18 Şubat 2014 00:11

Anadili mi? Anadil mi?

Anadili mi? Anadil mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkçe sözlüklerde dil, “ağız boşluğunda bir organ” olarak başlayıp birçok anlamda bir isim olarak tanımlanmaktadır. Bunlardan birisi de “İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için sözcüklerle ya da işaretlerle yaptıkları anlaşma” olarak tanımlanandır ki bu haftaki konumuzu oluşturuyor. Anadil ise birçok dile köken olan, birçok dili doğuran dil anlamındadır. Başka bir ifadeyle, anadil, kendisinden başka diller türetilmiş olan dil demektir. Bu özelliği gereği dilbilimcilerin çalışma alanıdır. Anadili ise insanın çocukken anasından, evindekilerden ve soyca bağlı olduğu topluluktan öğrendiği dildir. Bu nedenle, anadili ile anadil birbiriyle karıştırılmamalı, yazarken de söylerken de özenli olunmalıdır. Çünkü anadili derken kişilerin kullandığı dilin çocukken analarından, soydaşlarından öğrenilen dil olduğu ifade edilmektedir. Oysa anadil, analık yapmış bir dil demektir. Herhangi bir anadilinin anadil olması, diğer bir ifadeyle, herhangi bir dilin türemesine kaynaklık etmiş olması gerekmez. Anadili derken kullanılan dilin kullananın çocukken anasından öğrendiği dil olduğu anlaşılır. Birleşik adın sonunda bulunan tek bir harf, “i” harfi önemli anlam farklılıkları yaratmaktadır. Tabii ki fark edenlere.
Konuya ülkemizde, ne yazılı basın haberlerinde, ne köşe yazılarında, ne televizyonlarda sunulan haber programlarında, ne de konunun tartışıldığı programlarda yeterli özenin gösterilmediğini izliyoruz. Paylaşmakta sakınca yok. Üç yıl öncesine kadar ben de bu durumun farkında değildim. Anadili farklılıklarının sağlık hizmetlerine ulaşmada eşitsizlik yarattığını ortaya koyan çalışmalar yapıp, bunları sunarken bile. Bu çalışmalarla, ülkemizde anadili Kürtçe ve Türkçe dışında bir dil (Arapça, Ermenice, Rumca, Lazca, Hemşince, Pomakça, Gürcüce vb.) olan kadın ve çocukların sağlık hizmetlerine ulaşma ve sağlık hizmetlerini kullanma yönünden anadili Türkçe olanlara göre belirgin sorun yaşadıklarını ortaya koymuş, bu durumu ülke içi ve dışı kongrelerde de paylaşmıştık. Ancak ülke içinde doğru kelimeyi kullanmadan. Bir gün Dil Derneğinin Türkçe Sözlüğü’nü karıştırırken fark ettim bu hatamı. Utandım. O zaman bu zamandır da doğru kullanılması için kendi çapımda çaba gösteriyorum. Dilerim hep birlikte başarırız.
Bu hafta, 21 Şubat’ta Dünya Anadili Günü kutlanacak. Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından 1999 yılında ilan edilip, 21 Şubat 2000 tarihinden itibaren Dünya Anadili Günü, anadili çeşitliliğinin insanlığın bir zenginliği olduğu ve herkesin anadilini özgürce konuşabilmesi ve kullanabilmesinin önemini anımsatmak için kutlanıyor.
UNESCO’nun 21 Şubat gününü tercihi bir rastlantı değil. Pakistan, 1947 yılında Hindistan’dan ayrılıp bağımsızlığını ilan ettikten bir süre sonra, 1948’de Urduca’yı ulusal dil olarak ilan ettiğinde Doğu Bengal bölgesi Pakistan sınırları içindeydi. Bu dayatma anadili Bengalce olanlar tarafından kabullenilmeyip, protesto edilmeye başlandı. Pakistan Hükümeti de gösterileri yasakladı. Ancak yasaklar protesto ve gösterileri engelleyemedi. Dakka’da, 21 Şubat 1952’de üniversite öğrencileri tarafından yapılan gösterilerde polis öğrencilere ateş açtı ve dört öğrenci öldürüldü. Dünya, 21 Şubat’ta esasen anadilinin önemini anımsatırken, anadili için Bengalce için yaşamlarını yitiren dört üniversite öğrencisini de anıyor.
Bugün için anadilini toplumsal yaşantıda, kamusal alanda kullan(a)mamanın günlük yaşamdaki olumsuz etkilerini ortaya koyan birçok bilgiye sahibiz. Çoğu da Türkiye dışında, yurdumuz insanı göçmenler ve göçmen işçiler üzerinde yapılmış. Yurdumuz insanının kendi ülkemizde yaşamakta olduklarını ise yeni yeni fark ediyoruz. Bununla birlikte, kısa sürede hızla yol alındığını da görüyoruz. Toplumun genelinde farkındalık ve bir özen yaratmanın dışında, Kürtçe başta olmak üzere Anadolu ve Trakya’da yaşamakta olan birçok dilin toplumsal yaşantının bütün alanlarında kullanılabilmesi için anadilinin sahiplerinin de içinde oldukları önemli çalışmalara tanık oluyoruz.
Dileğimiz ve isteğimiz kullandığımız dili ifade ederken anadil olarak değil, anadili olarak yazmamız, konuşmamız. “İ”‘yi unutmamamız. Katkılarınızı bekliyorum.

Yeni yılda Evrensel aboneliği hediye edin
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa