Oğul Deniz'e mektup
Fotoğraf: Envato
Artık, hayırlısıyla ayın 3’ünde görüşeceğiz sevgili oğul can. Bakalım o gün mahkeme ne karar verecek. Hani empati kuracak olursak, adamların işi de zor.
Sonuç: “Bu devletin ipi ile”, hadi “inilmez” deyip kapıyı tamamen kapamayalım; “Kuyuya inilmesi hayli zor.”
Kadim devletin derin köklerine merak salanlar için, bir okuma önerisi: “Bizans’ın Gizli Tarihi.” Sanki askeri ile, sarayı ile, din adamları, zenginleri ile, yargısı ile (o zaman mahkeme icat olmuş muydu?) bugünü anlatıyor.
Yazarı: Propius, Sarayın resmi vakanüvisti…
Adam, bakmış olanı biteni olduğu gibi yazamıyor. “Her yer sur, her yer sütun, her yer heykel” demenin ötesinde… “Orayı da fethettik, barbarları tepeledik” diye, anlı şanlı böbürlenmenin ötesinde laf etme olanağı yok.
Tutmuş bir de “paralel”, “gizli tarih” yazmış!
Kitabın tercümesi çok başarılı, çünkü en harika, sarkastik söylem ustası olan Orhan Duru tarafından tercüme edilmiş. Üniversite yıllarında Ayşe ile Veysi’nin baş ucu kitabıydı Orhan Duru’nun hikayeleri.
Okurken gülmekten yıkılırlardı neredeyse.
Bir de ‘Teknede Üç Adam’a bayılırlardı, İngiliz mizahçı Jerom’un.
Elbette, Don Camillo’yu da unutmamalı, Guarecchi’nin.
Hem dincilerle hem komünistlerle dalgasını iyi geçerdi o mizah ustası.
Hele onun çevirmeni de “şeyh-ül muharririn”, Burhan Felek hazretleri olunca.
Hasılı, DP’nin otoriterleşme döneminde mizah patlama yapmış, bu 60’ların ilk yıllarında da devam etmişti, sevgili Deniz.
Bu ara, Belge’nin Marenostrum dizisinin “kardeş yayınevi” İSTOS’u ziyaret ettim.
Genç, idealist, pırıl pırıl insanların ortak emeği ile harika gidiyorlar.
Aynı öteki kardeş yayınevi ARAS gibi.
Elence ve Türkçe yayın yapıyorlar.
‘Fahişe Çika’yı bir zamanlar ben de yayımlamak istemiştim, ama sonra egemen toplumdaki ön yargılara, kısmi de olsa kanıt gösterilir diye vazgeçmiştik.
ISTOS’un cesaretini sevdim.
Hele KAVAFİS’in Toplu Şiirlerinin, üstad Ari Çokanas tarafından yapılan harika tercümesine ne diyelim.
Ve Kazancakis’in ‘Çileci’si; ve diğer kitaplar cezbetti beni: ‘İstanbul Rumları/Dün Bugün’; ‘İmparatorluğun Kalbinde/Selanik İstanbul İzmir 1905-1912’; Vlastos’un ‘Baba Konuşabilir miyim’i; Tahçis’in ‘Artakalan’ı… Bu arada İSTOS, Salname geleneğini de canlandırmış. Ne güzel…
Ben şimdi bu kitaplara keyifle dalmaz mıyım?
Ve çok özel bir şeyler daha. Ayşe de ben de kırtasiye ve defter delisiydik.
ISTOS, çok harika defterler yapmış, hem çizgili hem beyaz. Ve üzerlerinde çeşitli Anadolu ve Mezapotamya dillerinde ‘Defter’ yazıyor, özgün alfabeleri ile birlikte: ‘dedrag’, ‘kerko’, ‘tetradio’, vd…
Ben şimdi bu defterlere notlarımı keyifle düşmez miyim?
Burada kesiyorum oğul can.
Yoksa uçağım kaçacak!
Hasretle kucaklarım seni.
- Vatansızlığı vatan eylemek 05 Aralık 2023 04:29
- Uzun mesafe koşucusuydu Osman 04 Kasım 2023 03:50
- Kitap yakmanın dayanılmaz ayıbı 02 Temmuz 2023 03:14
- İsveç’in de ATY’si var artık! 05 Mayıs 2023 04:14
- İhsan Doğan (Sinan Oza) ve Niyazi Dalyancı için 11 Nisan 2023 04:00
- Dünya Anadil Günü vesilesiyle 09 Mart 2023 04:15
- Soykırımı tartışmak 19 Ocak 2023 03:19
- Mahmut Baksi anısına 14 Aralık 2022 04:32
- Kendi kutsalına bomba koyan 06 Aralık 2022 04:10
- Yorum yetmez! 28 Kasım 2022 04:00
- Kesişen yollar 15 Kasım 2022 04:16
- Seyfo ya da kılıçtan geçirilmek 08 Kasım 2022 04:10