Şeytan bunun neresinde? (Taşlayan kim taşlanan kim?)
Fotoğraf: Envato
İlke gayet basit!
Demokrasi tartışması yapıyorsan paralel devletin uşağısın!
O kadar.
Örneğin, Hükümetin yeni düzenlemesiyle MİT hem yurt içinde… Hem de yurt dışında operasyon yapacak.
Harcamalardan davalara her türlü kişisel bilgiyi istediği gibi fişleyecek!
Ama Başbakan izin vermediği sürece asla hukuk karşısında sorumlu olmayacak.
Sen de paralel devletin bir piyonu değilsen asla şu soruyu sormayacaksın: Bu nasıl hukuk devleti? Yeni İnternet Yasası’yla TİB Başkanı çoktan dokunulmaz kılındı.
İletişim sansürleniyormuş, sosyal medyadan haber alma hakkımız engelleniyormuş vs… Sen bu işlere kafa yormayacaksın.
‘Demokratik bir ülkede İnternet böyle zapturapt altına alınır mı?’ diye sormayacaksın!
Önümüzdeki günlerde HSYK düzenlemesi geçince… Yargı dünyasının en kudretli kişisi Adalet Bakanı olacak.
Sen de eğer, ‘paralel güçler devletin kurumlarını ele geçinsin’ istemiyorsan… Sormayacaksın o zaman; “Bu sisteme demokratik hukuk devleti denebilir mi? diye.
Eğitim yasası geçecek peşi sıra… Eğitimde kadrolar iyice siyasi otoritenin keyfine terk edilecek…
Eğitimden MİT’e… Yargıdan İnternet’e… Tüm alanlar az da olsa var olan özerkliğini kaybedecek. Hükümetin, dahası Başbakanın kontrolüne geçecek.
Ve sen asla, ‘Türkiye hızla daha otoriter bir rejime sürükleniyor’ tespiti yapmayacaksın.
İlgilenmeyeceksin!
Zira her şey paralel devletle mücadele için.
evrensel gazetesi dünkü manşetinde Başbakanın adından yola çıkarak… “Böyle bir sistem demokrasi değil olsa olsa Erdokrasidir” tespiti yapmış.
EKONOMİ KONUŞMAK DA YASAK!
Olmaması gerekir ama hadi diyelim emekçiler olarak demokrasiden vazgeçtik. İktidarın ‘kutsal’ bir mücadele yürüttüğüne iman ettik!
Lakin açlığımızı, yoksulluğumuzu konuşturmamak da neyin nesi?
Erzurum’un Hınıs ilçesinde bir okulda 800 TL ile çalışan ve karnını göstererek…
“Açız, geçinemiyoruz. 4 çocuğa bakıyorum. ‘Çocuk yap’ diyorlar. Nasıl geçineceğiz 800 lirayla?” diyen Hikmet Çerçi’ye…
Ne dedi İçişleri Bakanı Efkan Ala?..
“Biz şeytan taşlamakla uğraşıyoruz.”
İsyan eden Hikmet Çerçi’nin ki de iş mi yani(!) Hükümet bir sürü engelle boğuşuyor, şeytanla savaşıyor, o tutmuş açlığından bahsediyor!
Demokrasiyi de unut, ekonomiyi de.
İyi de Sayın Bakan… Sevgili hükümet kurmayları… ‘Şeytan’ deyip taşladığınız, paralel devlet dediğiniz Cemaat düne kadar en sevdiğiniz… En güvendiğiniz müttefikiniz değil miydi?
Tıpkı şeytanın inanışa göre, cennetten kovulmadan önce Allah’ın en sevdiği meleği olması gibi.
Sonra Allah’a isyan edince kötü oldu, ‘şeytan’ ilan edildi.
Ama iyi de cennetten kovmaya çalıştığınız şeytanla daha düne kadar bizi taşlamıyor muydunuz?
İŞ BİZİ TAŞLAMAYA GELİNCE…
Nereden mi çıktı?
Düşük ücrete mahkum edilirken! Yerli, yabancı ayrımsız tüm sermaye gruplarına ucuz emek olarak pazarlanırken…
Binlercemiz iş kazalarında can verirken…
On binlercemiz meslek hastalıklarından kırılırken…
Hanginiz melektiniz?
Sendikalaşalım dedikçe…
Haklarımız için mücadele edelim dedikçe bizi şeytan görüp taşlamadınız mı?
Şirketler kârına kâr katarken yaptınız bunları.
Şimdi kur artıkça zora giren şirketlerin faturası da bize dayatılıyor.
Susalım öyle mi?
İkinizin de ayrı ayrı… Aranızdaki savaşın akışını büyük ölçüde değiştirebilecek malzemeye sahip olduğunuza şüphe yok.
Ama ne siz ‘paralel devlet’ operasyonu düzenliyorsunuz… Ne de sizi zor durumda bırakan Cemaat, batışınızı sağlayacak adımı atıyor.
Bu türden büyük stratejik hamleler yapmaktan kaçınıyorsunuz. Biliyorsunuz ki… O baraj kapakları bir açılırsa ikiniz de sular altında kalabilirsiniz.
Bu yüzden bir yandan da kolluyorsunuz birbirinizi.
İş bizi taşlamaya gelince birbirinizi kollamaktan öte… Ortak olacağınızdan şüphe duymamızı gerektirecek bir neden söyleyin bize…
AKP BİLDİRGESİ YOL GÖSTERİYOR!
Demokrasi ve ekonomi konuşması yasaklanan… Ve boyuna taşlanan emekçiler ne yapmalı?
Bu soruya AKP’nin ‘Yerel Seçim Beyannamesi’ne bakılarak bir cevap verilebilir.
Beyannameyi açıklayan Başbakan, “Şehirleri ve gönülleri yeniden inşa edeceğiz” diyor.
AKP yerel seçim sloganlarının çerçevesini şöyle çizmiş: İnsan, demokrasi, şehir.
AKP’den ilk defa duyduğumuz şöylesi ölçütler var beyannamede: Katılımcı Belediyecilik. Sosyal Belediyecilik. Çevre Dostu Belediyecilik! Kültürel Belediyecilik!
Oysa AKP’nin 20 yıllık belediyecilik tecrübesinde iki vurgu öne çıkıyordu: Hizmet Belediyeciliği, imar belediyeciliği…
No oldu da, ‘katılımcılık, çevrecilik, toplumculuk’ vurguları eklendi.
Cevap: Gezi direnişi!
AKP, o çok kızdığı Gezi’de ortaya çıkan… Sosyal psikolojinin taleplerini seçim malze-mesine dönüştürmüş.
Öyleyse yazılanlar kağıtta kalmasın diye… Talepler hayat bulsun diye daha çok Gezi ruhu ve mücadelesi dolaşması gerekmiyor mu ortalıklarda?
ŞEYTANLA AŞK!
AKP’nin, Cemaat dışında… ‘Şeytan’ diye bahsettiği unsurlardan biri de uluslararası sermaye.
Uluslararası sermaye kâr olan her yere, fiyatı yeterince cazipse… Ve emek ucuzsa gidiyor.
Demokrasi diye bir derdi yok.
Bunu bilen AKP’de demokrasiye değil… Yeter ki gelsin diye uluslararası sermayeye en cazip faizi veriyor… Alabildiğince ucuz emek tahsis ediyor vs. Şeytanı kovmuyor yani.
Büyük şeytan ABD’ye gelince…
Onun derdi demokrasi değil, çıkarları!
Onun için önemli olan diktatörlük veya demokratlık değil. ABD politikasıyla uyum!
Hayata geçmediği müddetçe lafta kalan düşmanlığın da bir sakıncası yok ABD için.
Bugünlerde İsrail ile enerji alanında yeni işbirlikleri planlayan… İsrail karasularındaki doğalgazı Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye getirme anlaşmasının önünü açan Türkiye’nin…
İsrail’e gece sövmesi rahatsız etmez ABD’yi.
Suriye’de söylemini değiştiren, hizaya gelen Türkiye tamadır ABD için.
Bu faydacı büyük şeytanla Türkiye’nin.. Aşk tazeleme girişimlerini siz de görüyorsunuz değil mi?
- Ezdirmemek ne kelime suyunu sıktılar 26 Aralık 2024 06:55
- Et ithalatı da sürer gıda pahalılığı da 08 Kasım 2024 11:17
- Türkiye BRICS’te de kapıda bekletiliyor, kapının ardı cennet değil ki! 24 Ekim 2024 13:08
- Bütçenin özeti: Hem yakacak hem kıracak 19 Ekim 2024 07:06
- Şimşek’in haraç şovu 16 Ekim 2024 04:57
- İTO Başkanı ‘şeytan’ taşlatıyor! 09 Ekim 2024 04:39
- Patronlardan 21. yüzyılda 19. yüzyıl talepleri: Bir adım ötesi zincire vurmak 28 Eylül 2024 06:47
- Erdoğan’ın ABD temasları: Mesaj mı yoksa yalvarış ve temenni mi? 26 Eylül 2024 06:27
- Fiyatlar artarken enflasyon düşüşünün yorumu: Kağıt üstünde düşüş, kemikte hissediş 04 Eylül 2024 05:53
- Vergi listesindeki 3 çeşit yüzsüzlük 29 Ağustos 2024 05:34
- Çin istilasına yol! 27 Ağustos 2024 05:10
- 12 şirket neden Varlık Fonu’na devredildi? 22 Ağustos 2024 04:55