir çevreler, Cumhurbaşkanı Gül’den bu, “İnternet’e sansür” anlamına gelen yasayı onaylamamasını istiyorlar. Bu çevreler bunu, çeşitli yollarlarla hem Cumhurbaşkanına hem de kamuoyuna duyurdular.
Dahası Cumhurbaşkanının sıkıntısı, sadece İnternet yasasından da ibaret değil. Çünkü Hükümet, şimdi de daha önce gündemden çektiği HSYK’yi yeniden düzenlemeyi amaçlayan ve HSYK’yi, dolayısıyla yargıyı Adalet Bakanına bağlayan yasa teklifini de dün yeniden TBMM Genel Kuruluna getirdi.
Bunun anlamı ise, yine en az İnternet sansürü yasası kadar geniş kesimlerden tepki gören ve yargıyı Hükümete bağlayacak yasanın birkaç gün içinde Cumhurbaşkanı Gül’ün önüne gelecek olması.
Daha sonra ise rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtme amacını merkezine koyan “yargı paketi”nin de yakında Cumhurbaşkanı önüne gelmesi de kaçınılmaz görünüyor.
Başbakan ve AKP stratejistlerinin burada birbiriyle de içsel bağlantılı üç amacı olduğu gözleniyor:
Birinci amacın bu yasaları seçim öncesinde geçirerek, emniyet ve yargıdaki kadrolaşmasına yasal dayanaklar oluşturmak olduğu anlaşılıyor.
İkinci amacın ise rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarını kapatmak için ellerini rahatlatmak, bundan sonra da bu tür soruşturmaların gündeme getirilmesini önlemek olduğu gözleniyor.
Ama bütün bunların da ötesinde Hükümet ve Başbakanın, üçüncü amacının ise, Cumhurbaşkanı Gül’ün “paralel devlet” ve Hükümetin yargı, İnternet, emniyet vb. devlet kurumlarında yapılan operasyonlarla ilgili “ortada” durmasının artık mümkün olmadığını göstermek olduğunu söyleyebiliriz. Böylece Başbakan Erdoğan, kendi partisini de yeniden kurarken, “Gül” faktörünü ya Gül’ün kendisinden ayrılamayacağını göstererek ya da “Paralel devletin AKP içindeki uzantısı” çizgisine iterek etkisizleştirmeyi hesaplamaktadır.
Kısacası bugün “Cumhurbaşkanının sıkıntısı”, önüne gelen ve gelecek olan yasaların şu ya da bu maddesinin şöyle ya da böyle yazılmış olması değil, Cumhurbaşkanı Gül’ün bundan sonra nasıl bir siyaset izleyeceğidir. Çünkü, Cumhurbaşkanı Gül’ün, yeniden cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağı, hatta Erdoğan’dan sonra kimin başbakan olacağı, AKP’nin yeni liderlik kadrosunun nasıl oluşacağına… kadar birbiriyle ayrılmaz biçimde bağlanmış konularda Gül’ün ne karar vereceğidir. Ve bu yasaları imzalayıp imzalamamasına göre de Gül’ün, AKP’nin… geleceği belirlenecektir. Ki, “Gül’ün sıkıntısının büyüklüğü” de buradadır.
Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde, “Seçimden sonra siyasette yeni aktörler ortaya çıkacak. Yakında seçim olduğu için bunlar ortayla çıkmıyor” derken herhalde AKP içinden de yeni liderler, hatta yeni partiler çıkacağını da kastediyordu!
Cumhurbaşkanının imza sıkıntısı aslında bir “gelecek” ve “AKP’nin ne olacağı” sıkıntısına dönüşürken Erdoğan’ın ve Hükümetinin pervasızlığı da sürüyor.
Pervasızlık; Bir yandan rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ağır biçimde suçlanan dört bakanıyla ilgili fezlekenin Meclise gelmesi beklenirken; Hükümetin, “Alın size fezleke!” diyerek Kılıçdaroğlu ve Bahçeli’nin fezlekelerini Meclise göndermesidir.
Nitekim Hükümet ve AKP’nin yargı üstünde yarattığı baskılar dün, yargıya Halk Bankasının Eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın ve sekiz tutuklu sanığın tahliyesi olarak yansıdı. Evinde meşhur ayakkabı kutuları içinde 4.5 milyon dolar çıkan davanın en önemli ikinci sanığı olması beklenen Aslan’ın tahliyesi elbette, davanın açılamadan çökmüş olduğu anlamına gelmektedir.
Hükümetin yolsuzluk ve rüşvet operasyonu üstünde kararlılığı arttıkça Cumhurbaşkanının “sıkıntısı” büyüyor olmalı!
Çünkü her şeyin birbirine ayrılmaz biçimde bağlı olduğu artık çok açık görülüyor.
Evrensel'i Takip Et