25 Şubat 2014 00:45

Meslek liseli kim ki?

Meslek liseli kim ki?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Haber yeni değil biliyorsunuz, mesleki eğitim veren liselerde beden eğitimi dersleri kaldırıldı.
Meselenin beden eğitimi öğretmenleri açısından vahameti yeterince açık. Zaten atanmakta güçlük çeken on binlerce öğretmen içerisinde beden eğitimi öğretmenleri en dezavantajlı konuma itiliyor.
Atanmadığı, mesleğini yapamadığı, ekmeğini kazanmasına izin verilmediği için bunalıma giren Alim Koç’un intiharının üzerinden henüz 3 ay geçmişken alınan bu karar, çok sayıda beden öğretmenini “norm fazlası” durumuna düşürüyor.
Bu, binlerce öğretmenin daha Alim Koç gibi bunalıma sürüklenmesi için tüm koşulların elverişli hale getirilmesi demek.
Yani geçtiğimiz haftalarda mecliste hükümetin karnesini açıklayan Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin (TAŞ-İŞ-DER) dediği gibi emekçilerin hayatını zorlaştırma konusunda AKP her türlü takdirnameyi hak ediyor. Maalesef bu durumu artık o kadar kanıksadık ki “AKP’den yeni bir saldırı” deyip geçiyoruz.
Beden eğitimi öğretmenlerini anladık, onlar dahil oldukları sınıf itibariyle AKP’nin gözünde maça 2-0 geride başlıyor.
Peki ya meslek liseliler? Niye beden eğitimi derslerinden mahrum bırakılıyorlar? Acaba 4+4+4’le çocuk işçiliğinin kapılarını ardına kadar açan hükümet, “Tezgah başında harcadığınız eforu spor niyetine sayın” mı diyor?
Tarihte beden eğitimi derslerinin ilk kez başladığı Antik Yunan’da, tıpkı spor yapmak gibi beden eğitimi dersi almak da ayrıcalıklı sınıfa hastı. Mısır’dan Pers’lere Antik Yunan’ın çağdaşı pek çok uygarlıkta da bu böyleydi. Sonrasında farklı aşamalardan geçildi. Kapitalizm, sanayi devrimi ve ulus devletlerin kuruluşuyla beden eğitimi dersleri devletlerin ideolojik ajandasında önemli bir yer tuttu.
Aynı dönemde spor da büyük bir değişim geçirdi. Tarih boyunca spor yapma ayrıcalığını elinde tutmaya çalışan ayrıcalıklı sınıflar, 20. yüzyılda bunu artık engellemeyeceğini gördü, üstelik önünde beliren yeni seçenek de daha çok işine geldi. Ayrıcalıklı sınıf artık sporu yönetmeye başladı.
Burjuvazi, sporu yöneten, spordan para kazanan, spor aracılığıyla ideoloji ihraç eden bir sınıf olarak sporun yaygınlaşması gerektiğini de gördü. Devletlerin okullarda verilen düzenli beden eğitimi dersleriyle ve sporla ilişkisi hep kendi hesabına çıkarlar içerdi.
Hababam Sınıfı’nda beden öğretmeni Badi Ekrem’in “Ben bu yaz nerdeydim” sorusuyla başladığı konuşmasını hatırlayın. 1976 Montreal Olimpiyatları’na gitmiş, bayrağımız göndere çekilmedi diye de çok üzülmüş.
Evet ulus devletin “beden eğitimi” ideolojisi, sporcuları ulusal gurur üretmekle yükümlü askerler olarak gören anlayışın aracı olarak kullanılmak istenmiştir. (Şaban’ın bu sahnede Badi Ekrem’le girdiği diyalog bu milliyetçi anlayışla –kanımca isteyerek olmayan- bir şekilde dalga geçmektedir. Onu da not düşelim)
Ancak devletlerin bu hesapları var diye her gencin, bireyin spor yapmasının önemi, göz ardı edilecek değil. Hele ki neoliberalizm çağında sporun yeniden ayrıcalıklı sınıfa has hale getirildiğini hesaba katarsak!
Çağımızın kentleri artık her zamankinden daha fazla emekçilere kapatılmış durumda. Bizim hesabımıza düşen yeşil alanlar, spor sahaları her geçen gün küçültülüyor.
19.yüzyıl İngiltere’sinde işçiler spor yapabilmeyi de içerisinde barındıran “boş vakit(spor, boş zamanı değerlendirmek anlamına gelir)” saatlerini kazanabilmek için çetin mücadeleler verdiler. Bugün çalışma saatleri yeniden yukarıya çıkarılıyor. Kentin yeniden dizaynı ise işyerine ulaşım gibi boş zamandan yiyen zorunlulukları artırıyor.
Bir başka deyişle bedava, serbestçe spor yapabilecek alanlarımız varsa da vaktimiz olmadığı için spor yapamıyoruz. Bu açıdan bakıldığında beden eğitimi derslerinin “geleceğin işçileri” meslek liselilere kaldırılması, sistem açısından çok daha tutarlı oluyor.
“Sporun sınıflılaştırılması” derken işaret ettiklerimizin arasına beden eğitimi derslerinin gaspını da eklemeliyiz artık.
Tabii, meslek liseli kim ki, spora ihtiyacı olsun, meslek liseli kim ki spor yapabilsin!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa