İrtifa kaybı
Fotoğraf: Envato
Her fırsatta, kadının elinde ne varsa ona göz koyan iktidar, kadının işteki emeğine el koyduğu yetmiyormuş gibi evdeki emeğiyle daha da zenginleşmeyi “girişimci ruh” diye parlatan sermaye, kolluğu yargısı medyasıyla erkek adaleti kollayan ve besleyen zihniyet, kadının bedenini kadının kararına bırakmayan kafa, her gün şiddet, her gün sömürü, her an düşmanlık…
Zor muydu kadınların öfkesinin tavan yaptığını, “yetti be” sayacının daha fazla atmadığını tahmin etmek!
Bu yıl 8 Mart’ta kadınlar akın akın çıktı sokağa. Öfkeye sarınarak. İsyana dolanarak. Sadece Türkiye’de de değil, dünyanın dört bir köşesinde el birliği ile dünyayı kadına dar etmeye çalışan sisteme karşı akarak, coşarak, birleşerek. Kimi yerde sosyal hakların kısıtlanmasına karşı, kimi yerde artan şiddete, eşitsizliğe, hakları 30 yıl öncesine döndüren yasal düzenlemelere, kimi yerde savaşa karşı… Çoklukla hepsine birden karşı… Hep aynı sözle çıktılar; “Kadınlar eskiyen düzeni yıkmaya, yenisini kurmaya muktedir”.
Bugünü “kural” diye anlatan, “değişmez” diye parlatanlara karşı kadınların isyanı, yarının nasıl olacağına dair bir işaret fişeği.
Bundan korkanlar da farkında.
Birleşmiş Milletler’i, Dünya Bankası, IMF’si, OECD’si… Hepsinin “kadın günü” mesajı ortak: “Zor günler bizi bekliyor, kadınların ‘insan varlığını sürdürmeyi teminat altına alan varoluşlarını en üst noktaya yükseltelim’! Bu “en üst nokta”, dünya çapında artan yoksulluğun ve güvencesizliğin, eşitsiz yaşam koşulları ve kırpılan sosyal hakların yaratacağı toplumsal kalkışmada en direngen güç olacak kadınları eşitsizliğe mahkum etmekte doruğa çıkalım, demek.
En üst nokta… Erdoğan’ın deyimiyle “irtifa noktası”.
Başbakan, bu 8 Mart’ta kadınların “İrtifa noktasının annelik olduğunu” buyurdu. Kadına olan “Çok çok aşırı sevgisinin” kaynağını böyle açıkladı.
İrtifayı kadının anneliğinde görenlerin aymazlıkta tavan yaptığı gün…
Bir kızı çocuk yaşta evlendirilmişken ses çıkaramayan anne, diğer kızı üç kuruşluk elektrik borcu bahanesiyle babası tarafından “4 bin lira karşılığı” evlendirilmek istenince yapıştı kızının koluna, çıktı televizyonlara ya… Kızının geleceğine dair korkusu sesini yükseltme korkusuna galip geldi ya… “Bu kızımı yedirmem” dedi ya… İrtifa budur işte! İsyanın irtifası…
Kadınları “Çok çok fazla aşırı sevip, kadınlara şiddete sıfır tolerans gösterdiği” yalanını söylediği gün…
Herkesin gözü önünde “Aşırı sevgiye karşılık vermediği” için öldürülen Üniversite Öğrencisi Özge’nin 3 kez korunma talebinde bulunduğunu, polisin “Sen de ne kadar abartıyorsun” dediğini öğrendik ya… Kampüsler inledi ya “Öldüren sevgi istemiyoruz” diye… İrtifa budur işte… Öfkenin irtifası…
“Demokrasi diyen, hak diyen sendika ve derneklerimizi, kadın kollarımızı kutluyorum” cümlesiyle bitirirken Başbakan konuşmasını…
Evine ekmek götürmek için 12 saat çalışan Standart Profil işçisi kadınlar işkenceye dönüştürülen çalışma koşullarına karşı sendikalaştıklarında patron tacizine uğradılar ya… Farklı sendikalardan kadınlar dayanışma için Manisa’ya gittiler ya… İrtifa budur işte… “Dayanışma”nın irtifası…
“Sandığa özellikle hanım kardeşlerim sahip çıkacaklardır” deyip sandık sandık para götürmenin adını “demokrasi” koyarken…
Yolsuzlukla ve talanla yönetilmeyi kendine reva görmeyen kadınlar evinden gözaltına alınma pahasına “Kadınların geleceğinden çalanlara oy yok” diye bağırıyorlardı ya… İrtifa budur işte… Hakkını bırakmamanın irtifası…
Her türlü sömürüyü yalanlarıyla ört bas etmeye çalışanların karşısına kadınlar 8 Mart alanlarını doldurdu ya… Binlerle… İrtifa budur işte… Mücadelenin irtifası. Yarını başka türlü kurma isteğinin irtifası…
Bizdeki bu irtifa noktaları “çok çok aşırı” bir korku yarattığından herhalde, adaleti kendine alet edenler, demokrasinin en hasını kendilerine saklayanlar öfkeyi yumuşatmak için “sandık da sandık” diyip duruyor.
8 Mart’ı gördünüz. 30 Mart’a bir şey kalmadı. Sandık günü yaşayacağınız irtifa kaybından sonrasını da biz göreceğiz.
Hadi bakalım!
- “Aileyi koruma” lafının altından yine nefret ve düşmanlık çıktı! 08 Ekim 2022 00:45
- Başörtüsü istismarında at başı gidenler 06 Ekim 2022 04:28
- Bizi kim öldürüyor? 05 Ekim 2022 05:18
- ‘Sözleşmeden vazgeçmiyoruz’ demek ‘Tek adam yönetimini tanımıyoruz’ demek 21 Temmuz 2022 05:00
- Beşikten mezara rehineliğin adı: Çocuk yoksulluğu 15 Nisan 2022 00:55
- Emma’dan Emine’ye... 10 Mart 2022 23:56
- Kadın dostu postunda emekçi kadın düşmanlığının şahikası: Farplas 18 Şubat 2022 01:20
- ‘Küçüğün rızası’ diyen Bakan çocukların nafakasına göz dikti 11 Şubat 2022 00:00
- Cezaevlerine göz kulak olmak, dillerimizi koparamasınlar diye dil olmak... 28 Ocak 2022 05:00
- 6. Yargı Paketi tehlikesi: Nafaka hakkına saldırıda somut adımlar 07 Ocak 2022 04:54
- Geçen hafta yoksulluktan, çaresizlikten yedi çocuk öldü 24 Aralık 2021 05:00
- Asgari ücreti kadınlara lüks haline getirenler 10 Aralık 2021 04:52