İkisinden biri kazanırsa…
Fotoğraf: Envato
Ukrayna düşüyor veya düşmüyor. Bilal oğlan paraları sıfırlıyor veya sıfırlayamıyor.
İkisinden biri galip gelirse ikisinin de sonu olacak. Toynbee de, Einstein da, Arendt de savaşlar hakkında böyle söylüyordu. Ukrayna konusu Rus gazetelerinde konu olmuş. Okuyucunun biri “Görürler sonunu, Amerika’nın, AB’nin kucağına oturuyorlar. Beş kuruşa muhtaç olacaklar. Ortada Ukrayna adına pek bir şey kalmayacak. Birkaç yıla kalmaz iktidar yine el değiştirir” mealinde bir şeyler yazmış. Diğer bir okur: “Rusya’nın kucağına oturunca da farklı bir şey olmuyor. Rusya’nın parası gazı ile de Ukrayna aynı kaderle karşı karşıya değil mi?” diyor. Rusyacısı düştü, Amerikancısı geldi. AB Dışişleri Bakanları Ukrayna’ya koşuşturuyor. Ukrayna AB ve ABD’den 35 milyar dolar istiyor. ABD, “İMF kredilerine bağlayalım yardımları” diyor.
Rusya’nın buğday ambarı, Karadeniz meselesi, Nükleer santraller, enerji yolları… Ukrayna küçük önemsiz lokma değil. Rusya’nın, Avrasya’nın veya AB-ABD-NATO blokunun mu egemen olacağı; Kırım Özerk Bölgesinin ne yanda yer alacağı; kimin galip çıkacağı önemli. Suriye, Türkiye, İran, Gürcistan, Libya, Mısır, Yemen, Irak, Afganistan… Orta Afrika Cumhuriyeti, Tunus, Nijer, Nijerya, Sudan… Bolivya, Venezuela… Güney ve Kuzey Kore… hangi güç galip çıkacak? AB+ABD mi, Rusya mı? Fransa da, Çin de işin içinde mi?
Muhasebe nasıl olacak? Ölçüt ne olacak? Bir gecekondu veya gündüzkondu yasası ile HSYK, Milli Eğitim, Emniyet dağıtılıyor. Ölçü ve ölçüt yok ortada, hak hukuk yok. Ukrayna dağıtılıyor. AB tartışıyor, avro, üye ülkelerin ihtiyacına göre mi, ekonomik büyüklüğüne göre mi, gücüne göre mi dağıtılacak, nasıl bir muhasebeleşme yapılacak? Türkiye’de yaşananlar da bundan çok farklı değil. Erdoğan’ın, Topbaş’ın, Metiner’in, Gül’ün, Sarıgül’ün, Güler’in, Gülen’in payına ne tür bir ödül ve ne kadar bir ödül (ganimet) düşecek? Hoca mı, hacı mı galip gelecek? CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye ne düşecek? Küreseline ne düşecek?
Galibin kim olacağı çok da öngörülemez değil. Bedevi (soy sop nesep asabiyeti) ve hadarî umran (şehirli, medeni asabiyet). İbn Haldun içeriğine yönelik tarif ediyor, nesep asabiyeti devlet kurmaya yeter de sonrasına yetmez diyordu. The Cemaat yolu yordamı iyi biliyor, yasaları iyi kullanıyor, kritik kurumları ele geçiriyor. Bilal çaresiz. Babacığım, seninkisini amcam, dayım, ablam taşıyamıyor, dökülüyor, iz bırakıyor diyor. Aptallık iktidarın kendinde mi, her konuşmanın zaten kayıt altında olduğunu bile bile rüşvet toplamakta mı, konuşmakta mı veya bir şekilde konuşulmak zorunda olunmasında mı, bulunuyor. Bu mekanizmaya dahil olunmuşsa, sembiyotik-kaçınılmaz kirlenme de birlikte geliyor.
Weber işletme mantığı (rasyonel meşruiyet) galip gelecek diyor. Daha baştan emperyalist yayılımda üçüncü dünyaya en akıllı gözüken en salaklar tayin ediliyor. Karizma, Hıristiyanlıkta yağla ovulmuş adam anlamına geliyor. Faysal, Bin Ali, Mübarek, Erdoğan... Hızla yağlanıyor, hızla yıpranıyor, eskiyor. Kriptoları yazan zaten çözebiliyor. Taşralı akıl, medeniyete yenik düşüyor. Bilal’in sıfırlayamadığı paralar Başbakanın başına bela oluyor, köylü asabiyeti ile şeflikle işi çözmeye çalışıyor. Söz çok ama siyaset konuşulmuyor. Artistler önde. Dil, din, mezhep farklılıkları öne çıkarılıyor. Ukrayna halklarına, Türkiye halklarına yazık oluyor. Burjuvazi kendi halkını da yiyor, dünya halklarına yazık oluyor.
Sınıfsal bakarsak, ister geleneksel, ister karizmatik, ister rasyonel olsun; sonuçta faturayı emekçiler ve toprak ödüyor, halk ödüyor, üçüncü dünya ödüyor. Kiev yanıyor, Ankara, İstanbul içten içe yanıyor. Suriye açıktan açığa yanıyor. Bacalar dumanı çekmiyor.
Bir arkadaş bir Çin Atasözünü hatırlatıyor; “Aslan’ın sırtına binmek, inmekten kolaydır!” Erdoğan’a iktidarda kalmak için her yolu denemekten başka çare kalmıyor.
Ata et, ite ot verilmez ama insan hem et hem ot hem de başka şeyler yiyebiliyor. Medeniyetle doğallık, dürtülerle akıl kopmuş, yabancılaşma son haddinde, depremler ve devrimler çok uzak olmasa gerek.
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15