‘C planı’ toplu yağmur duası mı?
Fotoğraf: Envato
Siyasi gündem çok yoğun! “İnternet’e sansür yasası”nın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmasına tepkiler sürerken, HSYK’yi yeniden düzenleyen ve yargı bağımsızlığını var olduğu kadarıyla bile ortadan kaldıran yasa Cumhurbaşkanının önünde.
Dün ise, MİT’in, MOSSAD, CIA, MI6 gibi dış operasyonlar da yapan, ama öte yandan içeride teşkilatı adeta her yasa ve sınırlamanın üstüne çıkaran MİT Yasası’nı yeniden düzenleyen yasa teklifi AKP’li vekiller tarafından Meclise verildi.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun bir yandan artçı sarsıntıları öte yandan da rüşvet yolsuzluğunun batağındaki kişilerin salıverilmesi üstünden tartışmalar da siyasi gündemdeki yerini koruyor.
Ancak bu yoğun gündeme karşın bir diğer gündem; son yılların “en kurak kışı”, “yaz aylarında büyük kentlerde büyük bir susuzluk sorunu” olarak gündeme gelmesi de adım adım ekonomide ve siyasetteki gündemi zorluyor.
“Kuraklık” ve ona bağlı “susuzluğun” siyasetteki gündemi zorlamasının birinci ve yakın nedeni, yerel seçimler. Çünkü böylece AKP’li ve öteki gösterişli yatırımlarla övünen, çevre, su kaynağı, göl, gölet,… demeden her gördüğü yeşil alanı “imara açan” sermaye partilerinin belediye yöneticilerinin bir tek “kurak yıla” karşı bile önlemlerinin olmadığı gerçeğinin ortaya çıkmasıdır.
Kuraklığın siyasi gündemde hızla tırmanmasının ikinci nedeni ise; “meteorolojik kuraklığın” yazla birlikte bir “tarımsal kuraklığa” dönüşerek pek çok ürünün rekoltelerinde büyük düşüşlere yol açma ihtimalidir.
Biz burada “büyük tehlike”, “büyük tehdit”, “büyür risk” diyoruz. Çünkü uzmanlar, bilim insanları böyle söylüyorlar. Ancak ülkeyi yöneten hükümet ve bu tehditten en çok etkilenecek İstanbul’u 20 yıldır yöneten AKP’li belediye yöneticileri (BŞBB…. ) ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Kuraklık olabilir ama İstanbul ve öteki büyük şehirlerde su kıtlığı olmayacak!” diyor.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Biz hiçbir şehri susuz bırakmayız. İstanbul’u şimdiye kadar susuz bıraktık mı? A planı , B planı , C planımız var!” diyor.
İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Orhan Şen, İstanbul’un 4 aylık suyu kaldığını (İstanbul’a günde 2.5 milyon metreküp su veriliyor. Hazırda 300 milyon metreküp su kalmış) ve bir an önce tasarruf tedbirleri alınmazsa kenti büyük bir su sorununun beklediğini belirtiyor.
Bütün bu sorunlardan en sorumlu kişi olan Bakan Eroğlu, bu büyük kuraklık karşısında sanki gizli alternatifleri var gibi; “Kimse merak etmesin A, B, C planlarımız var” diyor. Ama bu planların ne olduğunu da söylemiyor. Oysa eğer bu büyük tehdide karşı Hükümetin, yerel yönetimlerin bir planı olsa bu plan, büyük su kaynaklarını devreye sokulacağı biçiminde olması gerekirdi ki, bunun ne olduğu görülmüyor. Ancak, Bakan Eroğlu ve İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Topbaş’ın söylediklerinden çıkarırsak, “A, B, C planları” için şunları söyleyebiliriz.
A planı: Şubat, Mart, Nisan,… aylarında her tür beklentiyi aşan biçimde bol yağacak kar ve yağmurun toprağı doyurması, barajları doldurması. (Ki, bunda Hükümet ve yerel yöneticilerin planlarıyla ilgili hiçbir şey yoktur.)
B Planı: Melen Çayı’ndan gelecek suyun yeterli olması. Ama bu planın da A planına bağlı olduğu, anlaşılıyor. Çünkü kuraklık Melen’i besleyen kaynakları da kurutmuş. Ve şimdi Melen Çayı’nda su seviyesi üç metre düşmüş ve çay daha yaz gelmeden çay olmaktan çıkmış!
Bu koşullarda Hükümetin “C Planı” ise; ancak Başbakan ve Bakan Eroğlu’nun önderliğinde herkesin “yağmur duası”na davet edilmesidir. Çünkü aldıkları başkaca bir önlem görünmüyor!
Eroğlu gerçi “1000 günde 1000 gölet” gibi “çılgın projeler”den söz ediyor ama göletlerin yapılacağı ve işe yarayacağı 1000 gün içinde, İstanbul’un sadece dört aylık suyunun kalmasını ve “tarımsal kuraklığa” bu yıl bir çare olmayacağını bir yana bırakıyoruz. Ama yağmur ve kar yeteri kadar yağmazsa, yer altı suları da şimdiden SOS verdiğine göre bu “1000 gölet” nereden beslenecek?
Kuşkusuz sorunun çözümü ayrı ve çok önemli bir tartışma konusudur. Sayfalarımızda ve köşemizden bu tartışmayı sürdüreceğiz.
Sorun çok büyük. Ama Hükümet ve yerel yöneticileri sadece günü kurtarmak, yerel yönetim seçimlerini de bu arada götürmek istiyor.
Sonrası mı?
Sonrası Allah kerim!
Kim bilir belki de “C planı”nın, “toplu yağmur duası”nın bir faydası olur!
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00