Hükümet için ertelenemez iş bu!
Son bir iki haftaya neler sığdırmadılar ki?
Önce yargıç ve savcıları hallaç pamuğu gibi attılar. Sonra “İnternet’e sansür” yasasını Meclisten geçirip Cumhurbaşkanının önüne getirdiler. Bu arada rüşvet ve yolsuzluk sanıklarından sekizini daha tahliye ettirdiler. Şimdi de yargıyı Adalet Bakanına (yürütmeye) bağlayan yasayı tekme tokat Meclisten geçirerek, marifetlerinin üstüne tüy diktiler!
Oysa daha üç hafta kadar önce HSYK ile ilgili düzenlemeyi TBMM Genel Kurulundan geri çektiklerinde, “Cumhurbaşkanı Hükümeti, yaptığının yanlış olduğuna ikna etti”, “AB’de Başbakan hakkında söylenenler etkili oldu”,… denilerek, AKP Hükümetinin hâlâ yasaların demokratikliği konusunda kaygı taşıyan, ikna edilirse, yanlıştan dönen bir Hükümet olduğu umutları yeniden pompalanmıştı.
Ancak “İnternet sansürü”nden sonra HSYK’nin Adalet Bakanlığına bağlanması üstünden yargı bağımsızlığına son vermekte hiç tereddüt etmemesiyle bir kez daha görüldü ki, bırakalım şu ya da bu yasadaki antidemokratik karakteri, yargının bağımsızlığı gibi temel bir demokratik kriter bile AKP’nin, Hükümetinin, Başbakanın ve adamlarının umrunda değildir.
Çünkü Erdoğan ve Hükümeti için artık en acil sorun; boğazlarına kadar saplandıkları rüşvet ve yolsuzluk bataklığının üstünü örtmektir. Bunun için hak-hukuk tanımazlık, yasaları umursamazlık, gerektiğinde en temel demokratik normları dünyanın gözü önünde açıkça çiğnemek dahil her şeyi göze almışlardır.
Seçime şurada bir buçuk ay kalmışken; Türkiye’nin en büyük rüşvet ve yolsuzluk skandalının failleri olduklarına dair AKP’ye oy veren seçmen çoğunluğunun bile kanaatinin oluştuğu kişileri alelacele tahliye ettirmede bu kadar pervasız davrandıklarına göre, Hükümet gerçekten “çok sıkışmış” olmalı!
Öyle anlaşılmaktadır ki, dışarıda ses kasetleri çıktıkça içeridekilerin kurtuluş umudu azalmakta, bu yüzden de “içeridekilerin” itirafta bulunmasından çekinilmektedir. Bu ihtimali belki son tahliyelerle azalttılar. Bu yüzden de Reza Zarrab ve Bakan oğullarının da önümüzdeki günlerde tahliye edilmesiyle tüm “Yolsuzluk ve rüşvet soruşturması bana da uzar mı?” diye geceleri gözüne uyku girmeyenlerin rahatlamalarını sağlayan Hükümet en önemli işi yapmıştır.
Eğer bu kadar olsaydı, bu pervasız girişimler yolsuzluk ve rüşvet rezilliklerinin üstünü örtebilirdi. Ancak yeni rüşvet ve yolsuzluk vakalarının çıkmayacağını kimse garanti edememektedir. Tersine ses kasetleri, tapeler ortaya çıkmaya devam etmektedir ve süreç ilerledikçe yenilerinin çıkması da kaçınılmaz görünmektedir. Çünkü AKP Hükümetinin ve yerel yönetimlerinin 12 yıllık yolsuzluk ve rüşvet bataklığı fokur fokur kaynamakta kabına sığamamaktadır!
Bu yüzden de sadece artık “foyası” ortaya çıkmış olanları kurtarmak yetmiyor Hükümete; daha da önemlisi yeni “foyaların” ortaya çıkmasının önünün kesilmesi, adı çeşitli biçimlerde ortaya çıkmış, haklarında ciddi suçlamalar olan ama henüz dışarıda olan rüşvet ve yolsuzluk faillerinin de rahatlatılması gerekmektedir.
Onun için Başbakan Erdoğan meydanlardan açıkça, “havuzcu” “iş adamlarına” ve cümle rüşvet-yolsuzluk şüphelilerine sahip çıkmaktadır.
Onun için Hükümet onca işi arasında yargıyı AKP’lileştirmek üzere HSYK’nin Adalet Bakanına bağlanmasını getiren yasal düzenlemeyi Meclisten geçirmeyi, dünyanın gözünde açıkça yargı bağımsızlığını kaldıran despotik bir hükümet damgasını yemeyi göze almıştır.
Şimdi yasa Cumhurbaşkanın önüne gidecektir, Cumhurbaşkanı yasayı imzalayacak ya da geri gönderecektir. CHP bu yasayı Anayasa Mahkemesine götürecektir, Anayasa Mahkemesi yasayı ya Anayasa’ya uygun bulacak ya da aykırı bulacaktır!….falan, filan… Ancak burada asıl olan halkın bu rüşvet ve yolsuzluk davasının takipçisi olması, demokratik normlara sahip çıkması, bağımsız yargı mücadelesinin demokratik Türkiye mücadelesi olduğunu bilerek AKP Hükümetinin Türkiye’yi daha despotik bir rejime dönüştürme girişimlerine karşı mücadele etmesidir. Yoksa gemi azıya alan AKP’nin ve Hükümetinin ne yasalar, ne demokratik normlar, ne de dünya alem önünde Türkiye’nin hangi kategoriden bir ülke olarak görüleceği umrunda değildir.
Onlar için esas olan, içine düştükleri bataklığın üstünün örtülmesi, devri iktidarlarının devam etmesidir.
Evrensel'i Takip Et