Dünya Emekçi Kadın Günü için
Bugün 2 Mart. Önümüzde bir hafta bile yok. Dünya Emekçi Kadın Günü için gündemimiz ne? Kadınların hangi sorununu dile getireceğiz? İstihdam sorunlarını mı? Eşitlikle aynılığın aynı şey olmadığını mı? Kadının birey olmadan kendi reyi olmadan yapacağı evliliğin geçersizliğini mi? “ Dinimiz İslam”, diye karşı çıkanlara “İslam kadınlara eşleriyle evlenirken ve boşandıklarında talep ettikleri parayı pazarlık etme özgürlüğü tanımıştı, günümüzün 11 yaşında kızına böyle bir hak mı tanıyorsunuz sanki döneminin devrimcisi din adına konuşmayın” deme özgürlüğümüz olup olmadığını mı? İslam’da zina denilen eylem için dört tanık istenip bu tanıkların cinsel birleşmeyi görme zorunluluğu olduğunu anlatıp Orta Çağda ölüm cezasının ne kadar zor uygulanabildiğini mi anlatacağız? İş yerlerinde tacizi engelleyemeyince kadınlar eve diye iki de bir homurdanmanın yararsızlığını mı?
Yoksa önceliğimiz yerel yönetim seçimleri mi? Taleplerimizi yerel yönetim seçimlerinde mi dile getireceğiz? Bu konuda hazır mıyız? Büyük paralar harcanarak yapılan seçim propagandalarına karşı savunmamız, silahımız, stratejimiz ne? Yürüyüşler bu sorunu çözer mi?
Kadının yeri evi, fikri bir süredir kızlarımızın bile kabullendiği bir kural. Evliliği bir tarafının cüzdan öbür tarafının her türlü hizmetçi olmasının onur kırıcı yanını görmez olduk. İnsanlarımızın birey olmasına dayanamayan iktidar gurupları olarak yaşıyoruz. İsteğimiz şu : “Öğrencimiz, işçimiz, emekçimiz, eşimiz, çocuğumuz birey olmasın. Beni sevmesin de korksun, ağzımdan çıkacak söze baksın.” Dikkat edin sevgi ve saygı değil bizden istenen korku.
Böyle bir ülkede siyaset yapmak da, kurumlardan adalet beklemek de düş bence. Bireye dayanamayan, hoşlanmadığı, ucu kendisine, çıkarlarına dokunan her olaya “yalan, edepsizlik, uydurma” diye itiraz eden bir bakış açısıyla nereye varılabilir?
Bir sendikanın, mesela Türkiye Gazeteciler Sendikasının yıllar sonra derlenip toplanması, genç gazetecilerin sendikayı ciddiye alması, görev almakta yarışması daha genç bir grubu neden rahatsız eder? Basın emekçisinin birey olması kimi korkutur? Eğitimli emekçilerin çalıştığı bir iş kolunun örgütlenmecisi bir sendika yöneticisine neden pusu kurulup, saldırılır? (Saldırıya uğrayanın benim eski bir çalışma arkadaşım oluşu beni öfkelendirdi ama bir genç insanın evine giderken saldırıya uğraması zaten kötü bir olay.)
Neyse bu sorular için yanıtlarınız var mı? 8 Mart yerel seçimlerin ilk basamağı bence, hazırlanmamız gerek.
Evrensel'i Takip Et