26 Şubat 2014 00:09

Ukrayna’da devrim mi oluyor?

Ukrayna’da  devrim mi oluyor?

Fotoğraf: Envato

Paylaş


Ukrayna’da meydanları kan gölüne çeviren ve halkın da bir kurtuluş umuduyla arkalarına takıldığı iki hırsız arasındaki kavga, herkesin bildiği gibi aslında Rusya ile ABD-AB ittifakı arasındaki bir kavgadır. Bir yanda ABD-AB’nin gözdesi  “demokrasi kahramanı” Yulia Timoşenko, “Turuncu Devrim”deki AB ortağı Victor Yanukoviç'e karşı… Yolsuzluk ve hırsızlıkta birbiriyle yarışan iki “çağdaş politikacı”. Çağdaş politikacının portresini belirleyen çizgiler, bir Batılı emperyaliste sırtını dayayarak egemenliğini pekiştirmek, uluslararası finans kurallarının dışında ilişkilerle servet yapmış, milliyetçi sloganlarla kitleleri hareketlendirebilen popüler bir demagog olmak...
Batılı emperyalistlerin parlattığı simgenin bu özellikleri, her halk avcısının ortak özelliği haline geldi. Böylece ne yalan söylese inanılacak, bu özellikleriyle de kolayca her türden faşizan uygulamayı kabul ettirebilecek tipler dolaşıyor ortalıkta… Şimdi Ukrayna’da iktidar olmayı hedefleyen sağcı-milliyetçi güçler, ülkenin bölünmesine, dolayısıyla Rusya’nın (Gürcistan’da olduğu gibi) askeri müdahalede bulunmasına zemin hazırlayan bir yola girmiş bulunuyor.
İktidara geldiklerinde, “tek dil, tek vatan, tek bayrak” sloganında yazıldığı gibi, halen resmi dil statüsünde bulunan Rusça, Romence ve Macarcanın kamuda kullanılmasının yasaklanması, Komünist Partisinin ve solcu Bölgeler Partisinin kapatılması ve faşist partilere yasal statü verilmesi ilk icraatlardan olacak. Şu anda bile parlamentoda bunu tartıştırıyorlar.
Böyle bir iktidara AB sırf Asya’da kapı tutma hırsıyla göz yumuyor. ABD ise Rusya’yı sıkıştıracak her türlü gelişmeye dünden razı.
Peki, Rusya buna göz yumacak mı?
Tarihi boyunca Rusya, Ukrayna’yı Karadeniz’deki kapısı olarak görülmüştür.
Savaşı kıta dışında tutarak sürdürmek isteyenler, şimdi Avrupa ile Asya’nın kesişme noktasında ciddi savaş tehdidi ile karşı karşıyadır.
Ukrayna, Ukrayna’dan ibaret değildir. Olup bitenleri “Halkın demokratik haklarını kullanması” olarak görme olanağı yoktur ve yeni bir “Turuncu Devrim” beklentisi boş hayaldir. O zaman Rusya, Gorbaçov liderliğinde böylesi bir çöküntüye zaten razıydı, ama kendisini toparlamış ve yeniden emperyalist bir dünya gücü olarak sahneye çıkmış olan Rusya’nın bunu sineye çekmesi zor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa